Profile translate English
5,770 parallel translation
Benimkini alabilirsiniz tabii, ama Tyler'ın olamaz.
My profile, yes, but not Tyler's.
Profilini iki kez gözden geçirdim.
I read your profile, twice.
Bence çok iyi anlaşabiliriz.
- I think we could be really simpatico. - What's my profile?
Kendini ispatlamak için yüksek profilli bir dava almış olması ihtimal dahilinde.
It is within the scope to show that he took a high-profile case in order to prove himself.
Sansasyonel bir kovuşturma olması için Cary'e kanıtlara dokunma kurallarını çiğnemesi konusunda emir verdiğiniz yazıyor.
It says here that you ordered Cary to violate evidence-handling rules in order to push a high-profile prosecution.
- Evet, profile uymuyor.
Yeah, he doesn't fit the profile.
İlk adım FBI'ın New York ofisine gidip profil dosyasını almak.
First step is to go to the FBI's New York field office and get our hands on their profile.
Sadece profil dosyasına bakmak istiyoruz.
we just want to take a look at your profile.
Onunla tanıştığım andan itibaren dosyayı farklı yollardan almamız gerektiğini anladım.
I decided within moments of meeting him to pursue the profile by alternative means.
Fırsattan istifade edip dosyayı gizlece paylaşacaklarından eminim.
And I'm quite confident that one of them will relish the chance to share the profile behind his back.
Bekle, profil dosyası bu mu?
Wait, is that the profile?
- İsim var mı? Ellerinde sadece 20 yıl öncesine ait DNA tanımı var... ama o dönemde bunu karşılaştırabilecek bir veri tabanları yokmuş. Oysa bugün...
- Only a DNA profile which was useless 20 years ago before they had a database to run it against.
Röportaj çekimi için geldim.
I'm here for the profile piece.
Profilden iyisin.
You have a nice profile.
Vay be. Şu üst düzey hoş geldin partisine bak.
Check out our high-profile welcoming party!
Asit, kumaştaki kanı bozmuştu o yüzden de ancak zayıf bir STR profili çıkarabildim ama maktule uyuyor.
The blood on the fabric was degraded by the acid, so I could only get a weak STR profile, but it appears to be a match for the victim.
Hey, benim facebook profilimi okumuşsun.
Hey, you just read my Facebook profile.
Tek diyeceğim, bir sürü azılı suçlu tanıyor olmam beni çok istenen bir muhbir yapar.
I'm just saying, I know a lot of real high-profile felons. Makes me a very desirable tattletale.
Profili yanlış çıkarmışız.
We had the profile wrong.
Profil doğru, şüpheli yanlış.
So right profile, wrong suspect.
Charon'un profil fotoğrafına bak. Kolundaki logoya...
Look at Charon's profile picture The logo on the arm
Bu kanla Şehir Efsanesi'nin kanını karşılaştırsınlar. Olur.
See if they can run that blood against the profile of Urban Myth.
... hamile bir anne profilinizi gördü ve sizinle tanışmak istiyor.
Well, slow down ; all that's happened so far is a pregnant mother has seen your profile and wants to meet you.
Biri profilimi gördü ve benimle tanışmak mı istiyor?
Somebody saw my profile and wants to meet me?
Alan'ın oğlu Jake'in onuncu sınıf için beş yıllık bir planı vardı.
Uh, Alan's son, Jake, had a five-year plan for the tenth grade. See, that's why I liked your profile.
Bilmiyorum ama profilinizde cinsiyet tercihinizin olmadığı yazıyordu, değil mi?
I don't, but your profile said you didn't have a gender preference, right? Oh, that's right.
Sean profilini ve anketini doldurduğunda beyni küçük ama işlevi büyük kişileri bulabileceği bir kutucuk var mı?
When Sean fills out his profile and the questionnaire, is there a box he can check for high-functioning, social doofus?
Neredeymiş? Ailesinin orada bir kulübesi var.
Where is he? profile show him in Rice Lake, Wisconsin.
Ava'nın yüzünü benim porno profilime göre mi dizayn ettin?
Did you design Ava's face based on my pornography profile?
Katherine nota göre psikolojik bir profil çıkarmaya çalışıyor.
Katherine works up a full profile based on the note.
Bu profil çıkarmamda bana çok yardımcı olur.
That really helps with the profile.
Profiline uymuyor.
She doesn't fit your profile.
Profilimde
My profile said,
Şehirden çıkmak için dikkat çekmemek gerekiyordu.
We needed a low profile to get out of the city.
Tabii ama dikkat çekmememiz gerek.
Right. But it's important to keep a low profile. Mmm-hmm.
Profilinde ilgimi çeken şey CIA'in en etkili ajanı olma konusunda seni neyin motive ettiği.
But what interests me, given your profile is what would motivate you to become the CIA's most effective agent.
Profilime fotoğraf yüklüyorum.
I'm uploading pictures to my profile.
Pardon, hangi profilin?
Sorry, your profile for what?
İşte profil fotoğrafım.
Here's my profile pic.
Angel'ın ilk ipucu kardeşinin profil durumundaydı.
Angel's first clue was in his brother's profile status.
Bir keresinde profilinde 221 arkadaşı olsa da yemek yiyecek bir kişi bile yok diye şaka yapmıştı.
She joked once that even though she had 221 friends on her online profile, there were still no one to eat dinner with.
Bana yeni profil resmi lazım.
I need a new profile pic.
Eğer profili takip edersek, herkes evine güvende gelecek.
If we follow the profile, everyone will come home safely.
- Profili gördüm, hepinizin resmi vardı.
- Uh, he... I, I saw in the profile.
Eğitimine geri dön, profiline sadık kal.
Fall back on your training. Stick to the profile.
PROFİL GÖREVİ
MISSION PROFILE
Bu profil çok yanlış.
This profile is all wrong.
Görev profilini takip et ve eve güvende gel.
Follow the mission profile and we all come home safely.
Profil foton az yağlı bir Meksikan güveci!
Your profile pic is a low-fat Mexican casserole.
Biyografi yazmıyorum. Daha büyük bir şey için uğraşıyorum.
I'm not writing a profile here, I'm working on something bigger.
Sana profilden bakacağım.
Now turn your face towards the window so it's sort of in profile.