English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Q ] / Quot

Quot translate English

28 parallel translation
- Çok güzeldi.
An quot ; optimal m? E. At the?
Yani Sahjhan Quot-toth'a bir kapı açtı ve Holtz da bebekle birlikte içine mi girdi?
So Sahjhan opened a door to the Quor-toth and in went Holtz and baby?
Benim kıymetli aşçıbaşım, Quot.
Ah. My esteemed chef, Quot.
Onda ne buluyorsun?
What did you see? quot ; I did laugh.
Teresa'nın sana selamı var.
Teresa told me to say amp ; qquot ; helloamp ; quot ; to you.
Fakat Lisa, unutmaman gerek baskın taraf için her zaman mevcut durumdan memnun olmak kolaydır.
But, Lisa, you have to remember, it's always easy for the dominant side to be content with the status quot.
Benimle 17.00'da AlexanderPlatz'da buluş.
Meet me at quot ; Alexander Platzquot ;. 5pm.
Tramvay gelirken çantaları yere koyacağız, ve aynı anda raylardan karşıya geçeceğiz.
On my quot ; Goquot ; we put the bags down and move across the tracks.
O gün, haberlerde denize düşmüş kayıp bir pilotun arandığından bahsediliyordu.
TWO WERE FULL-GROWN COWS. THE FIRST THING A SKEPTIC WOULD SAY, quot ; WELL, A MOUNTAIN LION OR A BEAR.quot ;
Bu nedenle teori kesinlikle doğru olamaz.
ONE OF MY STEERS WAS MUTILATED.quot ;
Guido Valentich, oğluna ne olduğunu bilmeden 2000 Mayısında öldü.
MY HUSBAND WAS AHEAD, AND SUDDENLY HE STOPS AND SAYS TO ME, quot ;
Öldüğü güne kadar Fred'in kaçırıldığını ve bir yerde canlı tutulduğunu düşündü.
LOOK WHAT'S LYING THERE.quot ; [WIND HOWLING]
George Simpson kanıtları inceleyince bu fikri makul buluyor.
AND I LOOKED OVER, AND I SAID, quot ; BUT THAT'S A PERSON.quot ;
Delta Sierra Juliet, cevap verin.
AND THEN MY HUSBAND SAID TO ME, quot ;
Uçuş Memuru Steve Robey Fred Valentich ile konuşan son kişi.
YOU KNOW WHAT? I'LL TAKE A PICTURE.quot ;
O, Fred'in sıradışı bir şey ile o akşam karşılaştığından oldukça emin.
AND I SAID, quot ; NO, YOU SHOULDN'T PHOTOGRAPH THE DEAD.quot ;
Diğer uçaklar bu şeyin uçtuğu hıza ulaşamaz ve aniden yön değiştiremezler.
I'LL TAKE A PICTURE BECAUSE MAYBE THEY WON'T BELIEVE US THAT THERE'S A CORPSE UP THERE.quot ; SO HE TOOK A PICTURE.
Resmi yetkililer yinede Canion'ın yeni bir tür bulduğuna inanmazlar.
THE JOURNALISTS ASK THEMSELVES, quot ; COULD THERE BE A MYSTERIOUS CONNECTION BETWEEN THESE TWO TRAGIC DEATHS?
Hasta ve ölen bir hayvan bir pikap'tan nasıl hızlı koşar?
SPINDLER WROTE A BEST-SELLING BOOK, quot ; THE MAN IN THE ICE, quot ;
Açık alana giderken çok ama çok fena korkmuştuk.
HE LAUGHED IT OFF, SAYING, quot ; MAYBE I'M THE NEXT.quot ;
Daha çok yaklaşamadık, bize izin vermedi. Hayvan ağaçların arasına kaçar.
MORE AND MORE PEOPLE BEGIN TO WONDER, quot ;
Yaratığı gören bir çok tanık uyuz bir köpek olmadığını doğruladı.
HAS THE ICEMAN JUST CLAIMED ANOTHER VICTIM? quot ; Witting :
Deric anne ve yavrusunun orada olduğuna emin.
PEOPLE SAID THINGS LIKE, quot ; MAYBE SHE DIDN'T WANT TO LEAVE.quot ; Narrator :
- O "baba" mı dedi?
- Did she just say quot ; Dadquot ;?
Onun için her şeyini verirdi.
AND SAID THAT quot ; YOU GOT TO GET OUT HERE, SHERIFF.
Evet.
IF SO, THE BIG QUESTION IS quot ;
Bir başka uçak değildi.
quot ; YES, I'LL TAKE A PICTURE. quot ;
Ne zaman birisi yeni bir tür bulduğunu söylese hayvanın leşini inceledikten sonra hayvanın uyuz bir çakal ya da tilki olduğunu görürüz.
quot ; THEY DIG DEEPER. Translator :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]