Population translate English
3,258 parallel translation
Pnömokok evsiz popülasyonda oldukça sık görülür.
Pneumococcus is pretty common among the homeless population.
Nüfusun çoğunluğu tecrit edildi şehirlerde alım satım yapması yasaklandı.
The majority of the population had been marginalized and forced out of the commerce in areas.
Unuttun mu, askeri bir deney yüzünden kasaba insanlarının yüz şekilleri bozulmuştu?
The whole town's population was disfigured from the military experiment?
Yahudi nüfusu azalmıyor, şişko.
- The Jewish population isn't dying out, fat ass.
Bu manzara, locada oturan Lucretia'nın varlığıyla birleşince halkı rahatlatmaya yardımcı olur.
Vision that combined the presence Lucretia in the box calm the population.
Tüm bu söylenilenler, böcek popülasyonu davetsiz misafirlere göre belirli avantajlara sahiptir... zehir, yüksek miktarda salgılanır.
All that being said, the insect population has distinct advantages over an intruder... poison, any number of secretions.
Güzel şehrimizin nüfusu.
That's the population of our fair city.
Kendi Şii nüfusuna karşı da olmak üzere, 45 dakika içinde aktive edilebiliyor.
- Which could be activated within forty five minutes - including against his own Shia population.
Ajanlarımıza göre sivil halk daha fazla idare edemeyecek, ve...
According to our agents can handle civil population not much more, and...
Genelde Amerika'nın çocuk büyütmeye en uygun yeri olarak görülür. Polonyalı nüfusu oldukça fazladır.
Uh... regularly chosen as one of America's best places to raise children and has a large Polish population.
Nüfusu 308.
Population 308.
- Kıtanın doğu bölümünde ayı nüfusu üzerinde araştırmalar yapıyor...
He's been doing a field study on the bear population east of the continental divide for...
- Gardiyanları genel nüfusla kilit altında tutarsan, kötü şeyler olur.
The guards get locked in with the general population, bad things happen.
Kangbuk'un nüfusu, 400,000'dir.
Population of 400,000
Sene sonuna kadar nüfusu arttırmak için üreme emri verildi.
We have a procreation mandate to bump up the population by the end of the year.
- Bence vampir nüfusunda, bu kandırmacayı bitirip cinayet ve kanla dolu eski günlere dönmeyi amaçlayan bir grup mevcut.
I believe that there is a faction of the vampire population that wishes to do away with the pretense and go back to the days of murder and bloodshed.
Bu görüntüler açiga çikarsa insan irki, vampirlere karsi öyle bir harekete geçer ki agziniz açik kalir.
If that video goes viral, human population's gonna rise up against vampires... -... faster than you can say Molotov cocktail.
Çözüm bu çünkü gerçek insanları beslemek için yeterli kaynak yok.
The solution, because we no longer can feed the population of real humans.
200 yıl önce aynı şey Afrika halkı için söylendi.
200 years ago, the same was said about the population in Africa.
Sana ve kargaşadan etkilenen herkese yardım etmek istiyoruz.
We want to help you and the entire population from chaos.
Çağlar boyu, yiyecek çeşitliliği kertenkelelere adada büyük nüfus oluşturmalarına yardım etti. Ama bir başka önemli etken var, bana bu yolla ulaştı.
Foraging a variety of foods has helped the goannas build a large population on Lizard Island, but there's another important factor and that's how they react to me.
Ve nüfusun geri kazanılması çok yavaş.
And recovery of a population is slow.
Tüm bu etkenlerin birleşimi de, resifin güney kısmındaki nüfusun son on yılda yarıya indi demek.
A combination of all these factors means the population in the southern part of the reef has halved in the last decade.
Mahkumların arasına karıştığın üçüncü gün bıçaklandın.
Third day in general population, you got stuck.
Mahkumların arasına dönemem.
I can't go back into general population.
Neden Bay Porter diğerlerinden ayrı tutuluyor?
