English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ P ] / Parker

Parker translate English

5,749 parallel translation
Parker beni takip etmeni mi söyledi?
Parker tell you to follow me?
Parker nereye gittiğimi biliyor mu?
Does Parker know where I'm going?
Parker'a Jenny'den bahsetmedim, bir şey bilmiyor.
I didn't tell Parker about Jenny. She doesn't know anything.
Parker arıyor.
It's Parker.
Parker biliyor mu?
Does Parker know?
Camilla Parker...
Camilla Parker...
Abartma, Parker.
Lay off, Parker.
Adım Peter Parker, bu arada.
I'm Peter Parker, by the way.
Yani, Örümcek'ken biraz ilgi çekiyorum ama Peter Parker'ken?
I mean, Spidey-me gets some attention, but Peter Parker?
Parker.. otopsi yapmış Travma deniyor..
I had Parker slip me the results of your friend's autopsy- - blunt force trauma, sustained on impact.
Akrabaları var mı? Ajan Parker, az önce Ajan Weston aradı.
Agent parker, I just heard from agent weston.
Parker ile diğer kurbanlarla arasında ilişki kurabilmek için Kate Ficnher'ın hastalarını ve iş arkadaşlarını araştırıyorduk.
Parkes and I have been checking out Kate Fincher's patients and co-workers at the hospital, looking for connections to the other victims.
Ajan Parker, Joe Carroll'un tarikatında kaç kişi var?
Agent Parker how many people are a part of Joe Carroll's cult?
- Hemen Parker'ı ara.
Get Parker on the phone now.
- Ajan Parker.
Agent Parker.
Bakın, bunun teknoloji harikası bir S.H.I.E.L.D. Hellicarrier'ı olduğunu ele geçirilemez bir defans sisteminin olduğunu ve bir futbol sahası büyüklüğünde olduğunu biliyorum. Ama Parker Malikânesi'nde bazı önemli sorunlarım var.
Look, I know it's a SHIELD heli-carrier, and it's got to have state-of-the-art technology, impregnable defense systems and be the size of a football field, but I got major housing problems at Casa de Parker.
Savcılık Bürosundan Jason Parker.
Jason Parker from the office of the prosecuting attorney.
Dedektif Ol Parker, San Jose polisi.
Detective Ol Parker, San Jose PD.
Anladınız mı?
Her name is Audrey Parker.
Adı Audrey Parker. Onu bulmak zorundasınız.
You have to find her.
Audrey Parker!
Audrey Parker!
Parker'a haber ver.
Let Parker know.
Sen lidersin, Parker.
You're the leader, Parker.
Şüpheli 95 Parker'dan doğuya gidiyor.
Suspect is heading East from 95 Parker.
Bir Parker'ı görme şerefini neye borçluyum?
So to what do I owe the pleasure of a Parker sighting?
Peter Parker, seni istiyorum.
Peter Parker, I want you.
Onun Parker denen çocuğu aldığını söyledin. Neden yaptığıyla ilgili bir fikrin var mı?
You said he took the Parker boy.
Belki de Gobbie Parker'ın gizli yönünü biliyordur.
Maybe Gobbie knows about Parker's icky sticky side.
Parker'a güçlerini veren bir Oscorp örümceğiydi.
It was an Oscorp spider that gave Pete his powers.
- Parker. Bunu yapmana gerek yok.
You don't need to do this.
Ama ben Bay Parker'ın tam da Örümcek Adam'ın hiçbir yerde olmadığı zaman ortaya çıkmasını çok daha ilginç buldum.
But I find it more intriguing that young Mr. Parker just happened to arrive when Spider-man is nowhere to be found.
Uh, Bu nasıl Parker ev rulosu, adamım?
Uh, how's that Parker house roll, man?
Lord Peter Wimsey ve Müfettiş Parker gibi.
Like Lord Peter Wimsey and Inspector Parker.
Biliyor musun, Parker, May gibi bir yengen olduğu için şanslısın.
You know, you're lucky, Parker, to have an aunt like May.
Harika parti, Parker... değil.
Great party, Parker... not.
- Endişelenme, Parker.
- Don't sweat it, Parker.
Endişelenme, Parker.
Don't worry, Parker.
Megan Parker.
Megan Parker.
Bence belki Parker İngiltere'dedir diye ya da Christine çok sağlıklıdır diye ama Booth bu çocuklara bir karnaval vermek istedi.
I think maybe it's because Parker is in England or maybe because Christine is so healthy, but... Booth wanted to give these children a carnival.
Sağlam bir soru. Parker'ın odasında kalıyorum.
I'm staying in Parker's room.
- Ya parker?
- What-What about Parker?
- Parker mı?
- Parker?
Parker'a adil olacaksın.
You'll be fair to Parker.
Parker, solu al.
Parker, take left.
- Soruşturmayı Ajan Parker idare ediyor.
Agent parker's taken the lead.
Ajan Parker!
Agent Parker!
Audrey Parker.
Audrey Parker... you understand me?
Audrey Parker'ı arıyordun, tıpkı kafamda yaptığın gibi.
I was watching the news, and there you were, calling for Audrey Parker, just like you did in my head.
Dur.
- Parker.
Anlıyor musun?
Parker's gonna want to come home someday.
Parker bir gün eve gelmek isteyecektir.
Oh, I got to tell you.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]