Owens translate English
767 parallel translation
Memur Jack Owens, Raymond Keeler Alfred Quinn... McLAREN'DEN İLK ATIŞ... Frank Raider, Richard Phillips... KOMİSER PLANLARI AÇIKLAMIYOR... Edward Lynch...
Patrolmen Jack Owens, Raymond Keeler Alfred Quinn Frank Raider, Richard Phillips Edward Lynch...
- İki Owen? - Evet.
- Rice, Unsworth, the two Owens,
Owen'lerin bir dostu olarak hafta sonunu burada geçirmemizi istiyordu.
Inviting us to spend the weekend here. As guests of their friends, the Owens.
Damadın teşrifatçısı da Edward Owen.
Now, the usher for the groom is Edward owens.
Edward Owen.
Edward owens.
- J.C. Owens.
- J.C. Owens.
Adım Owens.
Oh. Owens is my name.
Pekâlâ beyler dönebilirsiniz.
All right, Todd, Owens, turn around.
Sana nerede dedim Owens?
Where is she, Owens?
Owens'ı bırakıp dışarı çıktın.
You ran out and left Owens.
Birazcık beynin olsaydı, Owens'a ihtiyacımız olduğunu anlardın.
If you had half a brain, you'd know we need Owens.
Ortalıkta durursa, Owens'ın eline geçebilir.
He won't leave it lying around where Owens can get his hands on it.
Burada keyfi yerinde Bayan Owens.
She's all right where she is, Mrs. Owens.
Unutma Owens!
Remember, Owens.
Bana söylediğin gibi onları gözetliyordum.
I was... just watching Owens like you told me to.
Owens karısının ve çocuğunun hayatta kalması için emirlerimize uyması gerektiğini biliyor.
Owens'll take orders from us just as long as he thinks... that's the only way he'll save his wife and kid.
Bayan Owens, çocuğu yatağına götürün.
Mrs. Owens, put your baby to bed.
Devam edin Bayan Owens!
Go on, Mrs. Owens.
"Bayan Owens, Tevis ve Gratz ile beraber gidin!"
"Mrs. Owens, go along with Tevis and Gratz." " No.
" Owens, onları dışarı çıkar.
" Owens, get out the team.
"Bayan Owens nereye gidiyorsunuz?"
"Where are you going, Mrs. Owens?"
- Pekâlâ Owens.
All right, Owens.
Hadi Owens.
Come on, Owens.
Gitmeden önce şuraya bir bak Owens.
Now before you start, Owens, take a look over there.
Sende iyi nişan alamıyorsun Owens!
You ain't no shot either, Owens!
Sorun nedir Owens?
What's the matter, Owens?
Beni hakladığını sandın değil mi Owens?
Thought you had me, didn't you, Owens?
Çavuş Owens sizi görmek istiyor.
[Woman] Sergeant Owens from the police is here to see you.
Çavuş Owens, Komiser.
Sergeant Owens, Lieutenant.
Sence benim hakkımda birkaç iyi kelâm eder mi? Bay Owens?
Do you think you could put in a good word for me?
Neden, Bay Owens?
Mr. Owens? Why Mr. Owens?
Eğer Owens bir kelâm ederse insanlar onu dinler.
If Owens puts in a word, why...
Hayatım, Owens'ı ara.
Look, baby, call Owens.
Vicki, kendine güven ve Bay Owens'a olanları harfiyen anlat.
Vicki, you'll be sure and tell Mr. Owens exactly what happened.
Belki, ben de seninle birlikte Bay Owens'ın ofisine gelmeli ve olanları harfiyen...
Maybe I ought to go to Mr. Owens'office with you, and explain to him exactly...
- Bay Owens içeride mi?
Is Mr. Owens in?
- Sizi bekliyor. - Bayan Buckley geldi, Bay Owens.
He's expecting you.
- İçeri gönder.
OWENS : Send her in.
Bay Owens, yetkili memur Rogers'ı aradı ve her şey halledildi.
Mr. Owens called Rogers, the superintendent, and everything's taken care of.
Bir sürü randevusu vardı. Sonra da, Rogers'a ulaşmakta da zorlandı. Owens'ın ofisine telefon açtım ve orada değildin.
He had a lot of appointments and, well, then he had trouble getting in touch with Rogers.
Owens senin için yapar demiştim. Bana mı söyledin?
I told you Owens would do it for you.
Owens'ın harcayacağı baya boş vakti varmış.
This Owens must have a lot of time to waste.
- Owens'ın bu gece Şikago'ya gittiğini söylemiştin.
You said Owens was going to Chicago tonight.
Bay John Owens'a mesaj var!
Message for Mr. John Owens!
Bay Owens!
MESSENGER :
Burke, Callahan, Brown, Reynolds, Allison, Bouquet, Forbes, Spears,
Josephs, Owens, Grant, Pierry.
Owens'a ne dersin?
I've been thinking. What about this fella, Owens?
Bay Owens'ı tam zamanında yakaladım.
I knew you could fix it, Vicki. I caught Mr. Owens just in time.
John Owens gibi bir adamın yerine paldır küldür giremezsin.
Vicki, you were gone five hours. You can't just barge in on a man as busy as John Owens.
- Ne zaman?
I telephoned Owens'office and you weren't there. When?
John Owens!
Write. John Owens!