English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ R ] / Raggedy

Raggedy translate English

217 parallel translation
Bu Raggedy Ann * kılıklı da kim?
Who's this little Raggedy Ann?
Senin mirasın, bir takım beş para etmez kutsal şeyler ve pis kokulu yemeklerden başkası değil.
Your heritage is nothing but a bunch of raggedy-assed spirituals and foul-smelling chitlins.
- Bu eski püskü şeyi mi?
- That raggedy looking old thing?
Sizce Tanrı 2.000 yıl önce izbe bir sokakta çocuk muydu?
You think the Lord was some boy in a raggedy old sheet 2,000 years ago?
Bu kötü yeri özleyeceğim. Ama gözüm kesinlikle arkada kalmayacak.
I'm gonna miss this old raggedy place but I sure ain't gonna worry about it.
Onu serseri bir melezin teki sanıyorsun, değil mi?
You think he's just some raggedy-ass half-breed, don't you?
Sence ben bir Raggedy Ann'e terfi edebilecek kadar duygusal olarak olgunlaştım mı?
You think I'm emotionally mature enough to move up to a Raggedy Ann?
Neden başka bir boktan araba daha istiyorsun ki? Sadece ilerlemeye çalışıyoruz.
WHAT DO YOU WANT WITH ANOTHER RAGGEDY ASS CAR FOR, HUH?
Bir GMC ile karşılaşırsak benim koca Mack'le o hurdanın hakkından geleceğim.
'This here Big Mack can take anything, any GMC on the road. 'I'm gonna bite the ass outta that raggedy trailer.'
Bez bebeğin memeleri pamuktan mı demek gibi bir şey bu.
Come on. Does Raggedy Ann have cotton tits or what?
- Üstüm başım perişan.
- I'm kind of raggedy.
Eski Batı'nın ne kadar kaba ve korkunç olduğunu biliyor musun?
Do you know how raggedy-ass and terrible the Old West really was?
- Benimle dolaşırsan... ne kadar kaba olduğunu öğrenirsin.
- If you spend any time with me... you'll find out just how raggedy-ass it was.
Bir avuç berduş, "Amerika'ya ölüm" diye bağırıp duruyor.
Bunch of raggedy Riffs over there screaming, "Death to America."
Eski usul viski sarhoşu böyle yürür.
Now, for instance, if you just have a regular old raggedy bourbon drunk, you know, they go like :
Bu grup ne kadar perişan ve sıradan olsa da biz son şansız.
As raggedy and ordinary as this bunch is we're the ast shot.
Biraz hırpani ve asi biriydi.
And he was kind of raggedy and wild.
Ama başıboş bir Gezgin.
But he's just a raggedy man.
İyi bir ikiliyiz başı boş Gezgin.
Ain't we a pair raggedy-man.
Aynı pejmürde perdeler.
Same raggedy drapes.
Ezik bir Haitili değilim.
I ain't no raggedy-ass Haitian!
Şu paçavra battaniyeye dikiş dikmem ben.
I wouldn't sew a stitch on that raggedy blanket.
- Tam bir paçavra
- It's raggedy.
Sakın beyaz bir daireye benzeyen bir şeye kıçınızı dayadığınızı görmeyeyim.
So I don't ever wanna catch any of your raggedy butts hanging around something that looks like a white circle.
Yiyecek lokman yok üstün başın dökülüyor hergele.
You're raggedy as a roach, eat the holes out of donuts.
Bir de merak etme diyor.
Raggedy motherfucker. Don't worry about it!
Uzayın!
Get his raggedy ass out of here.
Kıçın kurtulduğu için şanslısın!
Lucky they're taking your raggedy ass out of here!
Yol Savaşçısı Delores tam kıçında!
Delores the Road Warrior is dead on your raggedy ass!
Giysileri dökülüyor. Arabası yirmi yaşında.
Raggedy-ass clothes, 20-year-old car.
Bu eski püskü şeyi sürmeye çalışıyorum.
Trying to ride this old raggedy thing.
Flip, çek şu yırtık pırtık kıçını etrafımdan.
Flip, you get your raggedy ass from up around me.
Hadi ama, çocukluğumuzda bile oynadığın Barbie bebeklerini bile düzenlerdin.
When we were kids, yours was the only Raggedy Ann doll that wasn't raggedy.
Sizin beni bu berbat hastanede bırakıp gittiğinize inanamıyorum... eve geldiğim zaman sizi öldüreceğim.
I can't believe you guys dumped me in that raggedy-ass hospital I'll fucking kill you when I get home.
Söylesene benim şu piyanoyu çalmam yada senin şu satrancı oynaman için.. .. daha kaç tane masum insan ölecek.
How many of the general's foot soldiers got to die before you see that they playin'you just like I'm playin'that raggedy-ass piano?
- Kapat lanet çeneni.
- Shut your raggedy ass up.
- Raggedy Andy'e.
- Raggedy Andy.
- Neden Raggedy Andy'e benzemeye çalıştın?
- Why did you dress like Raggedy Andy?
- Wendy, Raggedy Ann'e benzeyerek kostüm yarışmasını kazanmak istediğini söyledi.
- Wendy's Raggedy Ann. - This way we'll win the contest.
- Hayır, ben Raggedy Andy'im, yağlı göt.
- No, I'm Raggedy Andy, fat-ass.
- Raggedy Ann ve Andy gibi olacağımızı söylemiştin.
- We were gonna be Raggedy Ann and Andy.
Stan, Raggedy Andy gibi göründüğün için çok üzgünüm.
Stan, I'm awful sorry you got dressed up like Raggedy Andy.
Perişan görünüyorlar.
Pretty raggedy-looking.
Hey, Raggedy Ann, son günlerde aynada göründün?
Hey, Raggedy Ann, you looked in the mirror lately?
Uyduruk Steven Segal aşıkları, çıkın.
Get your raggedy little Steven Segal-lovin'asses outta here.
Sana gerçek deliliğin ne olduğunu göstermeden önce... kaldır o paçavra kıçını ve git kendine başka bir köşe bul.
Get your raggedy-ass clothes and find another corner... before I show you what crazy really is.
Paslı kıçını hareket ettir!
Move your raggedy ass!
Hadi abi!
Oh, come on, man, don't I always come to see your raggedy act, man?
Köpek!
COME AND GET YOUR OLD RAGGEDY BIKE.
Eve götürsen iyi edersin.
YOU GOT TO COME GET THIS RAGGEDY THING.
Şu ayakkabılarının haline bak!
Not in those raggedy-ass shoes, look at you!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]