English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Q ] / Queasy

Queasy translate English

275 parallel translation
Halsiz, serseme dönmüş, bir sürü zonklama, midem bulanmış gibi...
Kind of faint, light-headed, a lot of pressure here, queasy inside...
Midem bulanıyor.
I'm feeling queasy.
Biraz midem bulanıyor.
I'm feeling a trifle queasy.
Hastalandın mı, ha?
Getting queasy now, huh?
- Biraz kusacak gibi hissediyorum.
- I feel a little queasy.
- Kendimi iyi hissetmiyorum.
- I just felt queasy.
Bütün gün midem bulandı.
My stomach felt queasy all morning.
Böyle bir şey görmek midemi kaldırıyor.
Gives me queasy innards to see a thing like that.
Biraz midem bulandı, o kadar.
I just felt a little queasy.
Midem bulaniyor.
I feel a bit queasy.
Biraz bulantı hissediyorum.
Feeling kind of queasy?
- Bulantım olursa ayrılırım.
- I'll leave if I'm feeling queasy.
Seni sakalsız gördüğümde, midemin bulandığını hissettim.
When I saw you without your beard, I felt queasy.
- Sen ziyaret etmeyecek miydin? - Etmeyi denedim. Hastane lobisine kadar ulaştım da.
Well, I tried, I mean, I got as far as the hospital lobby, but you know, the smell of alcohol makes me really queasy.
Ne kadar da titiz biriyim.
Oh, I'm queasy.
Biraz kusacak gibi oldum.....
I was feelin'a little queasy...
Bacaklarım ağrıyor, Başımdan öleceğim ve midem bulanıyor.
My legs are aching, my head is killing me, and I feel queasy.
Çoğunlukla, bir polis belirdiğinde, insanlar hemen sakınır ve çekinirler.
Mostly, when a policeman shows up, people right away, they get all guarded and queasy.
Sanki kusacak gibi görünüyorsun..
YOU'RE LOOKING A LITTLE QUEASY.
- Biraz şey hissediyorum kusacak gibi.
- Oh, I'm feeling a bit queasy.
Hala kusacak gibiyim.
I still feel really queasy.
Bana tünelden geçerken kendini kötü hissedersen ne yapacağını söyle.
Tell me what you're gonna do if you feel queasy going through the tunnel.
Hiç midem bulanmıyor. Gayet iyiyim.
I'm not the least bit queasy, I'm fine.
Birden bire midem bulanmaya başladı.
I'm sorry, I'm suddenly feeling a little queasy.
Birbirimize dokunup öpüştüğümüz zaman midem bulanıyor.
Every time we touch and kiss, I get queasy.
Tipsy orada, Queasy orada.
There's Tipsy, and there's Queasy.
Her an kusabilirim.
Feeling a bit queasy.
Kusmak mı?
Queasy?
Her sabah bu iğneleri yapması gerekiyor. Ama biraz midesi bulanıyor.
He has to give me these injections every morning... only he gets a little queasy.
Beni de asansör tutar.
Elevators make me queasy, too.
Bu mide bulandırıcı kiliseyi son terk ettiğimde biri şöyle demişti :
The last time I felt this queasy in church is when someone said :
Yerçekimi olmazsa kusacak gibi oluyorum.
Weightlessness makes me queasy.
Feribot midemi bulandırdı.
That ferry made me queasy.
Ağ ve kovalarla dolu bir kamyon mide bulandırıcı adam, ıstakozlar.
The truck full of nets and buckets... the queasy guy, the lobsters -
- Çabuk bulanan bir cayrom var ama.
- You don`t have a stomach. - I have a queasy gyro.
Başın dönebilir.
You may feel just a little queasy.
Mideniz bulanırsa camı açarsınız.
If you feel queasy, open the window.
- Midem bulanmaya başladı.
That makes me queasy. Descartes!
Ya otur ya da başka şekilde yürü.
Could you sit down? You're makin'me queasy.
Aşağıda neler olduğunu bilmiyorum ama birden garip bir hisse kapıldım.
I don't know what's going on down there, but suddenly I have a very queasy feeling.
Midem bulanıyor gibi hissediyorum.
I'm feeling a bit queasy myself.
Midenin bulanmaya başladığını hissettiğin her seferde, bileğini sana gösterdiğim gibi iğnele.
Every time you feel your stomach getting queasy, jab your wrist like I showed ya.
Midem bulanıyor.
Getting warm... - I feel queasy.
Mide bulantısı hissedebilirsiniz. Hazırlıklı olun.
It's gonna make you queasy, so prepare yourself.
Çünkü bebek, arabada midemizi bulandırıyor.
First trimester's got us a little queasy.
Hey, Queasy Jefferson, biraz sakin ol.
Hey, Queasy Jefferson, bring it down a notch.
Buradan içeri girmek bile midemi bulandırıyor.
Just walking in here makes me queasy.
- Midem bulanıyor yüksekten hoşlanmam.
- I'm getting queasy and I don't like heights.
- İyi hissetmiyorum, midem bulanıyor.
- I feel queasy.
Aslında fiziksel olarak hastalanırdın.
Whenever you approached a breach of ethics, you'd get queasy.
Bu biraz mideni bulandırabilir.
This one's going to make you feel a little queasy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]