Proceed translate English
5,036 parallel translation
Birleştirme Konseyi sürecine hemen mi başlamak istedi?
He wants to proceed with the Unification Preparatory Committee right away?
Sirensiz, ve ışıksız ilerleyin.
Proceed, no lights, no sirens.
Tavsiyeni istiyorum, nasıl devam edebilirim diye.
I just wanted your advice on how to proceed.
Bundan sonra ne yapacağımı düşünmeliyim.
I need to think about how to proceed.
Polis öldürmekten hükümlü Sean McBride'ın idamı, dini ve ölüm-cezası karşıtlarınca verilen son-dakika af isteklerine rağmen bugün yerine getirilecek.
The execution of convicted police killer Sean McBride will proceed today despite last-minute appeals for clemency from religious and anti-capital punishment groups.
O senindir, başla.
He's all yours. Proceed.
Yani, ilişkimiz devam edecek mi?
I mean, our courtship can proceed?
İlerleyin.
Proceed.
- Bence başlamaya hazırız.
I believe we are ready to proceed.
Çocukları ana kapıya götüreceğim. Anlaşıldı mı?
I will proceed with the children to the main entrance.
- Devam edin.
- Proceed.
Bence dikkatli bir şekilde davranmalıyız beyler.
I think we should proceed with caution, guys.
- Planımıza uymaya devam edeceğiz.
- We shall proceed as planned.
Nasıl ilerleyeceğiz peki?
So... How do we proceed?
Bay Walker, ihtiyatlı davranmanızı tavsiye etmek zorundayım.
Mr Walker, I must advise you to proceed with caution.
Karşı önlemle devam et.
Proceed with countermeasures.
Şimdi Işığın, Erişenler Adalet Ekibi ve Takım'la ilgili planları Planlandıkları gibi devam edebilir.
Now the Light's plans for the Reach, the League and the Team may proceed on schedule.
Hemen Ranx gezegenine gidin.
You are to proceed immediately to the planet Ranx.
Gördüğünüz gibi, kurşun vücuda girmiş,... sonra çıkmış ki biz buna kuyruk izi diyoruz.
Please proceed. As you can see, the bullet entered the body, and left what we call a tail splash.
Bay Seward işleme başlamadan önce söylemek istediğiniz son bir sözünüz var mı?
Mr. Seward, would you like to make a final statement before we proceed?
İşleme başlıyoruz.
We will now proceed.
Devam edin, memur bey.
Proceed, CO.
Merkez, albayla olan buluşmanın gerçekleştirilmesini istiyor.
The Centre wants the meeting with the colonel to proceed.
- Önergeyi oylayalım mı? - Hayır.
- Shall we proceed to a vote?
Bugünkü işlem için bazı temel kuralların üzerinden geçmeliyiz.
As to how we'll proceed today, it's important to go over some ground rules.
Nasıl hareket edelim?
How should we proceed?
Açıkça belli oluyor ki, yargıç iki arada bir derede kalmış.
Clearly, the judge was stuck between a rock and a hard place. The prosecution wasn't ready to proceed...
Tamam devam edelim.
Okay, then, we can... - Proceed.
Artık muayeneye geçebiliriz.
Perhaps we should, proceed to the exam.
Devam edelim mi?
We proceed?
İşleri şöyle yürüteceğiz.
This is how we're going to proceed.
- Devam etmek zorundayız.
We'll have to proceed.
Devam et.
Proceed.
Çok fazla baş dönmesi yaşamadığınız sürece, hamileliğiniz sorunsuz devam edecektir.
So long as you don't get too dizzy, your pregnancy should proceed without any problems at all.
Asıl suçluya bunu vermek Seo Mundo hala tutuklanabilir. Mahkemenin davalının duruşmasıyla devam edebilmesi için.
Given that the principal offender Seo Mundo has yet to be arrested for this court to be able to proceed with the trial of the defendant
Bunu asıl suçluya vermek Seo Mundo hala tutuklanabilir ve ne Kore Cumhuriyeti Hükümeti ne de Elçiliği sanığın duruşması devam etsin diye bu mahkeme için konuyla ilgili dokümanları teslim etmedi.
Given that the principal offender Seo Mundo has yet to be arrested and neither the government of Republic of Korea nor the Embassy submitted any relevant documents for this court to be able to proceed with the trial of the defendant,
Her şey karışmış durumda çünkü duruşmaya devam etmediler.
Everything's a mess because they didn't proceed with the trial.
İdam süreci devam edecek.
Execution will proceed.
Fakat devam ettiğimizde sorularınızı yöneltme biçiminize dikkat edin.
Be more careful in how you phrase your questions when we proceed.
Detayları konuşmak için bir sürü vaktimiz olacak ama işleme geçmeden önce bu sözleşmeyi imzalamalısın. - Hangi dil bu?
There will be plenty of time for details later, but before we can proceed, you will need to sign the contract.
Paketi güvenceye aldıktan sonra yarım klik doğuya çıkarma noktasına doğru yol almalısınız.
Once the package is secured, you're gonna proceed a half klick east to the extraction point.
Yani çok dikkatli ilerlemeliyiz.
So we must proceed with caution.
Trafiğe gir ve kavşaktan devam et.
Pull out into traffic and proceed through the intersection.
Tedbirli yaklaşın. Zihinsel sağlık sorunları yaşıyor olabilir.
Proceed with caution, potential mental health issues.
Aşırı dikkat edin.
Proceed with extreme caution.
Böylece hakime sunabilelim ve davayı başlatabilelim.
Then we can take it to a judge and proceed with the case.
- Nasıl hareket edelim?
- How should we proceed?
2215, bölüm 4'e geçiyor.
2215 proceed to station four.
Nasıl devam etmek istediğinize karar verirsiniz.
Y'all decide how you want to proceed.
Devam etmek istiyoruz.
We want to proceed.
Devam edelim mi?
Shall we proceed?