Picture translate English
32,788 parallel translation
Mükemmel resim ile ilgili olan sorun neydi?
So what was wrong with the perfect picture?
Bu Emma'nın o domuz çiftliğindeki fotoğrafı.
Now, this is that picture of Emma at the pig farm.
Ama sana arşivimden bir resim indirebilirim.
But I can download you a picture of it from our archive.
Bu mu senin resmin?
This is your picture?
Sizi durumdan haberdar etmek istedim bir bakıma.
I just wanted to put you in the picture, as it were.
Büyük resim muhtemelen habersiz kalmalı.
Bigger picture probably best staying ignorant.
Boya gitsin!
Paint them a picture!
- Noah'ın yaptığını düşüneyim diye. ... çünkü aramızdaki anlaşmazlık beni işin dışında tutuyor.
- To make me think it was Noah, cause a rift between us, get me out of the picture.
Belli ki konunun dışında olman mümkün değil.
You're obviously impossible to get out of the picture.
Bu fotoğraf neden ters asılmış?
Why is that picture upside down?
Bu Emma'nın domuz çiftliğindeki fotoğrafı.
This is that picture of Emma at the pig farm.
Daha geniş bir çerçeveden bakarsak "World Wide Web" neye döüşecek?
Big picture... what will the World Wide Web become?
Biliyorsun, hala Eloise tablosunun önünde benim resmim var.
You know, I still have that picture of me in front of the Eloise painting.
Bunun bir resmini çekebilir miyim?
Well, can I take a picture of this?
Ne olduğunu anlamak için görüntü almaya çalışıyoruz ama burada kaos hakim.
We are trying to get a clear picture of what's going on, but the scene is absolute chaos.
Gözlerini kapat ve istediğini hayal et. İnternette onun pornosu var.
Close your eyes and picture anything, and there is porn of that on the internet.
Bir fotoğrafımı çeksene hemencecik.
Oh, wait, wait. - Give me. Take a picture of me real fast.
Bu fotoğraf Avrupa'da bütün gazetelerde çıkacak.
That picture will run in every paper in Europe.
- Çatı katında fotoğrafın.
Picture of you in the attic. - Oh, this old thing?
Rohan'nın fotoğrafını Polise devretmeliyiz.
We have been circulating Rohan's picture in the Police...
Burada onların tek bir resmi bile yok.
Not even one fucking picture of them here.
En beğendiğimiz şey şu. Dünyayı dolaştığımız için her hafta arkada başka bir manzara olacak.
We think the great thing is that because it roams around the world, we get a different view out of the big picture windows every week.
Fotoğrafı göstersene.
- Mm-hmm. - Show him the picture.
- Benim fotoğrafım.
Um... - The picture of me.
Charlie, kendine-yarar işi, dediğinde kafamda tarot kartları belirmemişti.
When Charlie said he was in the self-help industry, I didn't exactly picture tarot cards.
Büyük resmi görmen gerek.
you gotta think big picture.
Şu an bahsettiğin şeye, büyük resim deniliyor.
What you're seeing right now, we call that the big picture.
Demin eski fotoğrafa baktım.
I just looked at this old picture.
Sana resmini gösterdiğimiz adam... bombayı yerleştiren O.
The picture we showed you, that guy planted the bomb.
Ve, bu bu bu halim hiç de güzel değil.
And, um... this is not a very pretty picture.
Resmen doğru olan şeyi yaptım.
I was the picture of artistic integrity.
Sakın bunu yanlış anlama ama bu çekildiğin en kötü resim olabilir.
Don't take this the wrong way or anything, but this might be the worst picture you've ever taken.
Ona resmi göster.
Show him the picture.
Sana bu resimden hiç bahsetti mi?
Did he ever talk to you about this picture?
Güzel resim.
Cute picture.
Ama ilk önce fotoğrafını çektim ki, duvarıma asabileyim.
Although I took a picture of it first so I can put it on my wall.
Bak, şu resimlerine bir bak.
Here, look... look at this picture of them.
Büyük ihtimalle bütün sınır kapılarına resmimi dağıtmışlardır.
They probably have my picture posted all over the border crossing.
Hani kedi veya ev resmi çizerken kediyi veya evi kafanda canlandırırsın ve mükemmel görünür ama elinle bir türlü kafandaki o resmi yapamazsın ya?
You know when you're drawing a cat or a house and you picture that cat or that house in your mind and it looks so perfect but you just can't get your hand to live up to that picture in your head?
Nasıl olmak istediğini kafanda canlandırırsın. Harika ve kusursuz olur ama kafandaki o resmi bir türlü yapamazsın.
You picture how you want to be and it's so wonderful and flawless but you can't ever live up to that picture you imagined.
Seninle o mükemmel resmi yapmam için bana bir şans ver.
Give me a chance to make that perfect picture with you.
O resmi alacağım.
Handling that picture.
"Arkadaşın elimizde." ve bir kadının fotoğrafı.
"We have your friend," and then a picture of a woman.
Salak kovboy resmin hakkında konuşmaya ne vaktim ne de ilgim var.
Look, I don't have time for, or interest in, talking about your stupid picture of a cowboy.
Yanlış bir Hindistan imajı yaratmışız.
We have portrayed a wrong picture of India.
Fotoğraf çeksene.
Get a picture.
Bu çok güzel bir resim.
- Okay. - Now, this is a very nice picture.
Anladım.
Um... uh... I get the picture.
Bir fotoğrafımı çek hemencecik.
Take a picture of me real fast.
Görüntü geldi.
We've got picture.
Efendim, görüntüyü kaybettik.
Sir, we lost picture.