Quid translate English
1,492 parallel translation
- 30 papelden aşağı olmaz.
- Fuck off mate, it's 30 quid!
Peki, ona 4.80 paund diyeceğim.
All right, I'll call it 4 quid 80.
İki sterlin, canım.
Two quid, love.
Bunu ona söyletebileceğime dair 5 sterlinine bahse girerim.
I bet you 5 quid I can make her say it.
- 10 sterlin.
- 10 quid.
Bu bir mukabeledir.
It's quid pro bro.
- Kahretsin. - Aynen. 600 poundluk takımdı.
Oh, bullocks, 600 quid suit.
Aferin, Danny. Elli papel.
Well done Danny, 50 quid.
Hey, dostum. Yerde bozukluk var. Bak.
I'm sorry sir, there's a quid down there.
Buna bayılacaklar. - Adam başı 20 pound.
Deadly serious, I love it, 20 quid a float.
Adam başı yirmi pound, bedava suşi.
20 quid each, free sushi.
- Şu 20 pound olayı diyorum.
That 20 quid thing.
Muhteşem bir yer biliyorum, Çin lokantası. Açık büfesi 15 pound.
I know this quiet little place, Chinese, all you can eat for 15 quid.
Tamam, sana 20 Sterlin vereceğim, eğer bir tek cevap alırsan.
Okay. Yeah, I'll give you 20 quid if you get 1 response.
Burada 200 sterlin değerinde mal var.
There's 200 quid's worth of drugs here.
Fakat, diğer yandan on pound ve birasına iddiaya girerim.
But, on the plus side, I'm up ten quid and a Party Seven.
KarşıIığını da isterim, Bayan.
Quid pro quo, mrs. "C"...
KarşıIığını da isterim.
Quid pro quo.
Magpie'nin Harika Televizyonları, sadece 5 pound.
Magpie's Marvellous Tellies. - Only five quid a pop!
İki sterlin.
Two quid.
Senin barında olabilir, ama benimkinde, iki sterlin.
It might be in your pub, but in mine, it's two quid.
"Kısasa kısas".
Quid pro quo.
"Kısasa kısas" mı?
Quid pro quo?
Afedersiniz, bir sterlini iki ellilik yapabilir misiniz?
Excuse me, luv, you couldn't give us a quid for two fifties, could you?
Onluğuna bahse girerim onlar DNA uzmanı, bugünlerde herşey, CSI zırvaları gibi.
Bet you ten quid they're DNA specialists, it's all DNA these days, like that CSI bollocks.
"Oh, 20 lik,"
"Oh, whatever, twenty quid,"
Onu anladım. Şimdi de gitsinler diye 1 pounda satıyoruz değil mi?
All right, and we're selling them at a quid a go?
50 poundluk banknotları kafana takma, çünkü bende onlardan tonla var.
Listen, don't worry about the £ 50 quid notes,'cause I got a pocket full of'em.
Saatine iki pound ve rezil şartlar.
Two quid an hour and abuse on top.
Hesabını hatırladım da, 50 papel borcun olmuş.
You owe me 50 quid.
Dışarı çıkıp gece yarısını dışarıda geçirirsen sana 20 sterlin veririm.
I'll give you 20 quid if you go out and stay out past midnight.
Kim, 50 sterlin.
Kim, 50 quid.
Eğer hayatımdan çıkıp benden uzak durursan 50 sterlin.
50 quid if you get out of my life and stay out.
Mola vermeyen 5 Polonya'lı bulurum, 28 kilo ağırlıkla mutlu olurlar.
I can get five Polish lads who don't take any breaks, happy as sand boys, all for 56 quid above board.
Ben onun annesiyim. O küçük hırsız piç borçlu olduğu 50'liği geri verene kadar buraya ayak basamayacak!
- Well, I'm his mother, and he's a robbing little bastard who's not setting a foot in this house till he pays me the 50 quid he owes me.
Bir sterlin?
Have you got like a quid?
20 senin günlük 20 kuruş ortalaman için gayet iyi.
Twenty quid, though. Considering your average is probably what, 20p or something.
- 200 sterlin.
- It was 200 quid.
- Onlara yirmi sterlin veriyor.
- Yeah, he gave him 20 quid earlier.
20 sterlin?
20 quid.
Şu artan sandalyelerde oturmak için veriyorum.
I'm giving you 20 quid to sit there in those spare seats.
- 50 sterlin mi?
- 50 quid?
60 sterline aynı sandalye.
It's actually the same seat for 60 quid!
Buraya girmek için 60 sterlin mi verdin?
You paid 60 quid to go in here?
Bir sen bir ben, Clarice.
Quid pro quo, Clarice.
Ne de olsa ikinci el mal. 1500.
It's second-hand. 1,500 quid.
Sana 1500'e vermektense alıp kırarım daha iyi.
I would rather smash it up than give it to you for 1,500 quid.
80 sterlini bölüştük.
Well, it was about 80 quid between us, but go on.
İki kişilik yemek için 200 sterlin mi?
200 quid for a meal for two people!
Vizitesi 50, 50 de ekstralar için.
40 quid a girl.
- 220 sterlin mi?
- 220 quid?