Promotion translate English
3,288 parallel translation
İyi bir terfi.
That's quite a promotion.
Bu işin kendisi bir terfi.
The job is the promotion.
- Eger terfi de alirsaniz...
And if you get a promotion out of it...
Böylece görkemli bir tanıtım yapılmış olacak, Bay Moray.
I think that will make a glorious promotion, Mr Moray.
Bu tanıtımın sadece sizin sahip olduğunuz yetenekle yapılmasını istiyorum.
I want this promotion to have the flair to it that only you can provide.
- Hayır, terfi aldım.
No, this is a promotion!
İyi haber eğer bütçe işini halledersen, patronun seni terfi ettireceğini söylüyor.
The good news is, if you get that budget through, your boss says there's a promotion in it for you.
Afedersin, terfi mi dedin?
Sorry, did you say promotion?
Eğer bu terfiyi alırsam, eskisi kadar sahada olmayacağım, ama, hey, bu iyi bir şey de olabilir.
If I get this promotion, I wouldn't be in the field as much, but, hey, that could be a good thing, you know.
Zamı alamadığını biliyorsun, değil mi?
You know you're not getting that promotion now, right?
Zamı alamadığına üzüldüm.
I'm sorry you're not getting the promotion.
Zamı almanı istemedim.
I didn't want you to get the promotion.
İkimizde aynı terfi için adaydık.
You know Ernie and I were up for the same promotion?
Köpek ve çocuk birbirlerine kavuşurlar ve bunları gerçekleştiren bilim ve bilim adamıdır ve bu, Robert Cornish'in eşsiz yeteneğinin reklamını yaptığı somut bir kanıttır.
The boy and his dog are reunited and it's science - - and the scientist - - that's brought it about, and it's really a testament to Robert Cornish's unique flair for self-promotion.
Promosyon yüzünden neden mutlu olayım ki?
Why would I be happy about a promotion?
İster misin terfi alayım?
What if I'm getting a promotion?
Oscar, terfiyi alamadım.
Well, Oscar, I did not get the promotion.
Neden dünya sana bir terfi vermeyi düşünsün ki?
Why on Earth would you think you were getting a promotion?
Terfi aldım.
I got a promotion.
Hayır, bir terfi bekliyorum.
No, I'm, uh, looking at a promotion.
Burada ve burada güvenliği atlatarak süper savaş droidlerini buraya yönlendireceğiz, sonra kubbenin kodunu kırıp, mayın tarlasını geçeceğiz, şifreleme modülünü çalacak..... ve Tuğgeneral olma törenim için tam zamanında eve döneceğiz.
We bypass security here and here, divert the super battle droids here, then we break the vault code, beat the swarm mines, steal the encryption module, and return home in time for my promotion ceremony to Brigadier General.
Belki bizi ödüllendirirler.
Maybe they'll give me a promotion.
Çalıştığı mağazada terfi alacakmış.
I think she's gonna get a promotion at the Penny saver.
Bir Amerikan televizyon firmasında iki numaralı kişiyim ve terfi ihtimalim de yok.
I'm number two at an American television company, with no possibility of promotion. I'll probably die in this job.
Benim yeni ürünüm pirinç şarabının promosyonu.
Part of my new rice wine promotion.
İşte daha iyi bir pozisyona terfi ettim.
I got a promotion at work.
Büyük bir terfi bekliyorum.
I'm up for a huge promotion at work.
kıdemli hadım mı oldun?
I've heard you got a promotion.
- Kim biliyor?
If I get a prince, you might get a promotion. I mustn't. Who knows?
Eğer bir prens doğurursam, baş haremağam olacaksın.
If I get a prince, you might get a promotion.
Bu yüzden yarın promosyon yapıyorsun, anladın mı?
So, you, do the promotion tomorrow, Get it?
Terfinizi kutlarız, Sayın Müdür Bey!
Congratulations on your promotion, Mr. Principal!
YÜKSELMEK İÇİN PATRONUNA ÖZEN GÖSTER
Caress your boss into promotion
Aman, Teğmen Goiso terfi alınca maaşınız bile arttı ya.
Ay, Lieutenant Goiso. Didn't you get a raise with your promotion?
Bilirsin belki çifte reklam yapabiliriz içeri tıkılırsa.
You know, we could probably do a cross-promotion with Lockup.
Jung Woo da bilgisayarına sahip çıkamadığı için 18 aylığına ne terfi, ne de zam alabilecek.
And from lack of managing his own computer... Jung Woo can't get a promotion or any raise in his paycheck for 18 months.
George'un DS'e terfisi kabul edilmiş.
George has applied for a promotion to DS.
- Terfinin onaylandığını duydum, Carter.
- I heard you applied for promotion, Carter.
Onaylanan terfi için...
The promotion you applied for...
Ne madalya ne de terfi alacağız.
No medals, no promotion.
Şu an terfi etmeye çalışması gibi.
Like this promotion he's going for.
1 / 5 ile Gillman, terfide rakibim olarak ciddi bir olasılığa sahip.
At 5 / 1, Gillman poses a serious challenge to my promotion prospects.
Ne yazık ki bütün izinler iptal edildi ama terfi olabilmen için senin arkanda olacağım çünkü sen diğerlerinden daha çok hak ediyorsun.
All leave, unfortunately, will be cancelled, but it'll stand you in good stead for the promotion because you'll have the other contenders under you.
Bruce terfi ettiğinde...
So, when Bruce gets his promotion,
Eğer Hamburg'a gidersen, terfi etmen için hiç iyi olmaz bunu düşünmüyor musun hiç?
Are you not worried if you bugger off to Hamburg it'll go against you for the promotion then?
- Terfi için mi?
- Promotion?
Terfi.
Promotion.
Terfi etme fırsatımı berbat etmesini istemiyorum.
Don't want him spoiling the old promotion chances.
Ayrıca terfi alman için bir güzel sebebin daha olur Robertson kardeşim.
And another little brownie point for the promotion, Brother Robertson.
Bir kadın ne zaman götünü başını açarsa terfi alır.
See, every time a woman drops her trousers, promotion.
Oyun bitti.
Do you know what's the best way for promotion at this company?