English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ O ] / Ortağız

Ortağız translate English

2,292 parallel translation
- Sanırım hala ortağız.
So I guess we're still partners.
Patrick kardeş, bizler ortağız.
Brother Patrick, we're partners.
Biz ortağız, Dom. işi önemserim, ama seni daha çok önemserim.
We're partners, Dom. I care for this business, but I care for you more.
O zaman ortağız!
Then we're even!
- Hayır! Biz ortağız.
We're just partners.
İş ortağız.
- We're business partners.
Artık babamla ortağız, ve benim için önemli olan sadece bu.
I'm partners with my dad now, and that's all that matters to me.
Ortağınız, Luis Maria Sanchez Najera'nın kartelin üyeleriyle bağlantısı olduğundan şüphelenmişler.
They suspected that your partner, Luis Maria Sanchez Najera, had links with members of that cartel.
Ben ilk başladığımız zaman büyük bir şirkette çalışabilirdim ama seninle beraber çalışmak istedim çünkü en büyük hisseli şirket ortağının ofisinde adamın kızı ile oynaşırken yakalandın.
You know, I could've gone to work at a big firm when we started, but I chose to stay with you because You got caught boning the senior partner's daughter in his office.
Bay Medilla ortağınızın başına gelenlere üzüldüm.
Mr. Medilla. I'm sorry to hear about your partner.
Şu boyunsuz ortağınla birlikte zaman yolculuğu yaptığınızı sanıyordum.
I thought you and your no-necked partner were busy time-traveling.
Seni bulmamızı eski ortağın sağladı.
It was mostly your old partner who managed to track you down.
Yaklaşık beş sene önceydi. Jamie beni ortağının kızıyla aldattığını öğrenmişti.
Jamie had just found out that you'd been cheating on me with your partner's daughter.
Bakıcı tutacak paranız olmadığından mı yoksa oğlunuzu da şu sözde iş ortağınız gibi benimle ağız dalaşı yapması için mi getirdiniz?
Mr. Scott. Is it because you couldn't afford a sitter, or did you bring your son to match wits with me, like your so-called business partner, who, frankly, looked to be about the same age?
New York'taki şirketi de sayarsak 27 tane kıdemli iş ortağımız var ve Eylül ayında, Stanton'ın "Siz ikiniz" adındaki küçük deneyi oylamaya sunulacak.
You know, there are 27 senior partners, including our New York firm. And in September, Stanton's little experiment called "you two" is gonna get put up to a vote.
Yani, Ban'ı kötülememin imkânı yok, çünkü neticede siz benim ortağımsınız.
There's no way I would disparage Ban because, again, at the end of the day you are my partner.
Firmanızın ortağısınız.
You're a partner in the firm.
Şirket ortağının kızını götürdüğünde ne olmuştu?
What happened when you banged the senior partner's daughter? Yes, I was, uh...
Bay Raoul iş ortağınız mı?
Is Mr. Raoul a business associate of yours?
Beyler sanırım ortağımla tanıştınız, Minnesota Şişmanları...
I think you gentlemen have met my associate, Minnesota Fats...
İş ortağı mıydınız?
Were you his business partner?
Peter, ortağınla biraz yalnız konuşabilir miyim acaba?
- Peter, would you mind if I had a word with your partner in private?
Ben ve ortağım hemen araştırmaya başlarız.
Me and my partner will get on it.
Sen ve yuvarlak ortağın beceriksiz birer aptalsınız.
You and your rotund partner are incompetent idiots.
Dinle bak Murdoch, kız kardeşin suç ortağını söylemezse kendimiz bulmak zorundayız. Üçüncü kişinin katil olma ihtimali var mı?
Listen, Murdoch, if your sister won't tell us who the accomplice is, we're just gonna have to figure this out for ourselves.
Suç ortağınız Victoria Wiggins o sırada devreye girdi.
That's when your accomplice Victoria Wiggins, came in.
Ben ve ortağım kızınızı geri almanız için elimizden geleni yapacağız. Sizi temin ederim. Peki.
My partner and I will do everything we can to help you get your daughter back, I can assure you of that.
Ortağınızın daha yeni öldürüldüğü düşünülürse.
considering your partner was just killed.
Bir fırtına sırasında, ortağımla beraber bu binanın içinde, bir hırsızı kovaladık.
My partner and I chased a burglar into this building during a storm.
Ortağımız, Bazuka Joe seninle biraz konuşmak istiyor.
Our, uh, associate, Bazooka Joe, would like to have a word with you.
2 yıl önce Arizona'da, sen ve suç ortağın hırsızlıktan gözaltına alınmışsınız.
You and a male accomplice took a robbery charge two years ago in Arizona.
Ortağımızı sorguya çekmek gerek.
We need to put our partner on the spot.
Ortağımızı takip mi edeceğiz?
I mean, spying on our own partner?
Önce Buy More zapt ettiler, ortağımızı çaldılar şimdi de üssümüzü işgal ediyorlar.
First, they take over the Buy More, then they steal our partner, and now they're taking over our spy base.
Siz Dr. Quick'in suç ortağınız, değil mi?
Uh, you're Dr. Quick's accomplice, yes?
Kendilerine bakmaları bile çok zor olan çocuklara araziyi arayıp ortağınızı getirin demek ne kadar azarlarsanız azarlayın yapamayacakları bir şey.
It's hard enough for them to look after themselves Telling them to scan the field, come in for back-up No matter how much you scold them, they won't understand you
Ernie, bak bir şey var. Beni alırsanız, ortağımı da almalısınız.
You take me, you got to take my partner.
Ortağı, kırmızı tişörtlü adam.
And his partner, the guy in the red shirt.
Beni sinirlendirme yoksa ortağının kız arkadaşına yaptığım gibi senin de kalbini yerinden sökerim.
Hey! Do not pester me or I will cut your heart out like I did to that bitch of a partner of yours
Önemli olan yeni ortağımızın teslimat sisteminin başarıyla test edilmesi.
What matters is the successful test Of our new partner's delivery system. More tech will come,
Ortağımı yalnız bırakmayacağım.
You know what, I'm not gonna leave my partner.
- 2.8 milyar dolar yatırım ve ortağım ufak, yeşil adamlar tarafından kaçırıldığını düşündüğü için hepimiz batacağız.
$ 2.8 billion in assets. We're going down because my partner thought he was kidnapped by little green men.
- Siz silahlı çatışmadayken o burada, eski ortağınız aleyhinde bir suç duyurusunda bulunuyordu.
That's right. While you were in a shootout, he was filing a complaint against your former partner.
Bu beni de şirket ortağınız yapar.
That makes me the owner.
Kızıl saçlı yeni ortağın mı?
Redhead your new partner?
Ortağımla şüpheliyi gözaltına alacağız.
My partner and I will take the suspect into custody.
Silahla yaralandığın için kan kaybediyordun. Sen ve suç ortağın hangi kapıdan çıkardınız?
Bleeding from a gunshot wound, you and your accomplice exit which door?
Kız arkadaşı asla onu ele vermedi ve suç ortağının da kimliğini hiç belirleyemedik.
Girlfriend wouldn't give up where, we never I.D.'d the accomplice.
Şimdi de onlardan birini ortağımız mı yapacaksınız?
Now you want to partner us up with one?
Sersemlemiş ortağımın söylemek istediği şey şu neden bunu daha önce yapmadınız?
Hi. What my woozy partner meant to say was, why didn't you do it before?
Tanesi 10 dolardan, sizin ve ortağınız için çok büyük para.
At $ 10 apiece that's a lot of money for you and your partner.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]