Probable translate English
1,026 parallel translation
Hatta muhtemelen yarısını!
Even halfway probable!
O kadar da iyi görünmüyor.
It does not seem very probable.
Olabilir.
It is probable.
Bir de, amacını bilince.
And their probable intention.
Yakmak, yıkmak, işkence yapmak, tecavüz etmek ve öldürmek istiyor.
Their probable intention is to burn, maim, torture, rape and murder.
Naziler'i kazanmaya yakınken de destekleyen bu grup ; artık Nazi idaresini tamamiyle özümsemiş görünüyordu.
They had financed the nazistas, when if it became probable that earned, e now its orders were submitted it without great sadnesses.
Mümkün ama kesin değil. Bu da kurbanın öldürüldükten sonra kızınızın penceresinden aşağı atıIma olasılığı.
Point two plus the various other things we mentioned would make it very probable probable, not certain that the deceased was killed and then pushed from your daughter's window.
Büyük ihtimalle bu anların birinde Edvard Munch Ase Carlson'a evlenme teklif eder.
It is probable that at this time Edvard Munch asks Ase Carlson to marry him,
- Tekne kazası olması mümkün.
- Probable boating accident.
Yinede kendilerine bilinmeyen bir yarar... sağlaması da muhtemel.
Although it is probable they're performing some function unknown to themselves.
Yinede kendilerine bilinmeyen bir yarar... sağlaması da muhtemel.
Although it is probable they are performing some function unknown to themselves.
Belki de beyin sarsıntısı.
Probable concussion.
Muhtemelen şansın bununla hiçbir alakası yoktur.
It's more probable that chance had nothing to do with any of it.
Diğer şehirlerden henüz bir haber yok. Fakat, sanırım oralarda da fazla hasar yok.
No reports from the other cities, but it seems probable that they too were barely scratched.
Bak, oraya geçerli bir sebep ya da izin olmadan giremeyeceğimizi biliyorsun.
Look, you know I can't go in there without probable cause or a warrant.
Ama ben olasılıkları ele almayı tercih ederim.
But I prefer to deal with the probable.
Muhtemelen bir gemi daha.
One probable.
Takip raporu, bir istilacı yok edildi, muhtemelen bir tanesi daha.
Tracking reports one invader destroyed, one probable.
Muhtemelen bulutların arkasında Sector Hekla bölgesine düştüler.
'The probable dropped into cloud cover, Sector Hekla.'
Bunlar nüfusun muhtemel merkezleri, ve bu da Galan'ın yeni coca tarlası.
These are the most probable centers of population, and this one overlaps with Galan's new coca field.
Aygıtlarınızın üzerimde yıkıcı etki yaratma ihtimali yüksek.
It's highly probable your instruments could be destructive to me.
Muhtemelen oynarken kayboldu.
Probable foul play.
Volkanik dağlardan akan sülfür nehirleri İo'nun belirgin renginin muhtemel nedeni.
Rivers of molten sulfur flow down the sides of the volcanic mountains and are the probable source of Io's distinctive colors.
Büyük ihtimalle öyleydim.
It's highly probable, in fact.
Her şey mümkün ve olası.
Everything is possible and probable.
- Pek mümkün değil, efendim.
- Not very probable, Sir.
Olanaklı, Hayır.
Probable, no.
Affedersiniz, siz J.T. Lancer misiniz?
Do you have probable cause?
Bahsi geçen arama, hiçbir temyiz mahkemesinde geçerli sayılmayacaktır.
I believe that the search in question... would be found by any appellate court... to be without probable cause.
Arama yasal değil, çünkü Müfettiş Callahan'ın, ki bu eski bir hikaye Bay Hawkins'i tutuklamak için yeterli nedeni yoktu.
The search was illegal because Inspector Callahan and this is an old story did not have sufficient probable cause for detaining Mr. Hawkins.
- Makul sebep.
- Probable cause.
Bu boyutlarını ve muhtemel gücünü düşünürsek,... mükemmel bir Decepticon olacak.
- It appears to be a robot of unknown classification. With his size and probable strength, he will make an excellent Decepticon.
Geçerli bir neden olmadan yasadışı arama sayılır.
Without probable cause, it's an illegal search.
Ayrıca büyük ihtimalle bu canavar temel bir içgüdü geliştirdi ve bu içgüdü onu kötülüğü yok etmeye itiyor, hatta ona kötülüğü yok etmeyi emrediyor.
It is also highly probable that this monster may have developed a very basic instinct which draws him, or should I say, commands him to destroy evil.
Bu daha mümkün görünüyor.
That is more probable.
- Efendim izin çıkartmadan arayamayız. Yada bir neden olmadan.
- Sir we do not search without a warrant or a probable cause.
Cesedi bizzat gördük daha nasıl bir neden olacaktı?
What more probable cause do you need?
Sanırım o halde savaş kaçınılmaz.
I think it is very probable.
Sizler de muhtemelen sebebin bu olduğuna karar vereceksiniz değil mi?
And that's what you fellas will probably call the probable cause?
Yakıt bileşenlerinin bulunabilirliği, zaman geçişi esnasındaki gemi kütlesi ve balinaların tahmini yerleri.
Availability of fuel components, vessel mass through a time continuum, and probable location of whales -
Arama emri için makul sebep yok.
There's no probable cause for a warrant.
Buna Muh... Muhtemel maksimum denir.
Probable maximum
Muhtemel...
This probable...
Kafamdan, suç sebepleri geçiyor.
I'm thinking probable cause.
Muhtemel olan, iki.
Probable kills, two.
Ve kuvvetle muhtemel bu gemi çürüyecek, ve deniz kuruyacak.
And it's quite probable that this ship rots, and this sea dries.
- Çok fazla kayıp olması olası.
- Many casualties very probable.
- Olası giriş zamanı?
- Probable impact?
En olası açıklama. ... bizim dünyanın merkezi yoluyla Güney Denizlerine düştüğümüzdür.
The most probable explanation is that we dropped through the world's centre to the South Seas.
Kalkanlarınız olmadan, bu uzaklıktan... bir foton patlamasının Atılgan'ı yok etmesi pek mümkün.
Without our shields, at this range it is probable a photon detonation could destroy the Enterprise.
Çoğu yıIdız gezegenlere sahipse.. milyonlarca başka yaşam biçiminin de var olması muhtemel.
If most stars have planets it's probable that other forms of life exist by the millions.