Organa translate English
134 parallel translation
Düşündüm ki, sanki üzerinde fazladan bir organa dönüşüyordu, ve...
It's just that I thought it was growing into an extra limb, and I...
Antikorlar, nakledilen organa saldıracaktır.
My blood's antibodies would attack it as they attack any invading matter.
İşte burada, boyunda... Vücuda nakledilen yabancı organa saldıran antikorları, lenfositler üretiyor.
Here in the neck, the lymphoids that provide the antibodies for the blood that detect foreign transplanted matter.
Ve sonra da yaban arısı cinsel organa ulaşır.
And then the little bumblebee arrives at the stamen.
Sonunda spermler dişi organa ulaşır.
Eventually, they reach the female organs.
Neden şırıngayla kulağındaki lokmaları çıkarıp... fare labirentinin altına gizlediğin... o uyuşuk organa biraz şuur aşılamıyorsun?
Why don't you syringe the doughnuts out of your ear and get some sense into the dormant organ you keep hidden in that rat's maze of yours? - Basil, Bas...
Bu adam, ana bir organa zarar gelmesine müsaade etmeye değer mi?
Is it worth it not to wak e this man up to damage a major organ?
Organa dokunuyor musunuz, efendim?
You're touching the organ, sir?
Fakat bu sefer acil olarak bu organa ihtiyacımız oldu.
But sometimes, when the need is immediate, more aggressive actions are required.
Adam ordusunu kurmak bir sürü organa sahip olacak.
And Adam has a neat pile of body parts to start assembling his army.
Sayın Şansölye, insan tarafının böyle kutsal bir organa uygun adabı izlemelerini talep etmek zorundayım.
Your Eminence, I must request that the human contingent follow decorum appropriate to such an auspicious body as this one.
- Organa ihtiyacınız var mı?
- Do you need an organ?
Hayati bir organa gelmemiş.
Didn't hit any vital structures.
Onun bir organa ihtiyacı var.
He needs a donor.
Büyük bir damara ya da organa gelmemiş.
We got the slug. Didn't hit any major arteries or organs.
Çünkü bir ağız... başka hangi organa neredeyse tıpa tıp benzer?
Because the mouth is the twin sister... the almost exact Iook-aIike of the what?
Her organa sırayla bakılır.
One organ at a time.
Cumhuriyet dizleri üstüne çökene kadar... koldan kola... organdan organa... geçip duruyor.
And he crawls from limb to limb... and organ to organ... until the great body of this Republic... has been brought to its knees. Now then...
Teşekkürler Senatör Organa.
Thank you, Senator Organa.
Senatör Organa.
Senator Organa.
Senatör Organa, yüce başkanımız olağanüstü kongre toplantısına sizin de katılmanızı istiyor.
Senator Organa, the supreme chancellor requests your presence... at a special session of Congress.
Gösterişli bir kadın yüzünü gerdirmek istiyor veya biri hastalanıyor ve sağlıklı bir organa ihtiyacı oluyor, bunları sizden temin ediyorlar.
Some hag trophy wife needs new skin for a face-lift or one of them gets sick and they need a new part, they take it from you.
Söylediğim gibi tümör birkaç organa yayılmış durumda.
As I told you, the tumor is spreading in multiple organs. It's inoperable
Senator Organa sebeb olduğumuz şeylere anlayışlı davranacak gibi görünüyor.
It seems that Senator Organa is sympathetic to our cause.
- Organa ihtiyacı olan bir sürü- -
I suppose. People they sit here with their organs and...
Pekâlâ, Dr. Grey. Şimdi organa verdiğiniz zararı tamir edin.
OK, Dr. Grey, now that you've drained the organ, we can attempt to repair it.
Çünkü sen "Bay hasta, yeni organa ihtiyacı olan adam" sın.
Because you're "Mr. Sick Needs A New Organ Guy."
