English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ P ] / Possible

Possible translate English

41,035 parallel translation
Ve her şey mümkündü.
And anything was possible.
Mümkün mü?
Is that possible?
Bu mümkün.
It's possible.
Bu mümkün.
It is possible.
Ama hepsi mümkün mü?
But this is all possible?
İçindeki doğru adamla her şey mümkündür.
With the right man on the inside, anything's possible.
Sadece... bizim için mümkün olup olmadığını bilmek istiyorum...
I just- - I need to know if it's possible for us...
Evet, mümkün...
Yeah, it's possible...
Ateş ve muhtemel rehine durumuyla ilgili raporlarımız var. Crestview akademisinde.
We've got reports of fire and a possible hostage situation at crestview academy.
Bütün birimler, olası adam aşağı.
All units, possible man down.
Senden ekibinde alıp doğruca ingiltere'ye gitmeni istiyorum.
I want you to fly with Your team to England, as soon as possible.
Londra'ya otobot girişi tespir edildi.
Possible robot car, you notice this.
- Bu nasıl mümkün olabilir?
How is that possible?
En kısa zamanda bir eşleşme olup olmadığını öğrenirsen sevinirim.
If you could see if these are a match as soon as possible.
Bu görebileceğimiz en boktan şey.
Worst possible shit to be hung over for.
Bu imkansız!
It's not possible!
Bu nasıl mümkün mü?
How's that possible?
Ambulans geldi, ama müdahale ekibi hazır beklesin.
EMT has already arrived, but stand by for possible full team response.
Bu nasıl olabilir?
How is that possible?
- Bu mümkün değil.
- That's not possible.
KONG KAFATASI ADASI Bu zaferi mümkün kılan muhteşem ordumuzu barışta kullanabilirsek. JAPONYA TESLİM OLDU insanlığın gördüğü en muhteşem çağı yaşayabiliriz.
If we can put this tremendous machine of ours which has made this victory possible to work for peace we can look forward to the greatest age in the history of mankind.
İmkânsız rüya, mümkün rüyaya dönüşüyor!
And the impossible dream just became the possible dream!
- Gerçekten demek istediğim bazı insanlar Sizin için nasıl mümkün olduğunu soruyor olabilir Ne olduğunu düşünerek sinirlilik hissetmek için bile.
- What I actually mean is some people may be asking how it's possible for you to even feel nervousness considering what you are.
Mümkün olan en kısa sürede sizinle konuşmak istiyoruz.
We'd like to speak with you as soon as possible.
- Gerçekten demek istediğim, bazıları soran olabilir Sinirlilik hissetmeniz nasıl mümkün Ne olduğunu düşünerek.
- What I actually mean is, some people may be asking how it's possible for you to even feel nervousness considering what you are.
Burada olanların iki olası açıklaması var.
There are two possible explanations for what's going on here.
Daha önce birinin dünyadaki bütün veri akışlarını aynı anda daraltması durumunda neredeyse her şeyi çıkarımla anlamanın ve beklemenin mümkün olduğunu teorileştirmiştim.
I have theorised before that if one could attenuate to every available data stream in the world simultaneously, it would be possible to anticipate and deduce almost anything.
Her mesaj sesinin rastgele olarak birine bağlı olmasının mümkün olduğundan...
Though I should mention that it is possible for any given text alert
- Bu mümkün değil.
That's not possible.
Kesinlikle mümkün. Kendisi John'un terapistiydi.
It's more than possible, she was John's therapist.
- Telefon görüşmesi yapabilir miyiz?
- Is a phone call possible?
Bunlar nasıl mümkün olabilir?
How is any of this possible?
Mümkün olduğunda, kaygı seviyelerinizi sözlü olarak net bir şekilde gösterin her zaman davranışlarınızdan bunu okuyamıyorum.
Where possible, please give me an explicit verbal indication of your anxiety levels, I can't always read them from your behaviour.
Yani, mümkün olsaydı, onu kurtarmak için ne yapardınız?
I mean, if you could, if it was possible, what would you do to save her?
- Boğulmamak için elinden geldiğince çabala.
- Try as long as possible not to drown.
Bu nasıl mümkün olabilir?
How is that even possible? !
İmkansız.
Not possible.
Bu nasıl mümkün olabilir?
How is that even possible?
Bu mümkün mü bilmiyorum.
I don't know if that's possible.
"Çünkü o zaman Mars'ta hayatın mümkün olduğunu kanıtlamış olurum."
"Then I would be living proof that there is life on Mars is possible."
Ama ben bunu yaptım, o yüzden bana neyin imkansız olduğunu söyleme.
But I have made that possible, so tell me is not something impossible.
- Gitmemiz gerek. - Gidemezsin, gidemezsin.
- No that is not possible.
- Gidemezsin, sana yardım edecekler.
- That is not possible. They're going to help you.
Darlene, 1349 Arrowhead'e bir çilingir lazım. Muhtemel 10-54 durumu.
Hey, Darlene, we're gonna need a locksmith over at 1349 Arrowhead, possible 1054.
Sıçtım batırdım, olabilecek en kötü anda.
I fucked up, the worst possible moment.
Nasıl olabilir bu?
How is this possible?
Seni şunu söylemek için çağırdım ; herhangi bir yerde iş bulmak istiyorsan kendine çekidüzen ver, işlerini hakkıyla yap ve gelecekteki muhtemel işverenine biraz saygı göstermeye başla.
I wanted to see you to tell you that if you ever want to find work anyplace, then you better get your act together, do things properly, and start showing some respect for a possible future employer,
Korkarım bu mümkün değil efendim.
I'm afraid that's not possible, sir.
Mümkün.
It is possible.
Muhtemel alternatif yakıt.
I mean... possible alternate fuels.
Muhtemel tuzak alanlarını tespit et, tamam.
Locate possible ambush sites. Over.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]