Raccoon translate English
837 parallel translation
Raccoon : 65 puan.
Raccoon : 65 points
Sorun değil diyorsunuz ama buralarda rakun köpekleri avlanırdı.
You say you'll be fine, but raccoon dogs used to haunt these parts.
Ama rakun köpekleri şekil değiştirirlermiş.
But raccoon dogs are shape-shifters.
Rakun köpeği zannettim.
I thought it was a raccoon dog.
Rakun köpeği mi?
A raccoon dog?
- Rakunun eve dönmedi mi daha? - Hayır.
- Has your raccoon come home yet?
Rakun gelir, porsuk, fare gelir.
Raccoon comes, badger or mouse comes.
Haa şu rakun şapkalı adam demek.
He had a raccoon hat.
Rakun şapkalı olan Sir Walter Raleigh'di.
Sir Walter Raleigh had a raccoon hat.
Büyükbaba rakun gibi siritiyordu, bizi dost canlisi tipler ya da mahkum sanmis olmalari mümkün,
Maybe they thought we was prisoners or friendlies, since Old Lodge Skins was grinning at them like a raccoon.
Tanrım, bu iğrenç ağaçların... çalıların ve yabani hayvanları arasında... gece uyumaya korkardım... Geyikleri ve rakunları bilerek... ve Tanrı bilir başka neler... dışarıda gizlice dinleniyor... Açıkta ş * çmak ve s * kişmek.
God, with all these disgusting trees... and shrubbery and wildlife... I'd be scared to sleep at night... knowing possums and raccoon and deer... and God knows what other creatures... would be lurking outside... fucking and shitting right out in the open.
- Burada bir rakun var.
- There's a raccoon in here.
- Rakun pisliği.
- Raccoon shit.
Yeni duvarıma bunu yapan rakun!
That raccoon did that to my new wall.
Rakunum nezle oldu.
My raccoon had hepatitis.
Rakunun mu var senin?
You have a raccoon?
Rakunlardan da kuduz kapabilirsin.
Now, you can get rabies from a raccoon, too.
Bütün genç kızlar artık genç erkekler gibi davranacaklar ve hemşire DeMarco da, bulaşıcı rakun virüsünün resmi olarak geçtiğini söyledi.
All junior girls are now junior boys. And Nurse Omako says that the raccoon fever epidemic is officially over.
- Bu ayı kılığında gelmiş.
- This one came as a raccoon.
Muhtemelen bir rakun ya da porsuktur.
It's probably a raccoon or a possum.
Hakiki bir rakun gibi.
Like a veritable raccoon.
Rakuna benzemişsin.
You look like a raccoon.
- Kim rakunu onaylıyor?
- Who's in favour of the raccoon?
Merhaba Christopher.
Raccoon. Hello, Christopher.
Belkide rakundur.
MAYBE IT'S A RACCOON.
Al, rakun seni görebiliyor.
Al, that raccoon can see you.
kuyruklu rakun sapkası mı giyiyorum ben ha!
Am i wearing a raccoon hat with a tail?
Rakuna rastlamadığım için kalbim kırılmıştı ama bütün istediğim iyi bir uykuydu. Cal'ın su yatağına kendimi attım.
I was heartbroken to miss the raccoon, but all I wanted was to sleep... so I headed for Cal's water bed.
Rakuna benzemişim.
I look like a raccoon.
Tilkiye benzer bir halim var mı?
Do I look like a raccoon?
- Rocky Tilki gibi mi?
- Like Rocky Raccoon?
Eğer ona bakar o kadar makyaj izin Lanet olası bir rakun gibi.
You let her wear so much makeup she looks like a goddamn raccoon.
Bir de duş bonesi takmış rakun var.
There's this raccoon... with a shower cap on.
- Rakun falan mı bu?
What is it? A raccoon or something?
Bazı aç rakunlar çöpümü cırmıklasın diye beklemeye başlamayacağım.
I can't wait to start pawing through my garbage... like some starving raccoon.
Geçen hafta, onu rakun yerken yakaladık.
Last week, we caught her trying to eat a raccoon.
Rakun arkadaşları Pop ve Reba ile birlikte nehrin kaynağını aramaya çıkmış. "
With her raccoon friends, Pop and Reba she went to find the source of the river. "
O rakun pirzolamı çaldı!
That raccoon stole my lamb chop!
Rakun gibi görünüyorum.
I look like a raccoon.
Yine rakun zamanı.
Raccoon time again.
Sadece rakunmuş.
It's just a raccoon.
Güle güle Rocky Racooon!
Bye-bye, Rocky Raccoon.
Karımın yengesini bir rakun kıçından ısırmış.
My wife`s sister-in-Iaw in Oneonta, a raccoon bit her in the ass.
Merak etme, sadece bir rakun.
Don't worry. It's just one little raccoon.
Evet, o talihsiz rakun olayını duydum.
Yes, I heard about that unfortunate accident with the raccoon.
O rakunu yakaladın mı?
Have you caught that raccoon yet?
Rakunu buldun mu?
You found the raccoon?
Rakuna benziyorsun.
You look like a raccoon.
Biraz buz bastırsam, birşeyi kalmaz.
You look like a raccoon. I just need to get ice on it, that's all.
Yardım istemek için bağırdığında... sesin rakun gibi çıkar.
And when you scream for help... you'll sound like a raccoon.
Rakun'u hatırlıyor musun?
Do you remember the raccoon, Hogarth?