Rapid translate English
1,165 parallel translation
Binbaşı, ani hızlanmaktan kaçının.
Lieutenant, but try to avoid rapid acceleration.
Kaptan, yaranın ilerisine doğru, hızlı bir büyüme numunesi tespit ediyorum.
Captain, I'm showing a rapid growth pattern along the wound.
Bu hızlı yaşlanmadan öte bir şey Mulder.
It's more than rapid aging, Mulder.
Şimdi, bu eğer hızlı yaşlanma olayıysa, neden saçlarımız beyazlanıp dökülmedi?
If this is rapid aging phenomena, why hasn't our hair grayed or started to fall out?
Paslanmanın organik eşdeğeri erken yaşlanmaktır.
The organic equivalent to rust would be rapid premature senescence.
Görünüşe göre bu, vücut sıvılarını harekete geçirerek, büyük miktarda hücrenin hızla zarar görmesine neden oluyor.
Though the contaminated water itself is not saline, it appears to catalyze existing body fluids, causing massive and rapid cellular damage.
Isı olmaksızın hızlı oksidasyon.
Rapid oxidation without heat.
Tüm bilgileri yükleyeceğiz.
We'll input the data into Rapid Start.
Serum, Westlake'nin merkezi sinir sistemini yeniden hizalayarak çoğaltılmış güç oluşturup hızlı iyileşme meydana getirerek Westlake'nin durumunu kopya ediyor.
The serum appears to replicate Westlake's condition... by re-aligning the central nervous system... causing augmented strength... fomenting rapid healing.
Çok hızlı değişikliklerin olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Bunalmak çok kolay.
We live in times of such rapid change that it's easy to feel overwhelmed.
Kolay bir dövüş olmayacak ama benim Alex Miteff gibi bir dövüşçüye saldırı planım iki hızlı sol direk çabuk bir sağ çapraz ve bir sol kroşe olacak.
It won't be an easy fight but my plan of attack on a fighter like Alex Miteff would be two fast left jabs, a rapid right cross and a left hook.
Seri-ateş idam cezası.
Rapid-fire capital punishment.
4 birim sıfır negatif verin.
We need four units of O-neg on the rapid infuser.
Hızlı zerk makinesi hazırlayın.
Set up the rapid infuser.
- Hızlı zerk 0 negatif.
Now! - Rapid infuse O-neg.
- 0-neg'i hızlı zerk makinesine tak. - Şuuru yerinde mi?
- Put that O-neg on the rapid infuser.
Hızlı vericiden 4 birim 0 negatif.
Four units O-negative on the rapid infuser.
Sen hızlı kan vericiyi kullan.
You on the rapid infuser.
- Hızlı kan vericiyi başlat.
- Let's get the rapid infuser going.
4 ünite O negatifi hızla verin.
Rapid infuse 4 units of O-neg.
0-neg'i hızlı zerk makinesine tak.
Put the O-neg on the rapid infuser.
Hızlı zerk makinesini başlat.
Start the rapid infuser.
Hızlı sekans indüksiyonu mu?
Rapid sequence induction?
Hızlı zerk makinesine 0-neg.
O-neg on the rapid infuser.
Solunum yetersiz.
Rapid and thready.
Bütün kurtarma girişimlerinin sonucunda acil olarak buradan ayrılmak gerekecek.
Any rescue attempt will no doubt necessitate a rapid departure.
Bu tarz emilimler hücreler üzerinde çok hızlı bir etki gösterir etkin ve ölümcül kanser vakalarına davetiye çıkarır.
This kind of absorption will have a rapid effect on cellular activity, giving rise to the onset of massive and malignant cancers.
Bu, hızlı sıralar halinde resimlerin tüpe yollanmasıyla olur.
It's a rapid series of still pictures fired against the tube.
Gerry, kapatma serisine geç.
Gerry, execute the rapid shutdown sequence.
Yapılan inceleme kanda globilin yetersizliği ve böbrek yumaklarında iltihap olduğunu ortaya koydu.
