Predators translate English

Tıpkı dışarıdaki büyük avcılar gibi,

Like the large predators outside,

Vazgeçmiş Scutosaurus'lar, su-çukuru çevresindeki hayat için avcılardan daha büyük bir tehditti.

It turns out the Scutosaurus are a bigger threat to life around the waterhole than the predators.

Fakat şimdi avcılar yuvaya dönüyor.

But now the predators are homing in.

Avcılar çabucak doydu ve dermanları kalmadı.

The predators are quickly sated and exhausted.

Suç işleme hastalığı olan ve cinsel suç saplantıları olanlar, hepsinin de birden çok mahkumiyetleri var.

The criminally insane and sexually violent predators, all with multiple convictions.

Birçok balıkta var, kendi türlerini çekerler böylece çiftleşebilirler ya da... yırtıcıları uzaklaştırırlar... ya da avı çekerler.

A lot of fish have it to identify other members of the species, So they can mate or... Scare away predators...

Ayrım yapmayan yırtıcılar : çakallar balıklar, kedilerdir.

Indiscriminate predators, cos. Fish, cats, garbage.

Yırtıcı hayvanlar ve bakterilerle mücadele etmek.

Fighting off predators and bacteria.

Yani uzmanlık alanınız, cinsel yırtıcı hayvanlar.

So your specialty is sexual predators?

Bölgesini devamlı değerlendirir, elindeki yiyecekleri, rakip avcıları... kendi yemeği, gücü, ihtiyaçlarına karşı onları tartar, ta ki optimal bir karar verene kadar.

He's constantly evaluating his terrain, his available prey, and rival predators weighing them against his own appetite, his own strength, his needs, until he makes what he considers an optimal decision.

Mağara yumurtaları yırtıcı hayvanlardan koruyordur.

The cave keeps the eggs away from predators.

Bu tekne altmış saniye içinde ayrılıyor. Belki bir grup vahşi avcı memeli, yavrularına avlanmayı öğretiyor.

Or maybe a school of predators, parents teaching their young to feed.

Avcısı olmayan işgalci bir türle karşılaşırsan bu olur.

That's what happens when you have an invasive species with no predators.

Cinsel saldırganlar listesinde olduğunuz için buradayız.

We're here because you're on the sexual predators list.

Karıncalar, yumurta ve larvalarını güvenle avcılardan uzak bu yumrulara bırakırlar.

And in them, safe from predators, the ants keep their eggs and larvae.

Belki de evlerini çatlak ve yarıkların içine taşımanın bir yoludur böylece avcı ve asalaklar onlara erişememiş olur ayrıca, California'nın yakıcı güneşinden de korunmuş olurlar.

Perhaps it's a way of moving their homes into cracks and crevices where they're out of the reach of predators and parasites and shaded from the hot Californian sun.

Mevsimler gelir geçer, yerin altındaki yumurtalar onları yiyebilecek kuşlardan ve öteki avcılardan uzakta, saklı kalır.

While the seasons pass, the eggs lie underground, hidden from birds and any other predators that might eat them.

Kendilerini, güneşe ve avcılara tehlikeli biçimde teşhir etmiş gibiler ama birbirlerine sıkı sıkı dolanmış halde, orada öylece beklerler.

They look dangerously exposed to the sun and to other predators, but there they stay, in a tight squirming mass.

Tehlikeli yırtıcıları çekebilir.

It attracts dangerous predators. No food!

Deniz yumuşakçalarının birçoğunda kendilerini yırtıcılardan koruyacak kabuklar gelişmiştir.

Many of the molluscs in the sea develop shells to protect themselves from predators.

Ormanaltının güvenliğini terk etmek biraz riskli görünebilir fakat bu kırkayaklar, zırhlarındaki gözeneklerden bir zehir salgılayabilmekte ve dikkat çekici kırmızı-siyah renkleri ile yırtıcılara göz dağı verebilmektedir.

Leaving the safety of the undergrowth may seem a risky thing to do, but these millipedes secrete a poison from pores in their armour and their conspicuous red and black colours warn predators to leave them alone.

Bu yüzden, koloni için en iyisi düşmanı savaşarak değil, uyararak defetmektir.

So it's better for the colony to warn predators off before they have to fight them off.

Böylesine büyük bir yuva yapmanın dezavantajı düşmanların düpedüz gözünün önünde olmaktır.

The disadvantage of building a huge nest like this is that you're very obvious to predators.

Kimi yırtıcılar öldürücü zehirlerle silahlandırılmış olabilir ama kendilerine saldıranlar, ısırılıp sokulamayacak denli küçüktür.

Some predators may be armed with virulent poisons but their attackers are too small to sting.

İlk çıkanlar, çıktıkları anda avcıların saldırısına uğruyor.

The first to appear are quickly taken by predators.

Yusufçuk böceği ve kızböceği larvaları oldukça vahşi yırtıcılardır.

The larvae of both dragonfly and damselfly are savage predators.

Bu ipek lif, öylesine inanılmaz derecede incedir ki gördüğünüz karıncalar gibi yaman avcı böcekler, milimetrelerce yakındaki lezzetli yemeklerin farkına bile varamadan, yanlarından geçip gidiyorlar.

That silken thread is so incredibly fine that insect predators like these ants walk right by the eggs without realising that there is a tasty meal within millimetres of them.

Ama yüksek teknoloji dişli avcılardan hiçbir koruma getiriyor.

