English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ O ] / Oxford

Oxford translate English

1,330 parallel translation
Zana Teyze Oxford Galerisi'nde bir sürü insan olacak değil mi?
Zana Auntie? There will be a lot of people at the Oxford Gallery, yes?
Oxford veya Cambridge'e müracaat ettin mi?
So, have you applied for Oxford or Cambridge?
Babanızın, Oxford Arkeoloji Bölümü Başkanı Samuel Maitland olduğunu fark etmemiştim. - Bu, doğru.
I did not realise, that your father is Samuel Maitland, professor of archeology.
Hayır, Oxford bursunu, kaç tane bursum var benim?
No, my Rhodes scholarship, how many scholarships do I have?
Harvard'da, Chicago'da, Oxford'da ya da Buenos Aires'te eğitim alırlar, ve portreleri resmi galerilerde sergilenir.
Educated at Harvard, Chicago, Oxford or Buenos Aires, their portraits hang in the official galleries.
Aslında para içinde yüzüyor tabii ama Oxford'da komünist olmuş.
Oh, he is, how do you say it, rolling in money, of course, but he became a communiste on Oxford.
Oxford akademisyeni John Masterman istihbarat komitesinin emri altındaydı.
0xford academic John Masterman is in charge of a committee of spymasters.
Defol! - Peki bütün bunlar ne? Dur!
Too busy being an Oxford academic.
Bütün eski Oxford'lu arkadaşlar bir araya toplanacaklarmış. - Bu sefer davetini kabul edecek misin?
My own sister... she travels, often.
Parlamento Meydanı, Oxford Cad. Merkez, Westminster Köprüsü.
.. Parliament Square, Oxford Street, central London, Westminster Bridge.
Merhaba. Benim adım Marcus du Sautoy ve ben yolun üstünde ki Oxford Üniversite'sinde matematik profesörüyüm.
My name's Marcus du Sautoy and I'm a Professor of Mathematics up the road at the University of Oxford.
Yazın Oxford'da iki ay ders verecek. Bana da yazın ne yapmayı planladığımı sordu.
He's spending a month teaching a couple courses at Oxford over the summer... and then he asked me what I planned to do over the summer.
Sanırım bana onunla Oxford'a gitmemi teklif edebilir.
I think he might ask me to go with him to Oxford. - Why else would he ask?
Asher bu yaz onunla Oxford'a gitmemi istedi. Oxford'a mı?
Asher asked me to go to Oxford with him this summer.
Vay canına. Oxford.
Oxford? "That's..."
Oxford'da çok yoğun olacağım.
You know, I'm going to be very busy at Oxford.
Ayrıca Sorbonne ve Oxford'da okumuş. Ve üç başkanla tanışmış.
She also studied at the Sorbonne and at Oxford... and met three presidents.
Oxford'da.
In Oxford.
- Oxford'tan.
- From Oxford.
Oxford'dan mezun olmak üzereydim ve annemin Ascot yarışlarında bir atı vardı.
What happened was, I was about to graduate from Oxford and my mother had a horse in the Royal Ascot race, right?
Oxford'da okudum.
I studied at Oxford.
Oxford Üniversitesi'nde okudum...
I have studied at Oxford University...
Oxford caddesinde satın almıştık.
We bought it from Oxford street.
Vay! Oxford sözlükten altın madalya aldım.
I'm a gold medalist from Oxford Dictionary.
Oxford üniversitesi.
Oxford university.
- Oxford.
- Oxford.
Evet, Oxford Üniversitesi.
Yes, Oxford university. Oxford!
Oxford'daki sponsorlarınızla görüştüm.
I've contacted your sponsors at Oxford.
Oxford haklıydı, benimle birlikteyken her şey etkilenebilir.
"Oxford was right, you should not have disturbed me."
Woo, Oxford, seni suçlamıyorum. Beni takip etmek istiyorsanız edin.
Woo, Oxford, I will not blame if you do not follow me.
Isabela, Oxford, kollayın kendinizi.
I don't think he spotted us. We'll have to assume he has.
Oxford, tekneyı hazırla.
Oxxxfooorrdd!
Pileli pantolon, Oxford gömlek, yeni ayakkabılar.
Creased khakis, Oxford shirt, new shoes.
- Babam Oxford camiasının belediye başkanı gibiydi.
My dad was like the mayor of Oxford Circle
Oxford ya da başka bir yerde boks takımında mıydı?
Really? Was he on the boxing team at Oxford or something?
Oxford mu?
Oxford?
Üniversite dersleri.
I've seen Oxford Blues.
Sizin fotoğraflarınız olacak.
I've organized an exhibition at the Oxford bookstore on Park Street... of your photographs.
Hayır, yanılıyorsun.
There's to be a reunion of all my Oxford friends.
Yakında öleceğim.
It's natural to wonder whether a place where you were so happy so many years ago whether Oxford will be the same.
Oxford sözlüğünde bulamadım.
It's not in the OED.
ORDU BİRLİK BERABERLİĞİ PERÇİNLER - Oxford, Miss.
Oxford Town, Oxford Town Everybody's got their heads bowed down
Oxford!
And what all buildings did you design?
Oxford tamam, Komutanı ile konuşabilir.
Unless we're under attack.
Bu kapalı oturum önemli.
That's quite alright, Oxford. I'll speak to the commander.
Nerede? Önde.
Where's the Gallion, Oxford?
Cebinizde, Oxford gözleri mi var.
I don't see anything.
Tehlikeli sarsıntılar olabilir.
Isabella, Oxford arm yourself.
Oxford Evet, kaptan.
This could be dangerouse and a trap.
Kesinlikle sessiz olmamız gerekiyor.
Oxford.
Neden bu kadar acele ediyorsunuz?
Oxford, prepare the boat!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]