Why isn't Mr. Porter in general population?
Müdür seni yine diğerlerinin yanına transfer ediyor.
The warden will be transferring you back to general population.
Sekiz aylığına ortalıklardan kaybolmadan önce Oxford'da popülasyon hakkındaki tezi üzerinde çalışıyormuş.
He was working on his degree in population study at Oxford when he dropped off the grid for eight months.
Kesinlikle efendim. Bu da bizi sivil nüfusa getiriyor. Ve şüphelimizin, hapse gönderdiğiniz biri adına çalışması ihtimaline.
Exactly, sir, which brings us back to the civilian population and the idea that our suspect might be working on behalf of somebody that you've incarcerated.
Popülasyonu kimsenin umurunda değil ve düşüyor.
Population : No one cares and dropping.
Maura, bu çağda her dört kişiden biri internet kullanıyor.
Oh, Maura, 25 % of the population uses the internet.
Bakanlık hapishaneki kişi sayısının % 2 azaltmamızı istiyor.
The ministry want us to cut the prison population by 2 %.
Nüfusun yarısının var zaten.
50 % of the population has one.
Çin'in kuzeyindeki küçük, şirin bir vilayette. Oradaki Sibirya kaplan nüfusu hayliyle fazla.
It's in this lovely, remote province in northern China, where they have this large population of Siberian tigers.
Nüfus : 10790
Population : 10,790.
Batı Sahil Şeridi'ndeki nüfusun üzerinde oluşacak sağlık etkilerini tahmin etmek güç. Ama olacağı kesin.
And for the population along the Western Seaboard, health effects are hard to predict, but nevertheless certain.
Beacon Hills'in nüfusu 30.000'den az.
The population of Beacon Hills is just under 30,000.
Onlar ne olduğunu anlamadan önce halkın içinde kayboluruz.
And before they realize what happened... We fade in with the rest of the population.
Rotadan sapmış Akyanaklı Kazlar için en yakın popülasyon 650 km kuzeyde İskoçya'da.
For stray barnacle geese, the nearest UK population is 400 miles north in Scotland.
Bu hediye ve hoşgörü 1952 de 33 olan turna sayısını bugün 1200 e kadar çıkartmış.
These gifts of kindness have seen the population of cranes grow from just 33 in 1952 to over 1,200 today.
Ve bir kaç yıl içinde nüfusun yüzde elliden fazlası kesinlikle kocaman olacak.
And in just a few years'time, over 50 % of the population will be absolutely enormous.
Zengin ya da fakir. Nüfusumuzuz yarısı tüm kıyıların 100 km çevresinde yaşıyor.
Rich or poor, half of our population lives within 100 kilometers of water.
Alt-Sahra Afrikası'nda, neredeyse nüfusun tümü kıyılarda yoğunlaşmış durumda.
Almost the entire population Sub-Saharan Africa is concentrated on the coastline.
Devamlı göç almasından ve artık toprakta yer kalmamasından şehir, denizlere doğru büyümeye başladı.
The population here has migrated, and has no land to claim, So they turn towards the sea.
Eğer çok fazla yayılırsa, tüm halkı kırıp geçirebilir.
If spread more, can wipe out the population!
Gezegenin sağlayabildiği kapasitenin ötesinde bir nüfus ortaya çıkacak.
The population outstrips the planet's capacity to provide.
Gördüğümüz kadarıyla halkın yarısı yok oldu.
As far as we can see, at least half the population has been wiped out.
Nuyen, Vietnam nüfusunun % 40'ının soyadıdır.
Nguyen is the surname of about 40 % of the Vietnamese population.
Küresel bir salgın dünya nüfusunun yarısını yok eder.
Global pandemic, wipes out half the world's population.
- Sincap nüfusunun patlamasına yol açarlar.
They're gonna lead to a squirrel population explosion.
Mayaların nüfusu 15-20 milyon civarındaydı.
Scholars estimate that between 250 and 900 A.D. the Mayan population consisted of between