But hi-tech gear brings no protection from predators.

Her yıl yöre halkı saldırıya ve sualtı avcılar tarafından öldürülüyor.

Every year local people are attacked and killed by underwater predators.

Avcılardan koruma olarak ölçekler keskinleştirmek bir Bu tarih öncesi tür bir zırh giyer.

This prehistoric species wears an armor of sharpen scales as protection from predators.

Aç yırtıcı bir çatlak, yayın balığı barınak olarak, ve geçen av bir göz tetikte tutmak.

In a crevice, catfish shelter for hungry predators, and keep a watchful eye on the passing prey.

Ve hızlı yırtıcılar da var elbette, onlara dartlar diyoruz düşük atmosfer seviyesinde yaşayan bir dartın arka kısmında dört yüzgeç ve sivri bir uç bulunur gruplar halinde çalışan bu canlılar, üst atmosferde yaşayan frizbileri avlayarak varlıklarını sürdürürler.

And then we were looking for fast predators, and the darts live in the lower atmosphere and they've got four fins at right angles like the tail end of a dart, and a very sharp front end, and they hunt in packs and come up to the upper atmosphere and they hunt frisbees.

Şu an, cüce domuz diğer avcıların büyük besin zincirinin bir parçasıdır.

Now, the pygmy hog is probably part of a large food chain of other predators.

becerikli avcılar her biri daha büyük bir makinenin, bir ekosistemin parçalarıdır.

resourceful predators, each integral to a larger machine, an ecosystem.

Bu muhteşem kırılganlık, sanki bütün hayatın bir zaferidir. Ve sürekli tetikte olan, yüzlerce babunun koruması altında, pek az yok edici yanlarına gizlice yaklaşabilir.

This glorious fragility is a celebration of all life, and under the constant gaze of over a hundred baboons standing guard, few predators can sneak in undetected.

İmkansız bir av, bölgenin en büyük yok edicileri, ve karmaşık bir av alanı.

Impossible prey, the area's largest predators, and a chaotic killing field.

Kelebekler ve çiçekler gözleri önünde dans ediyor, onu ormanın içlerine çekerek, annesinden git gide daha da uzaklaştırıyorlardı.

Butterflies and flowers danced in front of her eyes, luring her off into the forest, further and further from her mother. Distraction like this, can mean the difference between life and death in a place bristling with other predators.

Vücudunun bütün uzuvları öldürmenin vereceği o zevkle şimdiden kıpır kıpır. Ölümle gelecek o anla yok edicilerin dünyasına girmeye hazır.

Every nerve in her body danced with the anticipation of her first kill, alive at that moment of death, hungry for her initiation into the world of predators.

Yavruların bu davranış biçimleri, leoparlar 3,5 milyon yıl önce ilk var olduğundan beri gelişimini sürdürmekte, ve bu yok edicileri oluşturmakta.

The cubs apparent harshness is no more than the continuation of a process, that has been going on since leopards first evolved 3 and a half million years ago, a process that builds predators.

İşte bu cihazın yarattığı fark. Daha küçük balıkların çoğu kaçmış böylece en azından onların üreme şansları olacak.

There are three species of tapir in South America, but the mountain tapir is the only one that's gone high... to find opportunity in a place with few competitors or predators.

Balık sürüleri açık deniz yırtıcılarından korunmak için sahil şeridine yanaşıp sığınacak bir yer arıyorlar.

Fish shoals like these seek refuge from open ocean predators by keeping near the shoreline

Bu sular çok zengin ve deniz aslanları da çok etkili yırtıcılar bu yüzden eğlemeye çok vakitleri var.

These waters are so rich and the sea lions such effective predators that it frees up time to enjoy

Ucus gucunden yoksun bu kuslar burada yalniz gibi gozukseler de peslerinde bir yirtici yok ve kapilarinda ihtiyaclari olan her tur yemek var.

Without the power of flight, these birds are marooned here. But, they have no predators, and on their doorstep is all the food they need.

Fazlalıkları budayacak doğal bir avcı olmadığı için... evrim süreci, en fazla üreyeni ödüllendirmeye başladı... ve zeki olanları, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bıraktı.

With no natural predators to thin the herd... it began to simply reward those who reproduced the most... and left the intelligent to become an endangered species.

Size onlara saldırmanızı emrediyorum ; gerçek yırtıcılar gibi!

I command you to attack them, like true predators!

Yırtıcılardan sünger gibi Görünerek saklanır.

He hides from predators by looking like a sponge.

Küçük balıklar sürüsü köpek balığından saklanmak yerine etrafda geziyorlar aslında onu tuna, jacks ( California kaya Balığı ) ve diğer yırtıcılardan korumak için Yararlanıyor.

Instead of hiding from the shark, schools of small fish gather round using him as protection from tuna, jacks and other predators.

Açık olmayabilir ancak Mercan resifleri hayat kalmalarını köpek balığı ve diğer büyük yırtıcılara borçludurlar.

It may not be obvious but the coral reef owes its very survival to sharks and other large predators.

Bu gibi saldırganların çevredeki çocukları tanıyor olmaları olağandışı değildir.

It's not uncommon for predators like these to know kids that live around his area.

Japonya'da yenen yemeklerin neredeyse yüzde 50'si deniz ürünü.

Vicunas have few predators - their biggest challenge comes from the mountains.

Yırtıcılar alışkanlıkları olan canlılardır.

Well, predators are creatures of habit.