Patlayacak translate English
2,380 parallel translation
Temmuz 2005 Çoğu ekonomist diyor ki : " Bu bir balon, patlayacak.
JULY, 2005 We have so many economists coming on our air, and saying, oh, this is a bubble, and it's going to burst, and this is going to be a real issue for the economy.
Bilmiyorum, sanırım pahalıya patlayacak.
I don't know, I guess it costs a lot of money.
Her şekilde yakalanacaksınız, işbirliği yapıp, ikinizde teslim olacaksınız, ya da saatte 90'la lastikleriniz patlayacak ve bir daha ağabey kız kardeş olma şansınız kalmayacak.
Caught either way, But one way you cooperate and you both go in together. The other way, your tires are blown out at 60 miles an hour
Birilerinin dumanı görüp yerimizi bulamsına yaklaşık on dakikamız var. Beş saniye içinde de yakıt patlayacak.
We have about ten minutes until the smoke tells anyone in the area exactly how to get on our trail, and about five seconds until the fuel explodes.
Eğer hareket edersem, patlayacak.
If I move, it blows.
Eğer bana dokunursan, patlayacak.
If you touch me, it'll blow!
Bu sana pahalıya patlayacak, dostum.
That's going to cost you an arm and a leg, man.
Boşaltamazsam sanki patlayacak.
" that if I don't get them out, I might explode.
"Mart'ın 3'ünü istiyorum çünkü önümüzdeki 500 yılda, bir süpernova patlayacak."
"I would like the night of March the 3rd because sometime in the next 500 years, a supernova's going to explode."
- Bu size pahalıya patlayacak.
- That's gonna cost you.
- Bu size pahalıya patlayacak.
- That's gonna cost you. Well, yeah - huh.
Dur, patlayacak mı bu şey?
Un... Wait, it's going to explode?
Bu düzgün ve dar yol sana pahalıya patlayacak.
The straight and narrow path is gonna cost you.
Bu denklem gümüş'ün denklemidir ve gümüş patlayacak.
This equation is the molecular formula for silver fulminate.
Sikeyim, patlayacak böbreklerim.
Bloody hell. I'm dying for a piss.
Dokuyucu Patlayacak... -... ve onları oradan çıkaramayacağız.
The Weave's going to blow up and we can't get them out.
Patlayacak! Biliyorum!
It's going to splurge, I know it.
Patlayacak!
It's going to splurge!
Senin zarar görme fikrine bile dayanamam. Madem patlayacak git lütfen.
I can't bear the thought of you getting hurt if this thing goes off, so...
Bunu tamir ettirmek ne kadara patlayacak biliyor musun?
Come on, you know how much it will cost to fix it?
- Evet, resmen patlayacak kadar.
- Yes, literally to the point of exploding.
Patlayacak!
It's gonna blow!
Bu şey bir şekilde içindeki videoyu dış dünyaya vererek orada oynatıyor. Dr. Kıyamet o tuşa bastığında... Patlayacak mıyız?
This thing is somehow buffering the input, and I think it's just gonna play the movie out, and then, when Dr. Doomsday hits that button, boom!
Ama bu durum dönüp dolaşıp bizimle anlaşma yapmaya geldiğinde kıçında patlayacak.
But it's only gonna come back to bite you in the ass when you need to make a deal.
♪ Jake'in yüzünde patlayacak ♪
♪ on Jake's ugly fa-a-a-ce ♪
Ryuumyaku patlayacak!
The Ryuumyaku's going to erupt...
Propan tüpü patlayacak.
There's a propane tank. It's gonna explode.
Tümü aynı anda patlayacak.
They're all going to blow at the same time.
Aynı frekansa ayarlı bombalar, eş zamanlı ayarlanmış yani, hepsi de aynı anda patlayacak.
They're using frequency clocks, synched up, so I'm guessing that's when they're all set to go.
Bana ne kadara patlayacak?
What's it gonna cost me?
Şablona uygun giderse, bir bomba daha patlayacak.
If the pattern holds, there's gonna be another grenade.
Manüel olarak patlatacağım ya da iki dakika içinde patlayacak.
I detonate manually or in two minutes.
O patlayacak ve ferropodous bankadaki herkesi öldürecek mi?
She's going to explode, and the ferropodous is going to take out everybody in the bank?
Her şey patlayacak diye bir şey yok, Parker.
Not everything blows up, parker.
Polisi ara ; çünkü büyük bir bomba patlayacak.
Contact homeland security because there's gonna be a big bomb.
Sanırım... eminim... hatta gayet eminim ki üc saatten az bir süre.. ... içinde DOUM odalarındaki çok büyük bir şey patlayacak.
I think I'm pretty sure I'm nearly positive that in less than three hours something very big is going to explode in the doom rooms.
Sanırım beynim patlayacak ; ya da gözlerim yuvalarından fırlayıverecek. Sakın bunun üzerini kirleteyim deme.
I think my brain is going to burst, or my eyes just pop out of their sockets.
Yakında patlayacak!
Which will soon go off.
- İlki temiz çıktı. - Ama şu anda gözbebekleri patlayacak gibi.
His first neuro came up clean, but now he's got a blown pupil.
Bu parça patlayacak!
The joint's gonna blow!
Anne, kafam patlayacak!
Mommy, my head is gonna burst!
önümüzdeki günlerde bizim gözetimimizi güclü tutun benim bilgim var büyük bomba Fort Kochide patlayacak bu bilgiyi güvenilir bir kaynaktan ögrendim bu yüzden sehrin her yerinde gözümüz olmali umarim bir hata yapmazsin
keep our surveillance strong for the coming two days.. l`ve got information that a major bomb blast will take place in fort kochi. that is from a very reliable source.
Kabak senin başına patlayacak.
You will pay the price.
Ben olumlu biriyim... Ki bu süpernova çöplüğü suratınızda patlayacak.
I'm positive... that this supernova of garbage will explode in your face.
5 dakika içinde patlayacak.
It's going to go off in about five.
O kadar şiddetlidirler ki eğer onlardan biri, sadece bir kaç düzine ışık yılı mesafemizde patlayacak olursa Yeryüzünü kavuracaktır.
They're so violent, if one of them exploded just a few dozen light-years away, planet Earth would be toast.
Patlayacak!
it's gonna blow!
Volkanlar patlayacak, depremler, dev yangınlar olacak!
Mountains erupted, earthquakes, raging fires!
Ama size pahalıya patlayacak.
But it'll cost you.
- Derek, gözbebekleri patlayacak.
- Derek, she's got a blown pupil.
Bu sefer pahalıya patlayacak!
This'll cost him dear!