English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ P ] / Pills

Pills translate English

8,654 parallel translation
Beni temizlemek için ilaç vermen ironik değil mi?
Don't you think it's a little ironic you're feeding me pills that clean me up?
Hayatın ilaç dolabına elimi daldırdım ve 6 tane hap çektim.
I put my hand in the medicine cabinet of life and pulled out six pills.
İlaçlarını almalıydım!
I had to get her pills!
İlaçlarını almak için iki saat yok olmuş.
He was gone for two hours getting her pills.
Sırtı acıyor, ama ağrı kesici almıyor.
Her back is hurting, but she won't take the pain pills.
Hap içtim.
I took some pills.
Ne hapı içtin, Rachel?
What pills did you take, Rachel?
Haplara ihtiyacın yok.
You don't need pills.
- Hapları mı ortakları mı?
The pills or the partner?
- Onlar onun hapları değil de bana.
- Tell me those aren't his pills.
Haplarımı çalmışsın.
You stole my pills.
- Belki boğma kısmı değil ama evime habersiz gelmesi, George'un evine habersiz gitmek istemesi bana hap içirmeye çalışması.
Well, I mean, maybe not the choking part, but him coming over to my house unannounced, wanting to go to George's house unannounced, and trying to get me to take all those pills. I don't know.
- Bana hap verip duruyordu.
He kept giving me pills.
Umrumda olan gizemli haplardan içip daha sonra olacakları düşünmemen.
I care that you took some freaking mystery pills, and didn't think about what would happen next.
Hapını içmeyi falan mı unuttun?
You forget to take your pills or something?
Eliza haplarımı bulamıyorum.
- Eliza, I can't find my pills.
- Haplar seni paranoyaklaştırmış.
- You're probably paranoid from the pills.
Hap yutuyorsun.Şoka girmişsin.
Well, that's a shocker, you know, you're chewing pills.
Haplar yüzünden değildi.
No, it wasn't because of the pills.
Bunun haplarla alakası yok ve hiç bir şeyle de karıştırmıyorum.
This has nothing to do with pills and no, I'm not mixing anything.
Uyku haplarıdır, sakinleştiricilerdir?
Sleeping pills, tranquilizers?
Louise, aldığın şu haplar, hani aile doktorunun yolladıkları?
Louise, those pills you're taking, your family doctor sends them to you?
Hayır, hayır, haplardan bahsediyorum. O na yutturduğunuz.
No, no, no, I'm talking about the pills that you've been feeding her.
İlaçlarımı alıyorum aksatmadan hepsini alıyorum. Kırmızıları, mavileri.
Been taking the pills... all of them... reds and blues.
Hapları biliyorum.
I know about the pills.
Diyet haplarıyla zıplıyordum.
I was hopped up on diet pills.
Sen diyet hapları mı almıştın?
You took diet pills?
- Siz ibnelerde hap falan var mı?
- Hey, any of you homos got pills?
Penis hapları!
Pills!
O müthiş zamanda seyahat hapları için teşekkür etmek istemiştim.
Just wanted to say thank you for those terrific time-travel pills.
Bay Hapishane Müdürü, efendim, ilaçlarım...
Uh, Mr. Correctional Officer, sir, uh, my pills...
İlaçlarımı almam lazım.
I need my pills...
Sadece ilaçlarımı istiyorum.
You know, I just want my pills.
Uyku hapları ve yatıştırıcılar.
Sleeping pills and tranquilizers.
Sık sık uyku hapı alır mısınız?
Do you often take sleeping pills?
Haplara bağımlı.
She's strung out on pills.
Artık o pembe haplar da neyin nesiyse.
Whatever the hell those pink pills were.
Onu hırsızlıktan yakaladığım zaman çantası ilaç doluydu.
The other day, when I caught him stealing, his bag was full of pills.
İlaçları atmasının sorun yaratacağı aklıma gelmedi.
It never occurred to me that flushing the pills would be a problem.
Endişeni azaltacak ilaç falan var mı etrafta baksana.
You want to see if there's some pills around here to take you down a few notches?
Haplar nerede?
Where are all the pills?
Bana haplardan yüz kat daha ağır olan sabunları verdin hayatım. Yani evet, siyatiğim tuttu.
Well, honey, you gave me the soap, which is like a hundred times heavier than the pills, so, yeah, it's my sciatica.
- Sen hapları al.
- You take the pills.
Hapları bana geri verirsen eğer...
If you give me those pills back,
İlaçlar için.
For the pills.
-... söz vermeni istiyorum.
- I need you to promise me that you will not take any of those pills yourself.
Şu küçük haplardan Allah razı olsun.
Those little pills, thank God for them, huh?
Kokain, eroin, hap.
Cocaine, heroin, pills...
İlaçlar bu durumlar için var.
That's what the pills are for.
Onlara ihtiyacın yok senin.
You don't need the pills, all right?
Sen ise içki ve ilaçlarla mideni dolduruyordun.
While you gorged yourself on pills and booze!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]