English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ R ] / Raisins

Raisins translate English

499 parallel translation
Kahve, şerbetler, Osmanlı divan ve kuru üzüm hep Türk buluşlarıdır.
Coffee, sherbets, the ottoman the divan and raisins are all Turkish inventions.
İnsan kuru üzüm mü, sinek mi bilemiyor asla.
One never knows whether it's raisins or flies.
Üzüm.
Raisins.
Kuru üzümlü kek vardı.
Yeah, cupcakes with raisins.
- Kahvaltıda kek vardı, hem de kara üzümlü.
We had cupcakes for breakfast! With raisins.
Kuru üzümlü yulaf ezmesi, fındık ve tarçın.
Oatmeal cookies with raisins, nuts and cinnamon.
Sanırım kurabiyede kuru üzüm vardı ve hazımsızlık yaptı.
But I think it was the cookie with the raisins that gave me the indigestion.
Biraz kuru üzüm yiyip çay içelim.
Let's have tea with a double ration of raisins.
Kuru üzüm ye.
Have some raisins.
Kekteki kuru üzümler gibi.
Rather like raisins in a fruitcake.
Kuru incir, hurma ve üzüm.
Figs that are dry, and dates and raisins.
Önce tavuğu soteliyorum, sonra kuru üzüm ve soğanı ekliyorum.
First I sauté the chicken parts then I put the raisins and the almonds in.
Deli olduğumu düşüneceksin ama saçının kuru üzüm gibi kokmasını severdim.
You're going to think I'm crazy... but I loved the way his hair smelled like raisins.
Ritchie'nin saçı artık kuru üzüm gibi kokmuyormuş.
Ritchie's hair stopped smelling like raisins.
Kuru üzüm...
Raisins...
Ben de yemedim. Size biraz üzüm verebilirim.
Gee, you know, neither have I. I can offer you some raisins if...
Oh, garsonu unuttum, üzümlerim bitmiş.
I... I forgot the waiter and I'm all out of raisins.
Niçin biraz kuru üzüm yemiyorsunuz?
Why don't you have some raisins?
Ekmekli puding ve kuru üzüm.
Bread pudding and raisins.
Biraz da kuru üzüm ister misin Sonny?
I expect you'd like some dewrinkled raisins, Sonny?
Daha fazla kreması olacak ve kuru üzüm konmayacak!
It should have more cream between the crust, and no raisins!
- Ama en son görüştüğümüzde, kuru üzümlü demiştiniz.
- But at our last meeting, you said raisins. - No!
Kuru üzümler de.
And the raisins.
Dükkandaki geri zekalï kus üzümlü vermis.
You let that imbecile in the shop give you raisins.
- O yüzden kus üzümü aldïm.
- That's the reason I took the raisins.
Kutsayacağım kuru üzümleri
Those raisins I will bless, free.
Ucuz üzüme gel!
Buy cheap raisins!
1 kilo lokum ver, 1 kilo da kuru üzüm ver.
Make it 1 kilo delight and 1 kilo raisins.
Düğme gibi uçlu minik memeler mi?
Little-bitty ones with nips like raisins?
... kurutulmus üzüm ve erik. .
... dried raisins and dried prunes.
O harika... kuru üzümlerden var mı?
Do we have any of those... delicious raisins left?
- Haşlanmış pirinç ve beyazlatılmış badem.
- Dumpling with raisins, blanched almonds.
İnsanoğlu kendine yetecek alanı elde etmeye mecburdur. 3 tane küçük soğan ve votkanın içinde dinlendirilmiş kuru üzüm,
Three little onions, raisins soaked in vodka...
Ekmek, tereyağı ve kuruüzümden yapılan bir tür muhallebi.
A kind of pudding, made with bread and butter and raisins.
Bu adamın kafasında beyin yerine saman var.
The man has raisins in his braincase.
O kadar çeşit üzüm vardır ki içinde...
You know, there's so many raisins in it that...
Cereal şirketi neden bir pakete iki kat daha çok üzüm kurusu koymuyor?
Why didn't cereal companies put two scoops of raisins in from the get-go?
Bakın, içinde kuru üzüm var.
You see, it's got raisins in it.
Sen kuru üzüm seversin.
You like raisins.
Elma, üzüm, tarçın, kuşüzümü, limon... kraker, şeker, portakal, hindistancevizi, un, tuz, biber... karanfil, yumurta ve çocuklar için şekerleme istiyorum.
I need apples, raisins, cinnamon, currants, lemons crackers, sugar, oranges, nutmeg, flour, salt, pepper cloves, eggs, and some candy for the children.
Kreplerimin yanında fırınlanmış elmalar, kuru üzüm, ceviz ve üzeri hafifçe serpilmiş tarçın istiyorum.
I WANT CREPES WITH BAKED APPLES, RAISINS, WALNUTS SLIGHTLY SPRINKLED WITH CINNAMON
Üzümler hakkında nasıl böyle düşünebiliyorsun, anlamıyorum.
I don't see how you can feel that way about raisins.
Sana sütlacımdan yaptım, üzümü bol.
I made you my rice pudding with an enormous number of raisins.
Herkes sıkıntıda. Üzümler dahi çörek gibi buruştu.
Even the grapes are shriveled up like raisins.
Kuru üzümlerim kavrulsun!
Roast my raisins! He's popped it!
Taze bir somun ekmek bir kutu kuru üzüm ve bir çekiç almasını söyle.
Tell her to get a fresh loaf of bread, a box of raisins, and a hammer.
Kuru üzüm ve yumurtalarla onlara kek yaptım.
With the raisins and egg I was able to make them a cake.
Ve kuru üzüm.
And raisins.
" Ve Eshcol vadisine geldiler... ve ağacın bir dalını kestiler.
" And they came unto the valley of Eshcol... and cut down a branch with a cluster of raisins.
Çerçi bunlara kuru üzüm verir mi?
The peddler gives raisins for them.
Doğal birşeyler.
Raisins.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]