In the glomerular basement membrane. The blood culture shows rapid growth of staphaureus and pseudomonas.
Yapılan genetik bileşim... Judaları ortaya çıkardı ve onları sadece dişilerden oluşturup tam olarak 120 veya 180 gün yaşadıkları anlaşıldı.
The transfer of recombinant genetic material... from termites and mantids into Judas breed will allow rapid enzymatic change insuring 100 % sterility in all Judas females utilization of a suicide gene leading to a life expectancy of 120 to 180 days.
Semptomların, hızlı bir şekilde ilerlemesini göz önünde bulundurmalıyız.
I am concerned about the rapid progression of her symptoms.
Hızlı enfüzöre bir ünite daha takayım.
I'll hang another unit on the rapid infuser.
Hızlı zerk makinesine 0-neg koyun.
Put O-neg on the rapid infuser.
Hızlı zerk makinesini ayarla.
Set up the rapid infuser.
Hızlı zerk aletine geç.
Get on the rapid infuser.
Hızlı zerk makinesine dört birim 0-neg.
Four of O-neg up on the rapid infuser.
Hızlı zerk makinesinde 2 birim daha 0-negatif gerek!
Get two units of O-neg on the rapid infuser!
- Hızlı zerk makinesine iki birim koy.
- Put two units on the rapid infuser.
Amy Cassandra'nın toksikoloji raporu, vücudunda Ketamine adı verilen ve çabuk etki gösteren bir antestezik madde olduğunu gösteriyor.
The toxicology report on Amy Cassandra indicates... there was a rapid-acting anesthetic called ketamine in her system.
Ya adamın yaşam gücü, "chi" si,... adı her neyse, gerçek adamın bir kopyasını alıp,... kanser olarak değil de, yeniden üreme şeklinde gelişmişse?
What if this man's life force, his chi, whatever you want to call it, retained a blue print of the actual man himself, guiding rapid growth, not as cancer, but as regeneration.
Hızlı-dondurucu bir taşıyıcı.
It's a rapid freezing agent.
Ama süper-hızlı donma bu formlara daha akışkan bir yapı kazandırır, böylece hücrede çözünme olmaz, yani en azından Jason'ın teorisine göre.
But extreme rapid freezing causes a smoother, glass-like structure to form, so the cell can survive being thawed, at least according to Jason's theory.
- Bu bilim-kurgu. Daha iki gün önceki süper-hızlı donmuş taşıyıcı gibi.
So is your rapid freezing agent, until two days ago.
Hızlı-dondurucu karışımıyla ilgili bir bilgiyi almanı istiyorum.
I'd like to pull up some information about his rapid freezing compound.
Meteorolojik veriler toplandı ve analiz edildi, ve kazayı, Adirondacks'tan gelen ve rüzgar pervanesi denilen bir meteorolojik fenomene veya bir dizi şimşeğin sebep olduğu hava basıncındaki ani düşüşe bağlıyorlar.
Meteorological data is being collected and analyzed, and so far they are attributing the crash to weather phenomena, to a rapid depressurization caused by a lightning strike... or by something called a wind rotor coming off the adirondacks.
Bu ani hava değişimleri.
These rapid climate changes.
Hızla yükselmiş ve iletişimde çok iyi. 1965'te NSA'ya katılmış.
Rapid promotion, excelled at intelligence and communications. Joined NSA in'65.
Hızlı saç uzaması Klingonların Jaktahla sırasındaki bir özelliğidir.
Rapid hair growth is experienced by Klingons during Jaktahla.
Parti lideri Walter Ulbricht, hızlı endüstriyel gelişimi ve Almanya'nın daha önce hiç görmediği sosyalist demokrasiyi övdü.
Walter Ulbricht, party leader, boasted of rapid industrial progress and of a socialist democracy that Germany had never known before.
İlerleyiş, seri fakat düzenliydi.
Movement is rapid but orderly.