Psychotic translate English
1,541 parallel translation
- Sinir krizi geçiriyor.
She's having a psychotic break.
Bizim içinse kötü bir haber. Geçirdiği sinir krizi, kısırlık tedavisi yüzünden olmamış.
Bad news for us, her psychotic break eliminates fertility meds.
Evet, "yalnız kalpler" şeyleri gibi. ... ama mesaj biraz delice olacak.
Yeah, like a lonely hearts thing but I'll make it sound psychotic.
Shane nasıl bir psikolojik tepki bu?
Shane what kinda psychotic's response is that?
Tam psikopat ve saplantılı seri katil tipi bir tapınak!
A bordering on psychotic and serial killer obsessive type shrine!
Ben bir pisikopatım.
I'm psychotic.
Yo, sen ruh hastasısın.
- No, you're psychotic!
Sen ruh hastası değilsin. Biraz aklını oynatmış olabilirsin ama...
You're not psychotic, I mean, a little disturbed, maybe.
İlaçların psikoz nöbetlerini kesmesi gerekiyordu.
The drugs were supposed to stop the psychotic breaks.
psikolojik çöküntü yaşamasına şaşırmamalı.
No wonder he had a psychotic break. Let's go.
Şuan iyi, bir hayaletin etkisinde kalmasını ve neredeyse psikopat bakıcı tarafından doğranmasını dikkate alırsak.
she's okay, considering that she was possessed and almost chopped up by a psychotic orderly.
Yanlışım varsa düzelt, tek çocuğumu herkesten nefret eden, ürkütücü bir manyağın ellerine bıraktın.
So if I understand correctly, you left my only child with a creepy, borderline psychotic who hates everyone.
Bu korkunç bir kavram, değil mi? Koca psikozlu hippiler televizyon çalıyor.
It's a horrible concept, innit, huge psychotic hippies fencing stolen tellies.
İnsanları kafasından vuran deli bir katil tarafından izleniyorsun.
you're being pursued by a psychotic killer who shoots people in the head.
Sen manyaksın.
You're psychotic.
Tanrı seninle konuşunca ise deli oluyorsun.
God talks to you, you're psychotic.
Ya psikozlu ya da sahtekârın teki.
He's either psychotic or a scam artist.
- Psikotik ilaçlar.
Psychotic medication,
En makulü, bir basın toplantısı düzenleyip bu iki trajik olayın iki farklı cani tarafından gerçekleştirilen şiddet gösterileri olduğunu, suçluları yakalamak için polisin elinden geleni yaptığını ama psikopat bir kötü kalpli Hızır'ın işlediği seri cinayetleri araştırmadığımızı açıklamak.
In my opinion, Ms. Deputy Mayor, the only responsible thing to do is to call a press conference and reassure the city that in all likeli hood, these were two tragic, separate and random acts of violence committed by two completely different individuals... that the police department is doing everything it can to find the guilty parties, but that we are not looking at a murder spree being perpetrated by some psychotic Bad Samaritan.
Psikopat kaltak.
That psychotic bitch.
Bu psikozda, insan gerçekliği tamamen kaybeder ve güçlü sakinleştiricilere rağmen, psikotik korkuları olur.
With this psychosis one totally confabulates reality and despite strong tranquilizers has psychotic fears.
Muhtemelen çocukluğunda çözülmeyen.. ... travmaların getirdiği davranışlara bağlı psikozlu hareketlerinin yol açtığı bastırılmış vicdani duygular yüzünden biraz nevrotik.
surely, there's a psychoneurosis typical of repressed unconscious that comes out as psychotic attitudes which depend solely and exclusively on the actions of early infancy complexes that were never solved.
Gerçeklerden kopmana yol açan psikolojik travmaların varsa, gerçek dünyaya ait bu kadar titiz planlar yapamazsın.
You don't meticulously plan contacts in the real world if you're suffering psychotic breaks from reality.
Seyrek rastlanan, iki veya daha fazla kişinin aynı psikolojik aldanışa kapılması olarak açıklanan bir psikolojik bozukluk.
Rare psychological phenomenon in which two or more people share the same psychotic delusion.
Güzel. Biraz piskopatça, ama... güzel.
Ah, a little psychotic but nice.
Dikkatli ol Bones, Bu psikopat, manyak katili... -... ziyaret sırası bizde.
