Paulo translate English
650 parallel translation
Hey Paulo!
Hey, Paulo.!
- Paulo ile ortaklar, değil mi?
- He in cahoots with Paulo?
Görünüşe göre, Paulo silahlı soygun için Martineau'nun arabasını kullanmış.
It seems Paulo used Martineau's car for his holdup.
- Paulo nerede?
Where's Paulo?
Sakin ol Paulo.
Relax, Paulo.
Pekâlâ Paulo?
So, Paulo?
Gidelim Paulo.
Let's go, Paulo.
Sebastiao Sao paulo Üniversitesi'nden iktisatta master içinbir burs kazanınca, oraya yerleştiler ve evlendiler.
When Sebastião won a scholarship to study for a Master in Economics from the University of Sao Paulo they moved there and married.
- Dün gece Paulo ile aranızda ne oldu?
- What about you and Paulo last night?
Hep Paulo'nun ilk olacağını hayal ederdim.
I always dreamed that Paulo would be the first.
Selam, Paulo.
Hello, Paulo.
Paulo'yu sevdiğini söyledi mi?
Has she told you she loves Paulo?
Birlikte mutlu olabiliriz, ama sevgili Paulo, ben artık eski Nini değilim.
We could have been happy together, but I'm not the same Nini anymore, my poor Paulo.
Eğer bir koca istiyorsan, Paulo ile evlen.
If you want a husband, marry Paulo.
Paulo...
Paulo.
Sao Paulo mu?
São Paulo?
Sao Paulo diye bir şehir var, ona yakın sayılır.
It's not far from a town called São Paolo.
Sao Paulo!
São Paolo!
Paulo...
Paulo...
Senin Paulo nerede?
Where's your pal Paulo?
- Paulo'ya ne dersin?
- What about Paulo?
Müstakbel Bayan Paulo olabilir kendisi.
The future Mrs. Paulo, maybe.
Paulo kapıcıyla ilgilenirken, siz de güvenliği silah tehdidiyle buraya getireceksiniz.
Bring the security guys here at gunpoint while Paulo takes care of the doorman.
Paulo sürekli senden bahsediyor.
Paulo never stops talking about you.
Paulo sana bu kadar ilgi duyarken, hayır.
Not while Paulo's still keen on you.
Paulo'ya hiç benzemiyorsun.
You're sure not like Paulo.
Tabii Paulo'ya göre gerçekleri.
Well, the truth according to Paulo.
Ya Paulo'nun hikayesi doğruysa?
What if Paulo's story's true?
Deauville'in kasası hakkında Paulo'nun bana söylediklerini.
What Paulo told me about the Deauville safe.
Ve Paulo'nun da.
So did Paulo.
Ona Paulo diyeceğim, eski un değirmeninin ustası dedemin adını yaşatacak.
His name is Paolo, after my grandfather, the owner of the old flour mill.
" Sevgili Elena, çocuğu vaftiz ettirip, adını Paulo koydun.
" Dear Elena, you have baptised the child and called him Paolo.
Paulo, sen arkasından dolan.
Paulo, you get behind him.
Paulo'yu havuza iten yakışıklı genç kimdi?
Who's the handsome young man who pushed Paulo into the swimming pool?
Paulo anlatırken, burada büyük şef olduğunu ve babasının onun fikrini almadan hiçbir şey yapmadığını söylemişti.
Paulo says he's in charge here. That his father involves him in everything.
Burada büyük şef, Simon. Paulo da evin küçük oğlu. Hepsi bu kadar.
So Simon's in charge and Paulo has remained a child.
Paulo, bana bir erkek kardeşin olduğunu söylememiştin.
Why did you never mention your brother?
Beni iyi dinle Paulo! Sen sadece önemsiz birisin, o kadar!
You're his inferior.
Paulo mu canını sıkıyor?
Are you embarrassed for Paulo?
Paulo, sevgilim!
Paulo, darling.
- Yine mi Paulo?
- Paulo again?
- Ona neden Paulo diyorsun?
Why do you call him Paulo?
- Paul, Paulo'dur da ondan.
- Paul means Paulo.
Bu birinci hata. Ben, Paulo demeyi tercih ediyorum.
I prefer Paulo.
Kan akacak Paulo!
Blood, Paulo!
Silvia'ya, Bayan Paulo Martins olacak şahsa.
To Silvia, who will be Mrs. Paulo Martins.
Bay Paulo, Bay Paulo...
Mr. Paulo, Mr. Paulo...
Bay Paulo, siz arkadaşımdınız.
Mr. Paulo, you used to be my friend,
Bay Paulo, öyle demeyin. Bay Paulo...
Mr. Paulo, don't say that, Mr. Paulo...
Ama Paulo turp gibi.
But Paulo is in the pink.
- Dur Paulo, bu çılgınlığın...
Stop, Paulo, your madness...