English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ R ] / Railways

Railways translate English

171 parallel translation
Şimdi de atlıkarınca misali bütün demiryollarını dolaşın.
Now you better cover the merry-go-rounds and scenic railways next.
Evlerinden uzakta olanlar yeraltı tren raylarına sığınabilir.
Those who are far from home can take refuge in the underground railways.
Demir yolunda çalışmaya başladığımda o da çalışmak zorunda kaldı, hatta malımızı bile rehin verdik. Bense her zaman paramızı boşa harcıyordum.
When I started working on the railways, she had to work, too, and even pawn our possessions, while all the time I was just squandering our money.
Balkanların en iyi demiryolu ağı. Ve Avrupa'nın dördüncü büyük ordusu.
The most efficient railways in the Balkans and the fourth largest army in Europe.
Araba, tren ve uçaklara hatta uzay gemilerine bile gerek kalmayacak.
No need for cars or railways or airplanes, even spaceships.
Demiryolu işçileri en iyi bekçilerinden birini kaybetmiş.
O. The railways say they have lost one of their own.
Bu süre boyunca Rusya'nın bu güzel topraklardan tren hattı kurulduğunda elde edeceği... pek çok şey keşfetmiştik..
Much has been discovered during this time. What can Russia get from this gorgeous region, when the railways connect it with the rest of the country.
Demiryollarını patlatırım.
I'll smash his railways.
Türk demiryollarını tahrip ediyoruz.
You know that we are destroying the Turkish railways.
Afrika'ya giden demir yolları
- Railways through Africa
Ayrıca Fransız Demiryolları'na ve Fransız Ordusu'na bu filmin yapımına yürekten katkıları nedeniyle teşekkür ederiz.
WE WISH ALSO TO EXPRESS OUR THANKS TO THE FRENCH NATIONAL RAILWAYS AND THE FRENCH MILITARY FORCES, WHOSE WHOLEHEARTED COOPERATION MADE THIS PRODUCTION POSSIBLE.
Medeniyet onlar sayesinde gelişti.
Railways made civilisation possible, you know.
- Her ikisi de demiryolu sevdalısıdır.
And they share my love of railways.
Yokuşlarla, merdivenlerle, demiryollarıyla birbirine ulaşan dünyalar.
Two worlds that communicate by ramps, by stairs, by cable railways.
Güneşle birlikte, sefalet sefalet olmaktan tramvaylar da tramvay olmaktan çıkar.
With the sun, misery no longer seems like misery and the cable railways seem no longer like cable railways.
Ve tekrar raylar.
So once again, the cable railways.
Resmedilmeye değer raylar.
Very picturesque, the cable railways.
Her şey tramvaylarla taşınıyor.
Everything goes by the cable railways.
Tüm İngiliz polisi ayaklanmışken karayolları demir yolları, ve tüm gemiler Sürekli gözetim altındayken tehlikeli bir siyasi katil olan Mundt...
With the whole of Britain's police force alerted... her roads, railways, ship and air routes under constant surveillance...
Demiryolunun planı hazır.
The railways are planned.
Demiryolu ve güzergahına kasabalar yapılıyor.
Towns and railways are being built.
Beyaz, birinci sınıftır ve yerel demiryollarında birinci sınıf yoktur.
- No, no - green, white's first-class. There is no first class on local railways.
Mesela ; telefon hatlarını, tren yollarını, havaalanlarını,... elektrik ve elektronik tesisatlarını patlatabiliriz.
We can destroy telephone lines, railways, airfields, electric and electronic installations.
Merkez bankası kamulaştırıldı, aynı şekilde demiryolları, gaz ve telefon kamu hizmetleri ve banka kredileri.
The central bank is nationalized, as are railways, gas, telephone, public services and bank credits.
Teknolojinin gelişimi telegraf, ucuz gazeteler, tren yolları, taşımacılık.. ... hayal gücünün başarısızlığıyla karşılanır, Denson. Bu kaldıraçların, kabloların ve tren raylarının anlamını ve sonuçlarını kavrayabilmekte ölümcül bir yetersizlik.
