Peer translate English
630 parallel translation
"Araştıran gözler benim sırrımın içini göremez."
"Prying eyes can't peer into my secret."
Bilim adamları olarak, meraklı olmalı... ve sınırları zorlayıp... esrar perdelerini aralayacak kadar da cesur olmalıyız.
As men of science, we should be curious... and bold enough to peer beyond it... into the many wonders it conceals.
Ben halkımın özel hayatına karışıyor muyum? Kimi sevmeleri gerektiğini dikte ediyor muyum?
Do I peer into the lives of my subjects... and dictate to them whom they shall love?
Berthe, baban bir Fransız dükü ve ilgilenmesi gereken çok mühim sorumlulukları var.
Berthe, your father is a peer of France and has a great many responsibilities to attend to.
Matmazel sizce büyüdüğüm zaman dük olabilir miyim?
Mademoiselle, when I grow up, do you think I'll be a peer of France?
Fransa dükü olduğumu hatırlatırım.
I remind you that as a peer of France, I'm not accountable to officers.
" Anayasanın 29 fıkrasına göre yasama meclisi tarafından tutuklanıp, düklüğü alındıktan sonra şu emirler uygulanacaktır :
" And in view of Article 29 of the Constitutional Charter requiring that no peer be arrested except by authority of the chamber we have ordered the following :
Affedersiniz. "Eglio" ya uygun bir kafiye biliyor musunuz acaba?
Excuse me, do you have a rhyme with "Peer"?
- D'azeglio!
Peer? Shakespeare!
"Geleceğin sırlarını görme becerisine sahip değiliz" fakat gelecek günlerde Britanya ve Amerika halkı kendi güvenlikleri ve herkesin iyiliği için "heybetle, adalet ve barış içinde birlikte yürüyecekler."
It's not given to us to peer into the mysteries of the future but in the days to come the British and American people will, for their own safety and for the good of all, walk together in majesty,
Yakından bakınca herhalde onu tanıyacaksın.
You'll probably recognize him when you peer very closely.
Arne Dorumsgaard Ibsen'in oyunları için müzikler yaptı.
Anitra's dance is from Grieg's incidental music for Ibsen's Peer Gynt.
Louis D'Ascoyne Mazzini, Chalfont dükü... bir İngiliz asilzadesi olarak, cinayetle suçlanıyorsunuz.
Louis D'Ascoyne Mazzini, Duke of Chalfont, you, as a peer of England, are indicted for murder.
rakibi, eşi, emsali yok.
No rival, no peer.
doğal olarak. sonuçta bölgenin soylusu o.
Naturally. He's a peer of the realm.
Seni ilgilendirmeyen konularda, pencerelerden asla bakma!
Never peer through windows, on matters that don't concern you.
Masamichi Taira'ya Beşinci Mertebe alt sınıf derecesi bahşedilmiştir.
Masamichi Taira is created a peer of the Junior Grade of the Fifth Rank.
Soluma baktım ve ne göreyim?
I peer over to my left, and what do I see?
Yatak odalarına kapanıp, gizlice bu kadına benzeyecek olan - Sararmış fotoğraflara bakacaklar.
They will closet themselves in their bedrooms and secretly peer at yellow photographs which that woman will resemble.
Adam aralıktan içeri bakar :
The man tries to peer through the entrance.
Şu an sizin yaş grubunuzda En İyi Kadın Oyuncu ödülü için oy kullanacak 655 akademi üyesi var.
Easy. There are, as of now, 655 Academy members in your peer group that'll be casting a vote for Best Actress.
Çok kibar, sevecen biri. Kraliyet ailesinin de yakını.
He's a dear, kind man, and a peer of the realm.
Oh, evet ben hayalinden fazlasıyım...
Oh, yes, I'm very much your peer
Lord John McCartey, İrlandalı milyoner asilzade.
Lord John McCartney, millionaire Irish peer.
" Bütün dükler, kontlar, asiller hep gelmiş
" Every duke and earl and peer is here
Ayrıca, 50 yaşıma gelipte bir sabah uyandığımda... yatakta onunla göz göze gelmeyi istemedim.
Besides, I didn't want to wake up 50 years old some morning and peer across the pillow with his face peering back.
Bak bakalım.
Have a peer through that.
İsaburo eşsiz bir kılıç ustasıdır.
Isaburo's a swordsman without peer.
Sabahtan beri gözün sokakta.
All morning you peer into the street,
Bir kaç kibrit çaldığı için azarlanan asilzade.
A peer scolded for stealing some matches.
Onun evcilleştiremeyeceği hiçbir kadın yoktur.
He has no peer in the taming of women.
Ağzınızda neşe, benzersiz bir şekerleme.
A mouthful of cheer, a sweet without peer.
# # That sweet without peer
# # That sweet without peer
Kiltli bir odaya götürün, pencerelerden kimsenin kendisini göremeyeceği bir yere.
A room with a lock and something over the windows so they can't peer in at him.
Herkesin bir sonu vardır!
Every man has his peer
Bu günü de göreceğimi hiç düşünmemiştim soylu bir krallık üyesinin bir çanta dolusu değerli eşyayı bize emanet edeceği günü.
I never thought I would live to see the day when a peer of the realm, entrusts to us, a case of valuables...
Yaşıtlar kümesinin uyum yeteneği, hipnotik telkinle endişe boşalımı gibi şeyler.
Things like... peer group adaptability... and anxiety catharsis through hypnotic suggestion.
Ben, Victor Hugo, Fransa'nın yasal haklarına sahip eski yurttaşı kızım Adele'in evlenmesine izin veriyorum.
I, VictorHugo, former peer of France... authorize my daughter Adele to marry.
"Siz insanlar, arabanızın arka koltuklarını dikkatle izleyen ve saatler sonra otelin arka kapısından çıkan"
"You people who peer into the back seats of our cars, hours after you come out of the back doors of your motels."
Çocuklarına, torunlarına eşi benzeri görülmemiş bu gösteriyi anlatabilirsin.
One of the great performances. You can tell your children your grandchildren you saw one of the all-time greats, without peer.
Yen Shih-san ve 3üncü usta dışında kimse bizimle başa çıkamaz!
We have no peer
Tatar orduları mavi suların kıyılarında ilerliyor.
Tartar troops peer across blue waters of the bay...
Bomba nişangahından aşağı dikkatle bakıyoruz.
We peer down the bomb sight.
- Peer Gynt ile üst kata.
- Upstairs, with Peer Gynt.
"Peer Gynt" metni sende mi?
Have you got the text of Peer Gynt?
" Ibsen'in bir yapıtı olan Peer Gynt doğasında olan...
" Suggest how you would resolve the staging difficulties
"Ortaya çıkan zorlukları nasıI çözeceğin hakkındaki önerin"... yazdığın, tırnak,...
"inherent in a production of Ibsen's Peer Gynt" you have written, quote,
" Peer Gynt eserinin içindeki..
" In attempting to resolve the staging difficulties
Kırım Savaşı'nda başarıyla savaşmış olan... "... Bay Albert Pinson, Legion of Honour Nişanı sahibi... "
Mr. Albert Pinson, of the 16th English Hussars... who fought with distinction in the Crimean War... to Mademoiselle Adele Hugo... daughter of Victor Hugo... officer of the Legion of Honor... one time peer of France... and former people's representative under the republic.
Akran baskısı.
It's peer pressure, freddy.
Güçlü bir şeydir, hatta biz çocukken bile öyleydi.
Peer pressure.