Penicillin translate English
443 parallel translation
Penisilin, sülfamit, ağrı kesiciler ve daha neler...
Penicillin and sulphur drugs and who knows what.
Bu kadar bulaşıcı olacağı sanılmıyordu. - Penisilin kökünü kazıyacaktır.
Nobody thought it would spread so quick, but the penicillin will stop it, surely.
O penisilin var ya...
That penicillin...
Ama bulaşıcı değil. Çok yaklaşsan bile.
Nothing a ton of penicillin won't cure.
Penisilini daha önce duymuş muydun?
Have you ever heard of penicillin?
Viyana'da yeteri kadar penisilin yok.
In Vienna, there hasn't been enough penicillin to go around.
Askerî hastaneden çalınan penisilinler,.. .. el altından hastalara fahiş fiyatlarla satılmaya başlandı.
Stealing penicillin from the military hospitals, diluting it to make it go further, and selling it to patients.
Sen de bir miktar penisilin hırsızlığını araştırmaktan cinayete vakit ayıramıyorsun yani?
Are you too busy chasing a few tubes of penicillin to investigate a murder?
Sahte penisinleri alanlar bunlardı.
They used some of this diluted penicillin against meningitis.
Lime'ın suçlarının sonucunda hastalanan bütün çocuklar burada yatıyor.
All the kids in here are the result of Lime's penicillin racket.
Lime'ın penisilinlerinden vermişler.
They gave it some of Lime's penicillin.
Ona penisilin iğnesi yaptım.
I just gave him a shot of penicillin.
- Yine penisilin mi yapacaksın?
- Is it Penicillin today?
İçme suyuna, tıbbi gereçlere kana, penisiline ve benzeri şeylere ihtiyacımız var.
We need drinking water and medical supplies - plasma and penicillin.
Acil olarak içme suyuna, tıbbi gereçlere kana ve penisiline ihtiyacımız var.
We need drinking water and medical supplies desperately - plasma and penicillin.
- Biraz daha penisilin ve İncil.
- We need more penicillin and bibles.
Demek penisiline yanıt veriyor.
That means she's responding to the penicillin.
Bir sefer de hasta olduğu halde penisilin içmedi çünkü ateşinin 40'a çıkacağına dair bahse girmişti.
Once he was sick and would not take penicillin. He bet his fever would go to 104.
Penisilinden sonra bugüne kadar gördüğümüz en mükemmel şey bu.
This is the greatest thing that's come our way since penicillin.
- Penisilin alıyor musun?
- You taking penicillin?
Doktor, penisilin, grip.
The doctor, the penicillin, the cold.
Penisiline alerjim var.
I'm allergic to penicillin.
Fleming, ilham veren bir kaza sonucunda penisilini buldu.
Fleming discovered penicillin by an inspired accident.
Penisilin.
Penicillin.
Acele et yoksa penisilinizle sıvışacak.
Hurry, or he'll make off with your penicillin.
Penisilinimiz!
The penicillin!
Penisilin değil bu.
It's not the penicillin.
Biraz penisilin mesela?
A little penicillin?
Benim penisiline alerjim var. ve diğer bütün büyük ilaçlara.
I'm allergic to Penicillin and all them other wonder drugs.
Eğer hayattaysan bunu penisiline borçlusun.
If you're alive, you owe it to penicillin.
Penisiline, tüm sülfat ve bazı misinlere alerjisi olduğunu doktora söyle, e mi?
Be sure and tell the doctor that he's allergic to penicillin... all of the sulphas and some of the mycins.
Biz de 400,000 ünite penisilin tableti üretmeye geçeriz.
We'll switch to 400,000-unit penicillin tablets.
Penisilin, kalp ilacı, insülin gibi yaptığımız her şeye koyduğumuzun aynısı.
The same thing we use in penicillin, digitalis, insulin, whatever we make.
Etrafta bombalar... bombalar ve kurşunlar uçuşurken çalışıyor, ampütasyon ve penisiline aşk ve kahkaha katıyorlar.
Operating as bombs... Operating as bombs and bullets burst around them, snatching laughs and love between amputations and penicillin.
Pek çok kişi, Kolomb'un ülkenizi keşfettikten sonra yolda..... San Marcos'da mola verdiğini ve hastalık kaptığını da bilmez. Bu hastalık bugün bir penisilin iğnesiyle tedavi edilebilmektedir.
They also fail to realise that before Columbus discovered your country, he stopped in San Marcos and contracted a disease which can today be cured with one shot of penicillin.
Biliyorum, farkındayım, ama... eğer bazı İngiliz doktorlar "bu mantar da ne" diye sormasalardı... bugün penisilin diye bir şey olmazdı. Öyle değil mi?
I know, I realize, but if certain British doctors never asked, "What is this fungus?" we wouldn't today have penicillin.
İstenmeyen bir mantarın steril bir kapta kazara büyümesi şeklindeki ender bir başlangıç sayesinde Sör Alexander Fleming dünyaya penisilini kazandırmıştı.
It was from such an unlikely beginning as an unwanted fungus Accidentally growing on a sterile plate That sir alexander fleming gave the world penicillin.
Kızının penisiline ihtiyacı vardı bu yüzden o da, bunu bulmak için karaborsacı oldu.
Her daughter needed penicillin so she became a black-market runner to get it.
- Neler oluyor?
I'm allergic to penicillin.
General, sıhhiyenizin bana vermi şolduğu penisilinler için de size minnettarım.
General, I extend to you my gratitude... for the penicillin your medical services made available to me.
Penisilin diye bir şey duydunuz mu?
Have you ever heard of penicillin?
O bavul penisilinle dolu.
Well, that suitcase is full of our penicillin.
Biliyorum. Ama binbaşı penisilinle ilgilenmiyor.
I know all that, but the major is not interested in our penicillin.
Sizde penisilin olduğunu sanmıyorum, ama olabilir de.
I don't believe your so-called penicillin exists, but it just might.
Buralarda penisilin bulunur mu acaba?
Don't know where we're going to find any spare penicillin here, do you?
Kimliğimi kazanmak için okula dönmek istediğimi söylediğimde "Kimlik istiyorsan, bir köprü inşa et, penisilini bul Yeter ki çekil başımdan" dedi.
When I told him I wanted to go back to school to get some identity, he said to me, "You want identity, go build a bridge, invent penicillin. Just get off my back."
Sizi burada, penisilin iğnesiyle bekliyor olacağım.
I'll be waiting up for you, with bandages and penicillin.
Eğer bir şey olursa sana birkaç penisilin veririm.
And if anything happens, I'll get some penicillin for you.
Penisilin ne?
What is penicillin?
- Ne verdiniz ona? Çok az butazoladin, biraz da penisilin.
A little "Bute" and some penicillin.
Önümüzdeki pazartesi penisilin iğnesi için niye büroya gelmiyorsun?
Why don't you come to the office next Monday for a shot of penicillin?