Rainbows translate English
387 parallel translation
- Neden birleştirmiyoruz gökkuşağını?
- Why not gather rainbows while ye may?
- Pek bir şey yapmıyorum. "Rainbows" hariç.
Except "Rainbows." Remember it?
Hem "Rainbows" u onun için sen lanse ettin.
After all, you did put "Rainbows" over for him.
Bunca şeye sahipken Tin Pan sokağına dönüp düş peşinde koşmak istiyorsun.
You have all this, and you want to go back to Tin Pan Alley to chase rainbows.
# Parlıyor gökkuşakları #
Rainbows are shinin'through
Sovyetler ve Kızıl Çin komşumuzken gökkuşağı peşinde koşuyor.
Chasing rainbows, with the Soviets and Red China next door.
Ama yarın gökkuşağı beni bekliyor
But I've got rainbows planned for tomorrow
Gökkuşağı yakalamaya inanmazmısınız?
Don't you believe in chasing rainbows?
Duvarındaki gökküşağını boyadığını bilmiyor muydun?
Did you know they paint rainbows on your wall?
onun sevgi dolu insanlarını... Sen hatırlarsın Vince
the moon and rainbows.
Sen sadece ortalığa ışık saçacaksın.
You're gonna serve up nothing but rainbows and moonbeams.
Ya da gökkuşağına.
Or rainbows.
Gök kuşağı içeri girmez,... ve duramam ben hiç,
♪ What rainbows ain't got a pot of ♪ And I ain't got a spot of
Suçlanacak biri varsa, hayal peşinde koşan benim.
If anyone's to blame, I'm the one that ran off chasing rainbows.
Böyle gökkuşakları hava yolculuklarında çok olağandır.
Ah, yes. Rainbows like that are very common in airship travel.
Böyle gökkuşakları hava yolculuklarında çok olağandır.
Rainbows like that are very common in airship travel.
Neden diğer tarafta ne olduğu Ve gökkuşağı hakkında
( Kermit ) I Why are there so many songs about rainbows
Gökkuşağı görülmeye değerdir
I Rainbows are visions
Ve saklayacak bir şeyi yoktur
I And rainbows have nothing to hide
Neden gökkuşağı hakkında O kadar çok şarkı var
I Why are there so many songs about rainbows?
Gökkuşağını açıklayan bölüm bu
I That's part of what rainbows do
Gökkuşağı hatıralardır
I Rainbows are memories
Ekstasiler kuaaluttur zaten.
Rainbows are'ludes.
- Anlayamadım?
- Rainbows End. - I beg your pardon?
Gezegenin kraliçeleri, gökkuşağı kadar güzelmiş.
The queens of the planet were as beautiful as rainbows.
Hep hayaller peşindeydi.
Always chasing rainbows.
Gökkuşağı kovalamak için bir başkasını bul- -
Find some other jerk and go chasing after rainbows and...
Buradan üç tane gökkuşağı geliyor.
We got three rainbows coming down here.
Gökkuşağı. Gökkuşağını severim.
Rainbows. I love rainbows.
Gökkuşağı yazıyorum.
Rainbows it is.
Bazen kocaman gökkuşakları oluyor.
Be some big rainbows up there.
Gökkuşaklarını, unutmabenileri... sisli çayırları ve güneş benekli havuzları.
Of rainbows, forget-me-nots, of misty meadows and sun-dappled pools.
- Gökkuşağı bu uzunlukta.
- Rainbows this long.
Böylesi günlerde hep gökkuşağı olur.
On days like this there are always rainbows.
Tilkiler de bu gökkuşaklarının altında yaşarlar.
Foxes live under the rainbows.
Gök kuşakları.
Rainbows.
Hadi, bırak da gitsinler Boyayı biz yaparız.
Oh, let them go chase rainbows. Let's you and I go paint.
"Güneş ışığı, lolipoplar ve gökkuşağı- -"
"Sunshine, lollipops and rainbows ev- -"
- "Güneş ışığı, lollipoplar- -" - "ve gökkuşağı, herşey"
- "Sunshine, lollipops- -" - [Singing Along] "And rainbows, everything"
Suyun, Everest dağı yüksekliğindeki kayalıklardan, gürleyerek, gökkuşağının içinden geçip doğruca safir şarabı rengindeki okyanusa döküldüğünü düşünün.
Imagine water cascading off cliffs the height of Mount Everest, thundering through rainbows straight into an ocean the colour of sapphire wine.
Yağmurdan sonra gökkuşağı çıkar.
After the rain goes There are rainbows
Aynen rapor edilen nadir hava fenomenleri gibi olurdu. tersine hortumlar, dairevi gökkuşakları, güpegündüz yıldız ışığı gibi.
It would be similar to certain rare weather phenomenon that are reported, like upside-down tornadoes and circular rainbows and daytime starlight.
Çiçekler ve gökkuşakları.
With flowers and rainbows.
Bulutlar ve gökkuşağıyla ilgili bir şarkı duydum...
I heard a song'bout clouds and rainbows
- Kimse gök kuşaklarından nefret etmez.
- Nobody hates rainbows.
Ve sen ona aynen şöyle dersin, "Hey, kıçımdan defolun, sizi aptal gök kuşakları!"
And you'll be all like, "Hey, get out of my ass, you stupid rainbows!"
Onlardan nefret ediyorum.
- Rainbows. I hate those things.
Gök kuşağı, yağmur yağdığında ortaya çıkan renkli bir kemerdir.
Rainbows are those arches of color that show up when it rains.
Ah, gök kuşağı!
Oh, rainbows!
- Onlar ekstasiydi.
They were rainbows.
Gökkuşağı ve Leprikan.
Leprechauns and rainbows...