Plaza translate English
1,392 parallel translation
Şüpheli plazaya yöneldi!
Suspect's headed into the plaza!
Monarch Plaza oteli.
Monarch Plaza Hotel.
Kesinlikle!
Absolutely. At the Plaza Hotel.
O mitingi plazanın önünde yapma sebebiniz neydi?
But what was the reason you held the rally at that plaza?
- California Meydanı.
- California Plaza.
Meydana gidince tekrar dene.
Try again when we get to the plaza.
Sağlık görevlileri meydanın doğusuna.
I need EMTs at the east end of the plaza.
Bu arada lüks olmayan bir yer bulun.
In the meantime, try to find someplace that isn't The plaza.
Plaza'ya gidip Eloise'ın resminin altında çay içelim.
Go to the Plaza for tea under Eloise's picture.
- King's Plaza içindeki alışveriş merkezine yürüyüşe gider.
He goes mall-walking inside King's Plaza.
Plaza'da olacağım.
I'll be at the Plaza.
Leo'yla beraber Plaza'da yiyebildiğin kadar ye brunchına gideceğiz.
Leo and I are going to that all-you-can-eat brunch at The Plaza.
İzole edilecek plazanın ortasında.
He's going to be isolated in the main edificio in the center of the plaza.
Plaza sayılmaz, Ama elimizdekinin en iyisi.
It's not The Plaza, but it's the best we have.
Sunset Plaza'da bir ev var.
There's a house on Sunset Plaza.
- Sunset Plaza'ya ne oldu?
- What happened to Sunset Plaza?
Güvenlik sağlandı.
Plaza secure.
- Yarın Plaza'da büyük bir konuşması var.
She's giving a big address at the Plaza tomorrow.
- Plaza mükemmel, ama çok kıytırık bir koruması var.
The Plaza's gorgeous, it's just a bitch to secure.
- Tüfeği Plazanın oda anahtarıyla birlikte bulduk.
We found the rifle along with the Plaza room key.
- Plaza yem idi.
The Plaza was a decoy.
Plaza, Matthews silahlar, bütün herşey.
The Plaza, Matthews, the gun, the whole thing.
Şurada da alışveriş merkezi var. Market burası.
And there is the plaza the market...
Mayo Alışveriş Merkezinde birisi büyükannene söylemiş.
Somebody told the Grandmothers of Plaza de Mayo.
Çünkü canavar, Veracruz'da ki ve çevredeki köyleri dehşete düşürmüş durumda.
That's because a monster has been terrorizing Veracruz... and the nearby villages. Right after I sent the e-mail to you... the monster showed up near the plaza and nearly got Jorgito.
O yeni sinagogu yan taraftaki meydana yapmayı planlıyordu.
He wanted to build the new synagogue in the adjacent plaza instead.
Fakat gerçekte kitapçıda çalışan bir tezgahtar, Sunset Plaza'daki bir evin kirasını karşılayamaz. "küçük ve köhne bir yer" olduğunu belirtse bile.
00, 00 : 37 : 04 : 13, But in reality, a bookstore clerk couldn't afford to rent a house above Sunset Plaza, 00, 00 : 37 : 07 : 00, even if it is, as she claims
Bu arada istediğiniz bilgiyi buldum. Bahsettiğiniz hanımefendi ve beyefendi Plaza Athena Oteli'nde, 209-21 1 numaralı süitte kalıyorlar.
The lady and gentleman you mentioned, they're staying at the Plaza Athena Hotel, suite 209-211.
Burası bir alışveriş merkezi.
This is the shopping plaza.
Bir tabela asmalıyım aynen Dealey Plaza'daki "Kennedy Burada Öldü" gibi "Dougie Burada Öldü".
You know, l-I should put up a sign, you know, like in Dealey Plaza, "Kennedy Shot Here," "Dougie Dropped Here."
Ya da Eyfel Kulesi'ni, Londra Köprüsü'nü, Venedik'teki San Marco Meydanı'nı ilk gördüğünde yüzünün alacağı ifadeyi görmemek kadar değil.
Or not seeing your face the first time you see the Eiffel Tower or London Bridge or the Plaza San Marco in Venice. You know, it's not like either of us have any money now.
Bu meydanda bir yerde.
Somewhere here in the plaza.
Meydanda öylesine gezinmesine izin veremeyiz.
- We can't let him wander the plaza. - I'll look after him.
Ben meydanın öteki tarafında, kahve dükkanındayım.
I'm at the coffee shop, other side of the plaza.
Plaza'da da yapsan aynı, şeyde yapsan da aynı...
You know, that's the same whether you do it at the Plaza or...
Choate, Joan Didion'ı konuştururken bize "Eloise Plaza'da" okunur artık.
- That suggestion box was a bad idea. Watch Choate get Joan Didion while we're being read Eloise at the Plaza. Listen.
Meydanı görebilirsin.
You can see the plaza.
2 Haziran 1994'te Norfolk'ta terhis olmuş. Postalarının Plaza Hotel'e gönderilmesini istemiş.
Ah, when he joined the Navy, he was discharged at Norfolk, June 2 1994 where he ah, had his mail forward to the -
Plaza Hotel New York'ta 5 Hazirandan 22'sine- - Meksika'ya uçana kadar.
Plaza Hotel in New York, where he was June 5 to the 22nd when he flew to -
South Coast Plaza.
South Coast Plaza.
South Coast Plaza'ya mı gideceksin?
You're going to South Coast Plaza?
South Coast Plaza'ya.
South Coast Plaza?
Otobüsü aldın, plazayı geçtin, metro istasyonundan indin?
You took the bus, crossed the plaza, went down to the subway station?
LuthorCorp Plazası.
LuthorCorp Plaza.
- Kalacak biryerimiz olmaması çok kötü, ama meydanda uyuyabiliriz
- Too bad we don't have a place to stay, but we can sleep at the plaza
30 dakika sonra Plaza Otelin önünde buluşalım yoksa cipslerini yerim.
So meet us outside the Plaza Hotel in 30 minutes, or I will eat your chips.
Plazanın önünde olacağız.
It's in front of the Plaza.
Plaza Hotel'de.
For God`s sakes, I got the bill!
Yarın 15 : 30'da buluşuyor muyuz?
We'll meet you tomorrow, 3 : 30, in the plaza. - I have a surprise.
Century City'deki 34 katlı Fox Plaza, Zor Ölüm'de ( Die Hard, 1988 ) Bruce Willis'le birlikte rol aldı.
00, 00 : 48 : 47 : 13, The thirty-four-story Fox Plaza in Century City 13, 00 : 48 : 50 : 00, co-starred with Bruce Willis in Die Hard.
Fox Plaza, çok uluslu bir Japon firmasının... Los Angeles şubesinin ofisliği yapan Nakatomi Plaza'yı oynadı. Seksenlerin sonunda,
00, 00 : 49 : 58 : 00, The Fox Plaza played the Nakatomi Plaza, 00, 00 : 50 : 01 : 00, the Los Angeles branch office of a Japanese multinational.