Heads up, Bones, it's our time to visit the psychotic murderous maniac.
Zehir analizinde Rispendone adlı bir antipsikotik izine rastlandı.
Tox screen showed traces of an anti-psychotic called risperidone.
Julia'ya şu piskopatça yaptığı emzirme işini anlat, o da bundan sonra Monica'nın söylediği tek kelimeye bile inanmasın.
Tell Julia about the psychotic breastfeeding, and she won't believe a word Monica says.
- Hey, ya bunların hepsi kafayı yerse?
Hey, what if they all become psychotic? !
Bak, hayatında bir manyağın sözünü dinlemene gerek kalmayacak kadar kötü şeylerle uğraşıyorsun.
Look, you have enough to deal with in your life without taking advice from some psychotic.
Wallace eğlenmeyip sadece ders çalışınca psikopata bağlıyor.
All work and no play makes Wallace psychotic.
Yani anlaşılıyor ki, şu andan itibaren, nişanlın sadece psikopat bir katili ofisimize getirmekle kalmadı, bizi ondan koruyanları da kovdu.
Just so we're clear, then. Not only has your fiancée brought a psychotic killer back into our office, she's dismissed the people who were here to protect us from him.
Psikopatik arzularla savaşan birinin neler yapabileceğini hesaba katmanız gerek.
You need to consider what happens with someone fighting psychotic urges.
Hareket edemeyen yaralı yazar aslında ona bakması gereken psikopat bakıcı yüzünden sakat kalır.
The injured author who can't move gets crippled by the psychotic caretaker who is supposedly there to take care of him.
Unutmuş olmalısın.
You must've had a psychotic break.
Bu çamaşır suyuna olan psikotik tepki değil. Ölü bir kız kardeş, ya da oyuncak bir bebeğe de değil.
It's not about a psychotic reaction to bleach, or some dead sister or the doll.
Siz psikoza meyilli olanları ayırt edip ayırmadıkça bir şüpheliyi 24 saatten fazla tutamazsınız...
Unless you can isolate psychotic tendency and have that verified, you'll never hold a suspect for longer than 24 hours...
Oh, sekiz defa falan kayboldum, iki gündür araba süren biri gibi kokuyorum, ve asansörünüzde bir çeşit psikotik çöküntü yaşadım, ama, um... Sürpriz!
Oh, I got lost like eight times, smell like someone who's been driving in car a for two days, and I think I just had some kind of psychotic break in your elevator, but, um... surprise!
Anti psikotik olarak kullanılır, ama hıçkırıkta da işe yarar.
it's used as an anti-psychotic, but it's helpful with hiccups.
Fakat ruhsal bir çöküntü yaşıyorsun bu yüzden sadece şunu sorayım :
But you obviously are having a slow psychotic breakdown so I'll just ask : Do you have any money?
Altı kere tanısı konmuş delilik.
Six ticks past psychotic.
Bay Baxter, işin ciddiyetini anlamakta zorlanıyor gibisiniz. Özellikle de ilaçlarınızı almayı bıraktıktan sonra ve büyük olasılıkla psikotik sanrılar yüzünden acılar içindeyken.
Mr. Baxter, you understand it's a little hard to take you seriously, especially since you've quit your meds and are most likely suffering from psychotic delusions.
Jamie zor bir dönem geçirdi ama ruhi durumu bozuk değil.
JAMIE'S HAD A ROUGH TIME, BUT SHE'S NOT PSYCHOTIC.
Bana şu psikopat katilden bahset.
Tell me about the psychotic killer.
Hadi Sam, bana şu psikopat katilden bahset.
Come on, Sam, tell me about the psychotic killer.
Psikopat katil kurbanlarını vahşi bir şekilde parçalara ayırdı.
The psychotic killer Rips victims apart with brute-Like ferocity
Bu hasta, bir psikozun... tüm bulgularını gösteriyor :
This patient is exhibiting all the signs of a psychotic break :
Senin bir çeşit ruhsal bozukluk geçirdiğinden...
- you've had a psychotic break.
Arkadaşın çıldırmış!
Your friend here is psychotic!
Tedaviye başlayın.
I believe he's in danger of a psychotic break.
Bu yüzden Bay Baxter ara sıra çılgınca ithamlarda bulunuyor.
He suffered what our doctor diagnosed as a psychotic break, and so, occasionally, mr.