Raya translate English
4,784 parallel translation
Sıraya girin, size bileklik dağıtacağım.
we're handing out wristbands.
Bu yüzden sıraya girilmesini istiyorlar.
That's why they want lines around the block.
17'nci sıraya hoşgeldin.
Welcome to row 17.
- Sen ve senin cennetvâri sesinin bize katılmasıyla dünyadaki tüm müzik listelerinde birdenbire en üst sıraya çıkacağız.
With you and your heavenly voice accompanying us, we'll skyrocket to the top of the ever-popular world music charts!
Sadece Soho'daki pastacı dükkanından alabilirsin ve insanlar sabahın 4'ünde.. ... sıraya girmeye başlıyorlar.
You can only get them at this one pastry shop in Soho, and people start lining up at 4 : 00 a.m.
Şu sıraya bak.
Look at this line.
Buradaki harfleri sıraya koyarsak... O-R-I-S
We put the letters in that order, it's O-R-I...
"Belki de klasik Amerikan küvetine sığamayacak kadar şişmandır" İnsanlar annenin yumurtaları için de sıraya girdiler mi hiç?
People ever line up like this for your mom's eggs?
İlk sıraya girin.
Get in line1
Sıraya geç!
Get in line!
Elini salladığın an dünya peşinde sıraya dizilecek sanıyorsun!
You wave your hand and the rest of the world is supposed to pamper you.
Burada saç kestirmek için sıraya dizilen adamları hatırlıyorum.
I remember the queues of men standing waiting for a haircut.
Sihirli bir şey istemiştim efendim ama sırf bakmak için bile millet sıraya girer.
I know I asked for something magical, sir, but... that'll have them queuing up just to take a look at it.
Bunu dünyanın herhangi bir şehrindeki herhangi bir mağazaya götürsem yarına sokaklarda sıraya girerler.
I could take this to any shop in any city in the world and, by tomorrow, there would be queues in the street.
Arap baharı sırasında Mubarak ile aynı sıraya girdiğinden beri konuşmuyor.
He hasn't since he aligned himself with Mubarak during the Arab Spring.
Beni ıraya o yönlendirdi.
She led me there.
Düşük fiyatlı biletler, hiç uçağa binmeyenlerin bile bilet için sıraya girmesine sebep oldu.
With such low fares, even those who never fly are lining up to buy tickets.
Eğer onu arıyorsanız, sıraya girin.
And if you're looking for him, get in line.
Sonra saklanıp sizin şamandıraya yaklaşma saatiniz olan 21 : 10'a kadar bekleyeceğim.
Then I will hide out and wait until exactly 10 past 9 : 00, when you should be approaching the buoy.
Sıraya geçin beyler.
Line it up, boys.
Onların hepsi öldü bu yüzden ilk sıraya biz çıktık.
They're all dead, so we get to move up one.
Cevap anahtarı yerine sıraya işaretlemiş beyinsiz.
He marked the desk instead of the answer sheet.
Starta gidip sıraya girelim.
Go get lined up at the start.
Lacey'yle birlikte ön sıraya gideceğiz.
All right, Lacey and I are gonna go to the front of the church.
O kadar turneye çıktık, birçok konser verdik festivallerde çoğu DJ'lerle sıraya koyulduk tamamen kendimize özgü konseptle dönüş yapma zamanımız olduğunu düşündük.
We had done so many tours and so many gigs... at festivals in line-ups with lots of other DJs... we thought it was time to come up with a purely personal concept.
Hangi sıraya göre öldürme emrini verdim peki?
In which sequence... did I order you to kill?
Şimdi sıraya gir.
Now get in there.
Bir kez çalmaya başladın mı sana sakso çekmek için sıraya girerler.
You start to play your instrument and the girls line up to suck your dick.
Demek bu yüzden, ne zaman kadromuzda bir açık olsa insanlar sıraya giriyor.
And that's why there's a line 50-deep every time there's an opening.
Sıraya gir!
Stand on the line!
Sıraya geçin!
Get in line!
Ayağımı bir tarafına sokmadan sıraya geç, solucan!
Get in line before I bust your hole with my boot heel!
Bu atış Hement Sharma'yı ikinci sıraya getirdi.
That puts Hement Sharma in second place.
Bu atış Dinesh Kumar Patel'i ilk sıraya yerleştirdi son bir yarışmacı ve yüz bin doların kazananı belli olacak!
That just put Dinesh Kumar Patel in first place with just one more contestant and $ 100,000 on the line!
- Alfabetik sıraya göre alıyorlar.
It's alphabetical.
HOŞ GELDİNİZ Takdir Denetimi Önceliklerini sıraya koymak zorunda kalacak.
He will have to make a choice as to what his priorities are.
Sıraya girin!
Get in line!
- Hadi sıraya girelim!
- Let's get in line!
Sıraya kaynak yok.
No cuts, no butts, no coconuts.
Herkes sıraya girsin.
All right, everybody, line up.
Hadi! Sıraya!
Come on, fall in!
Sıraya dedim!
I said fall in!
Toplanın, sıraya girin.
Just form up, get on line.
Lütfen kürsünün önünde sıraya girin.
Please, line up to the right of the podium...
Arkadaşlar düşmanlar beni sırtımdan bıçaklamak için sıraya giriyor.
Friends and enemies lining up to stab me in the back.
Karşıya geçince aynı şeyi yapmak için tekrar mı sıraya geçiyorlar?
Once they're across, they get back in line to do it again?
Hadi, sıraya girelim.
Come on, let's get in line.
Vincent Milés, Fransız Polisi, 4 dakika 32 saniye ve % 95 isabetle ilk sıraya yerleşti ve yeni bir rekora imza attı.
Vincent Miles - French National Police, leading with 4 minutes 32 seconds. - with 95 % of hits and sets a new record.
Pekala, şişko kediler sıraya dizilin.
All right, line up the fat cats.
Ayağını raya kaptırmış...
man down... man down! His leg's caught in the rail...
Sıraya girdik. Bir sonraki duraktayız.
We're in the room for next.