English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ P ] / Paulsen

Paulsen translate English

88 parallel translation
Bay Paulsen, size Sarah Tobias'ın ifadesinin önemsiz olduğunu söyledi.
Mr Paulsen has told you the testimony of Sarah Tobias is nothing.
Bunlar Bay Paulsen için önemsiz olabilir ama Sarah Tobias için değil.
It may be nothing to Mr Paulsen, but it is not nothing to Sarah Tobias.
Bay Paulsen, Kenneth Joyce'un orada tecavüz olduğunu anlayan tek kişi olduğuna ikna etmeye çalıştı.
Next Mr Paulsen tried to convince you that Kenneth Joyce was the only person there who knew that Sarah Tobias was being raped.
Joey Paulsen.
Joey Paulsen.
Bay Paulsen'ın böyle gariplikleri vardır.
You know, Mr. Paulsen is funny that way.
Paulsen'ı sürekli yemeğe götürdüğü için mi?
You know, because he takes Paulsen to dinner all the time?
- Bay Paulsen!
- Mr. Paulsen!
Paulsen! Bizi çok korkuttun.
Paulsen?
Bay Paulsen, beni yanlış anladınız.
Mr. Paulsen, I didn't mean it. You...
Terfi için beni uygun gördü.
I ran into Mr. Paulsen before, uh, he's, uh, giving me the promotion.
Paulsen'İn hazırladığı rapor yüzünden mi açığa alındın?
Was it Paulsen that turned you in for the report that got you suspended?
Hayır, Paulsen aradı.
No, Paulsen called.
Bu bir insan ve onun bir adı var, ve adı Robert Paulsen, tamam mı?
This is a man and he has a name, and it's Robert Paulsen, OK?
Robert Paulsen mı?
Robert Paulsen?
Onun adı Robert Paulsen.
His name is Robert Paulsen. His name is Robert Paulsen.
Onun adı... Robert Paulsen.
His name... is Robert Paulsen.
Onun adı Robert Paulsen.
His name is Robert Paulsen.
- Onun adı Robert Paulsen.
- His name is Robert Paulsen.
Robert Paulsen'ın cesedini arka bahçede gömülü bulacaksınız.
In the back, buried in the garden, you'll find the body of Robert Paulsen.
Bayan Driscoll? Şerif Bölümü'nden Çavuş Paulson 1. hatta.
I have a Sergeant Paulsen from the Sheriff's Department on line one.
Ederim. - Lütfen Çavuş Paulson'a yeni komuta zinciri hakkında bilgi ver. - Tamam.
Please advise Sergeant Paulsen of the new chain of command.
Paulsen bu arada, aslında bütün dünyadaki bankacılık sisteminin çöküş sebebinin ve Londra'daki ve Wall Street deki pek çok bankanın batmasının sebebinin mortgage krizi olmadığını itiraf etti.
Paulsen has, in the meantime, admitted that the sub-prime mortgage crisis is not the cause, really, of the breakdown of the entire world banking system and the bankruptcy of most of the banks in London and in Wall Street. He said,
Glen Paulsen.
Glen paulsen.
Bayan Paulsen, zamanınızın değerli olduğunu biliyorum ama buraya sizi hazırlamak için geldim.
Ms. Paulsen, I understand that your time is valuable, but I'm here to prepare you.
Davacı Bayan Donna Paulsen'i çağırıyor.
The plaintiff calls Ms. Donna Paulsen.
Bayan Paulsen, Harvey Specter sizden belgeyi yok etmenizi istedi mi?
Ms. Paulsen, did Harvey Specter order you to shred this document?
Bayan Paulsen işinizde iyi olduğunuzu söyleyebilir misiniz?
Ms. Paulsen, do you consider yourself good at your job?
Bayan Paulsen, yok etmekle suçlandığınız belgenin üzerinde size ait olan kaşeyle atılmış beş yıl öncesine ait bir tarih var.
Ms. Paulsen, there was a personal date stamp from five years ago on the document that you're accused of shredding.
Davacı Bayan Donna Paulsen'i kürsüye davet ediyor.
The plaintiff would like to call Ms. Donna Paulsen to the stand.
Bayan Paulsen Harvey Specter size o belgeyi yok etme emri verdi mi?
Ms. Paulsen, did Harvey Specter order you to shred that document?
Bayan Paulsen, sizden neden ayrıldı?
Ms. Paulsen, why did he end it with you?
Donna Paulsen, Travis Tanner'ın umurunda bile değil.
Travis Tanner does not give a shit about Donna Paulsen.
Çünkü Gary Paulsen teyzemin eline vermiş, o da karşılığında bir sürü bedava kitap vermiş.
'cause my aunt gave Gary Paulsen a handjob, and he gave us, like, a ton of free books.
Fred Paulsen, idari yapımcı.
Fred Paulsen, executive producer.
Paulsen gelecek bölüme kadar bana ihtiyaçları olmadığını söyledi ben de burada kalarak çizelgeyi kontrol ediyordum.
Paulsen told me they wouldn't need me until the next segment, so I stayed here, monitoring the Doppler.
Paulsen, haber sunuculuğunu alması için Ella'yı eğitiyordu.
Well, Paulsen was grooming Ella to take over the anchor desk.
Paulsen yerini devralmam için beni hazırlıyor gibi görünüyordu.
It felt like Paulsen was grooming me to take over.
Paulsen bile.
Not even Paulsen.
Ben, Bay Paulsen'ı oynayacağım.
I'm gonna be playing Mr. Paulsen.
Burada herkesin de bildiği gibi Paulsen buradan hiç ayrılmadı.
And as far as everyone in here knew, Paulsen never left either.
Garrett, Paulsen'ın hayatını ona borçlu olduğunu söyledi.
Um, Garrett said Paulsen owes him his life.
Uzun süreli haber yapımcısı Fred Paulsen 1. derece cinayetten, Theresa Shea'yı öldürmekten suçlanıyor.
Fred Paulsen has been charged with first-degree murder in the death of Theresa Shea.
Açıkçası doğruyu söylemek gerekirse en beğendiğim yer Bayan Paulsen'in bölmesinin içiydi.
Though truth be told, my favorite spot was inside Ms. Paulsen's cubicle.
Donna Paulsen, Maria Monroe, ilk yılımda sekreterimdi.
Donna Paulsen, Maria Monroe, my personal first-year.
Pearson Paulsen gayet iyi oluyor.
Pearson Paulsen sounds pretty good.
- Günaydın, Bayan Paulsen.
- Good morning, Ms. Paulsen.
- Paulsen.
- Paulson.
Sen Bay Paulsen'dan korkmuşsun.
I mean, you're too frightened of Mr. Paulsen.
Bu arada, Kleinman, Bay Paulsen'la o işi hallettim.
By the way, Kleinman,
Çavuş Paulson, ben CTU'dan Erin Driscoll.
Sergeant Paulsen. This is Erin Driscoll at CTU.
Bir sınıfın var artık.
I'm Donna Paulsen.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]