Sen, testereli, ağaç dalının etrafındaki her organa ellerimizle bastırmadan sakın başlama.
You with the saw, don't make a move until we get our hands on every organ around the tree trunk.
Senin organa, onunda tedaviye ihtiyacı var.
You needed an organ, he needed a fix.
Fikri olan? Langerhans hücreli histiositoz da birden çok organa saldırır.
Langerhans cell histiocytosis attacks multiple organ systems.
Yılan, diliyle havadaki molekülleri toplar ve değerlendirme için damakta bulunan, son derece hassas bir çift organa gönderir.
With this a snake gathers molecules from the air and carries them back for evaluation to a pair of extremely sensitive organs in the roof of its mouth.
Ama bilimadamlarının söylediğine göre, bu araştırmanın sonucu binlerce çirkin ve kulak, burun gibi organa ihtiyacı olan insanlara yardım edebilir.
But the scientists say the process could help thousands of people who've become disfigured and need ears or noses.
Birçok hasta ve organa, insanların işlerine Izzie'nin kariyerine mal olacak?
Cost our patients organs, cost people their jobs, - cost Izzie Stevens her career?
Bir organa kızıyorum.
I resent an organ. That's...
Bu insanların hepsi bir organa ama hepsinde farklı bir organa saldıran bir şey tarafından öldürüldü.
Each of these people were killed by one thing that attacked one organ. But never the same organ.
Bir organa yerleşene kadar etrafta dolaşıp durdular. Organlara yerleşip kısmi olarak farklılaştılar.
They floated around, they landed on an organ, got bathed in cytomes and partially differentiated.
Yani teorik olarak 19 farklı kök hücreyle dolu bir derialtı şırıngası yaptırırsan bunu da doğrudan bir organa yaparsan bir ihtimal aşırı yüklenme olabilir.
I mean, theoretically, if you take a hypodermic syringe, filled with 19 different stem cells, you inject it directly into an organ, there's a chance it can overload.
Henüz denenmedi ama zarar görmüş veya kullanılmayan bir organa güç ve beceri kazandırır.
It hasn't been tested yet, but it would fit over an injured or non-working appenda and add strength and dexterity.
Başka bir organa geç.
Move on to another organ.
- Fakat Senatör Organa, bu sadece...
But Senator Organa, it just wouldn't be
Oh, Senatör Organa, sizi görmek ne kadar güzel.
Senator Organa, how good to see you
Gözetim kameraları hırsızı kasede kaydetmeyi başardı ve polis şuan Alderaan Prensesi, Leia Organa'yı arıyor.
Surveillance cameras were able to record the theft on tape and police Are now looking for princess leia organa of alderaan.
Yaralardan sadece biri hayatî bir organa ulaşacak derinlikteydi.
Only one of the stab wounds was deep enough to hit a vital organ
Birkaç organa sıçramış.
Multiple metastasis.
Önce, bir organa atar, tıpkı gençlik gibi şiddet ve tuhaf fikirlerle enfekte olur.
First, it takes an organ, like youth... and it infects it with violence, strange ideas.
Mermi hiçbir hayati organa ya da damara gelmemiş.
Bullet didn't hit any of his organs or his arteries.
Ona aldırmayın Senatör Organa bir kız olsa da, Padme şaşkınlık yaratmak için kendini biraz zayıf göstermeye bayılır.
Pay her no mind Senator Organa... Even as a girl, Padme down played her strengths helps to maintain the element of surprise.
Ayrılıkçı gemiler Senatör Bail Organa ve onun yardım çabasını engellemek için kaynak zengini Christophsis gezegenini abluka altına almakta.
Separatist ships blocking the resource rich planet of Christophsis. Trapping Senator Bail Organa and his relief effort.
Senatör Organa?
Senator Organa?
Senatör Organa!
Senator Organa!
Evet. hayati bir organa değer biçmeye çalışıyorsunuz.
Yeah, the evaluation of a vital organ.