Rabbit translate English
5,128 parallel translation
Bana tavşanına ne yaptığını anlatacaksın.
You are going to tell me what you did with your rabbit.
Bu görünüşle bir tavşanı baştan çıkarması gerekmiyor muydu?
How's he supposed to seduce a rabbit with this look?
Bir kedinin bir tavşanı ayartması gerektiğini düşünmüyorum.
I don't think a cat is supposed to seduce a rabbit at all.
Alice Harikalar Diyarı'nda ki maceralarını anlattığında... kimse onun cin Cyrus'a olan aşkına ve...
( White Rabbit ) No one believed Alice when she spoke of her adventures in Wonderland, of how she fell in love with a genie named Cyrus,
Tavşan.
Rabbit.
Tavşan...
The Rabbit...
Peki açın o halde. Tom, köpeğin tavşanı görmesine izin ver!
Well, open it up then, Tom, let the dog see the rabbit!
- Tekrar tahmin et, tavşan Jack.
- Guess again, Jack rabbit.
Çünkü gözlük takan tavşan göremezsin.
Because you never see a rabbit wearing glasses.
Bir tavşanın en sevdiği çadır şekli nedir biliyor musun?
Do you know what a rabbit's favorite tent style is?
Küçük tavşan ; bu küçük maymun Bay Fare ve Domuzcuk.
Little rabbit, this is little monkey, Mr. Mouse and Piggly.
- Her şey şu beyaz tavşanı görmemle başladı.
It all began with this white rabbit,
"Tavşan Deliğinden Aşağı" İyi seyirler olsun efendim.
- Down the Rabbit Hole - Original air date October 10, 2013
Önemli toplantın beni ilgilendirmiyor, Tavşan. Hatta hiçbir toplantın ilgilendirmiyor desem yeridir.
No, I'm not interested in your important dates, Rabbit, or your unimportant dates, for that matter.
Cinai bir Kızıl Kraliçe. Ve tüm bunlara, ciddi ciddi bir tavşan değilinden atlayarak ulaştın.
And you encountered all these things by literally... falling down a rabbit hole.
Ceket ve pantolon giymiş, konuşan bir tavşan demek?
A talking white rabbit in jacket and trousers?
Tavşan onu görmüş.
The rabbit saw him. ( Grunting )
Hayır, olamaz.
( White rabbit ) Oh, no.
- Tavşan!
- Rabbit!
-... inanılmaz mantıklı çünkü.
- makes perfect sense. ( White rabbit )
Pekâlâ Tavşan, Cyrus nerede?
Okay, Rabbit. Where's Cyrus?
Bakma sen ona, Tavşan.
Ignore him, Rabbit.
Tavşan, uzuyor musun sen?
Rabbit, are you getting taller?
Tavşan, nerede?
Rabbit, where is it?
O tavşan nerede?
Where's that rabbit?
Tavşanın ne dediğini duydun.
You heard what the rabbit said.
O tavşana gerçekten inanıyorsun o zaman.
So you really believe the rabbit, then?
Senin şüphe ettiğini biliyorum ama evet, tavşana inanıyorum.
I know you have your doubts, but, yes, I believe the rabbit.
Demek buradasın Tavşan.
- There you are, Rabbit. - Oh!
Sorun değil Tavşan.
It's okay, Rabbit.
Tavşan, yeter.
Rabbit, enough.
Will, Tavşan, çabuk gelin!
( Alice ) Will, Rabbit, come quickly!
Tavşan deliğini kazabilir.
The rabbit can dig his hole.
Tavşankulak kepçikağıza söylemezse bir şeycik olmaz.
You're fine unless Rabbit Ears hears and tells Big Mouth.
Hayır ya tavşan. Tavşan olan Peter.
No, he was my bunny, Peter the rabbit.
Ama yani yemin ediyorum o tavşanı çok sevmiştim.
Oh. And, honest to God, I abso... Fucking hell, I loved that rabbit.
Çünkü ne bileyim, içimde Tavşan Peter'a karşı çok sıcak bir sevgi oluşmuştu.
I don't know, like a bloody... overwhelming sense of love for Peter the rabbit.
Yani Tavşan Peter'ı sevdiğim gibi seviyorum.
I love you like I loved Peter Rabbit.
Zavallı Tavşan yeterince şey yaşadı zaten.
Poor Rabbit's been through enough.
- Kusura bakma Tavşan.
Oh. Sorry, Rabbit.
Senin tavşan kafesinde mi?
In your rabbit hutch?
Bir avantaj arıyoruz kamçılı veya casus kılığında ya da tavşan gibi giyinmiş birinin ona havuçla vurup vurmadığını öğrenmeye çalışıyoruz.
We're looking for leverage, so finding out he likes whips or beagles or dressing up as a rabbit while someone hits him with a carrot might help.
Yaptığım şey neredeyse şapkadan tavşan çıkarmaktı.
What I did was almost pull a rabbit out of a hat.
Ve her şey adamı ve yarı köpek yarı tavşan bir hayvanı bulduklarında başlamış.
And it all started when he found and animal half dog half rabbit.
Kafası tavşan, bedeni köpeğe ait.
The head of a rabbit and the body of a dog.
- Bir tavşanı kulağından 200 metreden vurabilirim. Sağ kulağından da, soldakinden de.
- I can take the ear off a rabbit at 200 yards, left or right.
Kaçacaksa paraya ihtiyacı olacak.
If he's gonna rabbit, he'll need money.
Doğa kanunu der ki, eğer bir erkek tavşanı alırsan ve bir dişi tavşanı alırsan, ve bunları uzun bir süreliğine aynı kafese koyarsan sence ne olur?
Law of nature says that if you take a boy rabbit, and you take a girl rabbit, and you put'em into a cage together over a long period of time, what do you think is going to happen?
- İşin derinine iniyorum.
- Falling down the rabbit hole.
Tavşan deliğine yeniden dalmam gerektiğini mi söylüyorsun yani?
So what you're saying is I need to go back down the rabbit hole?
Benim de parka gidip tavşan diyebileceğim bir şey yakalamam gerekiyor.
And I still need to go to the park, so I can catch something I can call a rabbit.