That the growth of technology - telegraph, cheap newspapers, railways, transport - is matched by a failure of imagination, Denson... a fatal inability to understand the meaning and consequences... of all these levers, wires and railways.
Ama annem yoruldu.
Our railways are long, I'm afraid.
Demiryolunun, bizim için bizi tiyatro veya hayvanat bahçesine götüren araçtan başka bir anlamı yoktu.
I don't suppose we even thought about railways except as a means of getting to the theatre and the zoo.
Buradan taşınmak zorunda mı kalacağız?
Does that mean we'll have to leave Three Chimneys and the railways?
Demiryollarında çalışıyor.
Worked on the railways.
Eichmann, devlet demiryollarından katar kiraladı.
Eichmann chartered rolling stock from the state railways.
Kocam demiryollarında çalışıyor ve bu konu hakkında hiçbir şey bilmiyor.
My husband works on the railways and knows nothing of this
SNCF bir bomba ihbarı almış.
" The French railways have just notified us of a bomb threat.
Nasıl oluyor da senin kadar şüpheci bir adam birdenbire tüm devlet kurumlarına, bürokrasiye ve hatta polise sonsuz güven beslemeye başlıyor!
How can a man as distrustful as you suddenly show such boundless confidence in the post office, the railways, the bureaucracy, and even the police!
Avustralya'ya varınca demiryolu müdürü Melbourne'ye yapacağınız yolculuk için kendi şahsi arabasının tahsis edilmesini emretti.
Well, when we get to Australia, the commissioner of railways... has ordered his own personal car for your trip to Melbourne.
Bir daha demiryollarında çalışamayacaksınız!
You'll never work for the railways again!
Otoyollar ve tren yolları inşa edilmektedir.
New roads and railways are being built.
Ülkesindeki tüm demiryollarına sahip.
He owns all the railways in his country
Demiryolları ne para kaldırırdı ama!
Railways stand to make a fortune.
Bu adamın fotoğrafını sınır kontrollerine, tüm otellere, bankalara, istasyonlara ve havaalanı yetkililerine vereceğiz.
We will run this man's photograph through the border control, through all the hotels, the banks, the railways, the airport authorities.
Postahanede de, demiryollarında da... emekli olabilirsiniz.
The post office or the railways... guarantees a pension.
NAZİ ALMANYA'SI DEMİRYOLLARI ESKİ YÖNETİCİSİ, 33.
Former head, Reich Railways, Bureau 33 ( "Railroads of the Reich" )
Ben demiryollarındayım.
I'm on the railways.
İyi bir ailesi var. - Babası Ulusal Demiryollarında.
Father always worked for the railways.
Kömür, petrol, demiryolu
Coal, oil, railways
Trenyollarındaki işin bize bir avantaj sağlayabilir.
Well, your job with the railways could be an advantage to us.
Hatırlarsan, sana bir keresinde, tren yollarıyla olan bağlantının bize yardımı dokunabileceğini söylemiştim.
I once told you that your connections with the railways could be of help for me.
Yakın bir zamanda burada telgraf şirketi olacak.
There will be railways and a telegraph company soon. Everything will change.
Yakında tren yolları ve telgraf şirketi olacak.
There will be railways and a telegraph company soon.
Tren makinistiydim. Lille'de çalışıyordum.
Driver was in the railways of Lille.
İşlemez hale sokulan sermayenin büyüklüğünü düşünün. Demiryolları, limanlar, kanallar.
Think of the enormous capital assets that are In railways, ports and channels.
Diyor ki : treniniz saatte 30km hızla tünele dalarsa oluşan basınç yolcuları öldürebilir.
Mr. Arago disagrees and he's the greatest physician of our time He says that when your railways disappear into a tunnel at 30km an hour the pressure will kill the passengers

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]