Philip translate English
3,964 parallel translation
- Philip, çok komiksin.
Very funny, Philippe.
Philip Larkin.
Philip Larkin.
Philip beni eve götür.
Take me home, Philip.
Beni eve götür Philip.
Philip, take me home.
Etraftaki tüm çocuklar Philips'in akranları.
All the kids in the neighborhood are Philip's age.
Philip bu bayramı severdi, onun favorisiydi.
Philip loved it... His favorite holiday.
ve Philip evden diğer eşyalarını getiriyor.
And Philip is bringing some more of your things from home.
Çok iyi görünüyorsun Philip...
You look just fine, Philip...
Çocuğun adı Philip'ti.
His name was Philip.
Küçük bir çocuğu hatırlıyor musun? Philip adında bir çocuğu.
Do you remember a boy?
Genç bir çocuğu.
Called Philip. A young boy.
Philip nerede?
Where's Philip?
Philip ikinci sınıfa gidiyor.
Well... Philip, uh, is going into the second grade. And...
- Hayır Philip.
No, Philip.
Philip'e ben bakarım.
I'll watch him.
Ucuz kabarne için birbirimizle ilgileniyormuş gibi yapacağız ve sürekli olduğu gibi Philip hakkında saçma sapan sorular soracak. "Babası kim" gibi.
We're just going to pretend to be interested in each other over cheap Cabernet, and he's gonna, like, ask me all the same stupid questions that they ask about Philip, like who the dad is, and then look at me like I'm half a moron
Philip'e bakmak istediğine emin misin?
Are you sure that you're OK to watch him?
Karanlıktan korkmayayım diye Philip verdi.
Philip gave it to me so I won't be afraid of the dark.
Philip Parker 12 yaşına basıyor.
Philip Parker turning 12.
Philip Parker yarın gece doğum günü partisi düzenliyor.
Philip Parker's having his birthday party tomorrow night.
Philip Parker'ın sis makinesi olurken bizim pizzamız mı olacak?
Philip Parker's having a fog machine and we're having pizza?
Philip, adamım.
Philip, my man.
Philip Parker'la ne zamandan beri arkadaşsınız?
Since when are you friends with Philip Parker?
Philip popüler biri ve herkes orada olacak.
Philip's popular and everybody's gonna be there.
Philip Parker.
Philip Parker.
Teşekkürler, ama ben yarın gece Philip Parker'ın partisine gidiyorum.
Oh, thanks, but I'm going to Philip Parker's party tomorrow night.
Herkes yarın gece Philip Parker'ın doğum günü partisine gidiyor.
They're all going to Philip Parker's party tomorrow night.
Kim bu Philip Parker?
Who is this Philip Parker?
Philip Parker'ı unutalım.
We're gonna forget about Philip Parker.
En iyi arkadaşım aniden Philip'in en iyi arkadaşı oldu... çünkü onlar aynı aptal psikofarmakolojiste gidiyor.
My best friend is suddenly best friends with Philip... because they go to the same dumb psychopharmacologist.
Philip Parker'ı duydun mu?
Have you heard about Philip Parker?
Neyse, Philip Parker suciçeği çıkarmış.
Anyway, Philip Parker has chicken pox.
Açıkçası Philip'in böyle tatlı bir partiyi kaçırmasına üzüldüm, ancak... suçiçeği geçirdiğinde ne yapabilirsin ki?
I actually feel bad Philip's gonna miss such a sweet party, but... what can you do when you got the pox?
Philip Parker suçiçeğine yakalanmış.
Philip Parker has chicken pox.
- Adı Philip.
His name's Phillip. Okay.
- Philip'e ulaşamadım.
I still haven't reached Philip.
Philip... Philip mi?
Philip.
- Neden Philip'in işi olabilir diyoruz?
- Why do we think Philip is involved?
- Yoksa tersi miydi? - Philip.
- Or is it the other way around?
Nasılsın ağabey?
- Philip. Oh, my big brother.
Philip babasından yana pek şanslı değildi.
Philip wasn't... wasn't as lucky with his father.
Philip'le fazla zaman geçirmediniz.
You didn't spend much time with Philip back then, did you?
- Philip hangi cehennemde?
- Where the fuck is Philip?
- Sakin ol.
- Philip, take it easy.
Philip de boyunduruğa girdi artık.
Philip's got a ball and chain now.
- Philip umarım mutlu olur.
- I just hope Philip will be happy.
Ben onu evcilleştiririm.
- But I'm not others, am I, Philip?
Elisabeth'le Philip gidiyorlar.
Look... Elisabeth and Philip are leaving.
Hadi, Philip. Titremek yok.
Okay, Philip.
Colby, Philip, Eğer şarkıları beğenmediyseniz...
Colby, Philip?
Ben Philip.
This is Philip.