English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ R ] / Rags

Rags translate English

844 parallel translation
Gazeteci, Little Fellow'un hayatını yazmak istiyor, paçavralardan zenginliğe geçişini.
The reporter wanted to write the Little Fellow's life story, "From Rags to Riches", and he graciously consented.
Sana kaç kez söyledim bir beyefendinin temiz paçavraları olmalıdır diye.
How many times have I told you that a gentleman must have freshly laundered rags?
Binlercemiz onların sinirlerini gerecek çünkü kıyafetlerimiz yaralarımızı örtmeye yetmiyor.
By the thousands we'll tear at their nerves, for our rags do not conceal our wounds!
Eski elbiseler, kağıtlar, hurda demirler, şarap ve bira şişeleri!
Purchase of rags, paper, scrap iron, wine and beer bottlesl
Bu berbat paçavra gibi organlar kime aittir?
Whose are these scrawny bodies in lousy rags?
Şimdi bu küstah öyküyü başından alıp paramparça edelim.
Now, then, let's have this impudent story torn to rags.
Mesela, paspas bezi işini ele alalım.
For instance, we'll take mop rags.
Her yıl 50.000 marklık paspas satıyoruz.
50,000 marks worth of mop rags each and every year.
Paspas.
Mop rags.
Paçavranız var mı?
Any rags? Any bones?
Var mı...
And rags...
Bu arada, ıslak kıyafetlerinizi derhal değiştirmek istersiniz.
Oh, by the way. You'll want to change those wet rags immediately.
Eski bezler.
Rags.
Şişeler, eski bezler.
Bottles, rags.
Eski bezler, kemikler.
Rags, bones.
Eski bezler!
Rags!
Paçavralar içinde bile bir başbelasısın.
Even in rags you're a menace.
Evet, hırpani kılıklı. Sopanı bırak üstündeki çaputları çıkar ve tahta çık.
Now, you old scarecrow, put down your stick... take off those rags, and get up on the throne.
Ayrıca, çaputlarını gösterirken coşkuyla zıplayacaksın ki şöyle desinler : " Herife bak!
Then when you show your rags cut a caper. So as they say : " Look at that fellow.
Hepsi de aç biilaç.
And they're all hungry and in rags.
Tabii annenin sokakta oturup... paçavralar içinde bayat ekmek filan yemesi... çok feci olacak.
And that certainly would be awful to have your mother sitting there, all dressed up in rags and eating rotten bread and things like that.
Paris'teki tüm bezleri toplasan bile buradaki deliklerin yarısını kapatamazsın.
It would take all the rags in Paris to stuff half its holes.
Üstündeki paçavralar, gözlerden saklayamıyor zarafetini.
Rags cannot hide her gentle grace.
Paçavra yerine ipek, para yerine nezaket, açlık yerine sınırsız yemek.
Silks for rags, kindness instead of riches, limitless food instead of hunger.
- Güzel bir gece elbisen var mı?
Got any glad rags, something fancy, an evening gown?
Ayağının etrafına bez dolamış.
Our man had rags wrapped around his feet.
Elbisen ne güzel.
Thank heavens you're not in rags.
Pejmürde kadınlardan bıktım.
I'm tired of women in rags.
Pantolonunun kumaşı bile batıyordur.
The rags of his pants are beating him to death.
Paçavralar içinde, kirli ve saç baş dağınık.
Dirty and unkempt and in rags.
Bu paçavralar da ne böyle?
What are these rags?
Zenginlikten fukaralığa!
From riches to rags.
- Nedir bu kıyafet?
- Why the glad rags?
Şu zavallı paçavralardan daha iyi anonim kimlik olabilir mi?
What could be more anonymous than these poor rags?
Kan lekeleri ve yere yığılmış yırtık paçavralar.
A smear of blood and torn rags in a huddle on the ground.
Hurda!
Rags!
Eski püskü kıyafetlerimi giyeceğim.
I'll put on my old rags.
Daha önce olduğun gibi, sefil günlerine geri döneceksin.
You'll be in rags, like before.
Paçavraya dönüştü, bunun gibi oldu.
It went to pure rags, doing work just like this.
Bilinen hikâye, yokluktan zirveye.
The old story, from rags to riches.
Fakat bu korkunç paçavralara, hastalığa... sefalete, kemiklere, gözlerindeki çılgın bakışa bakın.
But look at these awful rags, the illness... the misery, the bones, the crazy look in their eyes.
Yardım et de şunları çıkarayım.
Help me take these rags off.
Siz böyle paçavralar değil güzel elbiseler giymek için yaratılmış bir şehir kızısınız...
You're a city girl. You don't fit in here. You should wear fine clothes... not those old rags.
Egzoz borularına bez tıkamalı, çiftçileri dolandırmalı... kamyonu ensenle kaldırmayı denemeli... krank milin kopmalı —
You gotta stuff rags up tailpipes, farmers gotta get gypped. You jack up trucks with the back of your neck. Universals conk out.
Paçavralar giysen de
Though you're dressed in rags
Neden herkesin giyecek güzel şeyleri varken benim bu eski paçavraları giymek zorunda kaldığımı bilmiyorum.
I don't see why everyone else has nice things to wear, and I always end up in these old rags.
Öyle mi düşünmeliyim, güvelerin yediği, yamalarla tutturulmuş bir sürü paçavra.
I should think so. A lot of old moth-eaten rags held together by patches.
- Paçavrayı getir.
- Bring those rags here.
Eğer her yerde aşk olsaydı, eski püskü elbiseler içinde seni dünyanın sonuna kadar izlerdim.
If love were all, I could follow you in rags to the end of the world.
Hiç bir samuray paçavralar içindeki bir köylüyü yanına almaz.
No samurai would hire a peasant dressed in rags.
Ondan rica ettiğinde kız senin pis giysilerini dikecek.
You'll sleep on the beach and scratch for food... but she'll sew your filthy rags together, if you ask her to.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]