Reach translate English
18,032 parallel translation
Bana şu sorunun cevabını ver o geceden sonra bir daha sana hiç ulaşmaya çalışmadı.
Answer one simple question for me. After that night... he never tried to reach out to you again.
Başka sorularımız olursa, en kısa şekilde size nasıl ulaşabiliriz?
What's the best way to reach you in case we have more questions?
ulaşılması zor adamsın.
You're a hard man to reach.
İstersen onlara ulaşabilirim.
I can reach out if you want.
Seni arayacaktım, ama en son konuştuklarımızdan sonra hiç doğru gelmedi...
I was gonna reach out, but after the last time we spoke, it didn't seem like you were...
Onca zaman boyunca, neden hiç ulaşmaya çalışmadınız?
But all that time, why didn't you just reach out?
Vasquez'e ulaşabildin mi?
Did you reach Vasquez?
Aslında bende sana ulaşmaya çalışıyordum, Fost ve Found etkinliği düzenlemek için...
You know, I was actually gonna reach out to you, see about doing an event, a Fost and Found event - at the Drop-In Center, if you're interested.
Tüm bu olanlara ulaşım ve bilgi edinmeyi...
All this is beyond their reach and knowledge.
Sardar Singhlütfen bize 35 yıl önce... Hindistan sınırını geçip nasıl pakistana vardığını acıklar mısın?
Sardar Singh, can you please tell us that 35 years ago how did you cross the Indian border and reach Pakistan?
Bence kadın ilgisinin odak noktası ve ona ulaşmaya çalışacağı kesin.
I think she's the object of his affections, and he will try and reach out to her for sure.
Atlar, yıllar boyunca insanların gerçek potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olmuştur.
Horses have helped humans so much over the years to reach our full potential.
Sonunda öyle bir noktaya gelirsin ki, nasıl başladığını bile hatırlamaz olursun.
You reach a point where you don't even know how it started.
Kalbin ve zihninle uzan.
Reach out with your mind... and your heart.
Keşke ona nasıl ulaşabileceğimi bilsem.
I just wish I knew how to reach her.
Eğer ona ulaşırlarsa Elizabeth'i son görüşün olur.
If they reach her, it'll be the last time you ever see Elizabeth again.
Kendi saha ofislerine ulaşmadan onları durdurmamız gerekli.
We need to intercept them before they reach their field office.
Eğer mutluluk yakınındaysa sıkıca tutmalısın ve bırakmamalısın.
If happiness is within reach, seize it with both hands.
Yukarıdan ulaşmak imkansız görünüyor ama bu eski haritaya bakıp,... Wheal Leisure'ın şu anki kazılarıyla karşılaştırırsanız Trevorgie yönüne doğru oldukça yol almış olduğumuzu görürsünüz.
'Tis impossible to reach from above grass, but if you look at this old map, compare it with the current map of Wheal Leisure workings, you'll see that we've extended considerably in the direction of Trevorgie.
Bay Morra'yı aramamı istemiyorsan tabii.
Unless you want me to reach out to Mr. Morra.
Sanırım bana ulaşmaya çalışıyordun.
I take it you've been trying to reach me.
İsteyen istediğini yapsın.
No, no. Anyone can reach me.
Amir Henry'ye ulaşana kadar hiçbir şey yapamam.
I'm sorry, I can't do anything until I can reach Chief Henry.
... ve elinizi kafanızın üzerine koyun ve o tarafınızı esnetin.
And reach over your head. Stretch out that side.
Berlin uçağım kakmak üzere en kısada sana dönerim.
I'll call you as soon as I reach to Berlin.
Şimdiyse elimi sepete atıp "umarım en iyisini seçmişimdir" diyorum.
Now I just reach into the $ 3 bin and hope for the best.
Büyük olasılıkla yetişkinliğe erişene kadar yılda bir kez.
Probably... Once a year until you reach full growth.
- Harvey birkaç saat içinde karara varamazlarsa davanın hatalı yargılamadan dolayı kapanacağını söyledi.
- Harvey wanted me to let you know that as long as they don't reach a verdict in the next few hours,
Ve sizi burada bulabileceğimi söyledi.
He said I could reach her here.
Siz de bu arada Milli Güvenliğe ve Enerji Bürosu'ndaki Nükkleer Güvenlik'e ulaşın.
In the meantime, reach out to Homeland, and Nuclear Security at the DOE.
Ona ulaşmak için sana ihtiyacım var Bradley.
I need you to reach her for me, Bradley.
Tek bildiğimiz bir polisin yaralı, birinin kaybolduğu ve Reddington'a ulaşamadığımız.
All I know is that one officer's missing, one's injured, and I cannot reach Mr. Reddington.
Bana ulaşmak için pek çok insan öldürdün.
You killed a lot of people trying to reach me.
Şirketleri Kayman Adaları veya Zürih gibi ulaşılmaz yerlerde.
Kirk's holdings are out of reach. The Caymans, Zurich.
Citizens United'a katılana kadar erişilmezdi.
They were out of reach until Citizens United.
Diaz önde gidiyor ve seçilirse Kirk'in eli Beyaz Saray'a kadar ulaşır.
Diaz is the front-runner. If he gets elected, Kirk's reach will extend into the White House.
Vermem gereken adam işleri bozdu Gabriel'e geri vermek istedim ama ulaşamadım bir türlü.
The guy I was supposed to hand over to, I tried to get it back to Gabriel, but I couldn't reach him.
Adamıma ulaşacağım.
I'll reach out to my guy.
Benim tavsiyem... bölge savcısı ile bir itiraf anlaşması yap.
My advice... reach a plea deal with the county prosecutor.
Eğer bir sorun olursa ve size ulaşmaya çalışırsam ne olacak?
What if there's a problem and I need to reach you?
Şu domates bitkisine uzanmaya çalışıyorum.
I'm just gonna reach through and see if I can get this tomato plant.
Uzanamadım.
I couldn't reach it.
Sonrasında bu yolu takip ederseniz, Meyerizm yolunu ya biri size uzanır, ya da siz birine uzanırsınız...
If you follow this way, the path of Meyerism, someone will reach out to you or you'll reach out to them.
Kullan at telefonlarımız var, irtibat kurmanız için lazım bakiye alınamaz, tek çağrı ve sonra çöp.
We got burners, case you need to reach out, can't get to a payphone... One call and toss.
Aslında Ateş Adam olduğumu söylerdim ama beni aşar.
Well, I'd like to say that I Human Torch-ed an electrical fire, but I think even that is beyond my reach.
Belki onu ararım ve...
I was just thinking maybe I could reach out to him- -
Suya ulaşmadan önce o umudun yok olmasını istiyorum.
Now, I would like that to be gone before you reach the water.
Kaynağıma ulaşırım ama sana erişim sağlamam.
I'll reach out to my source, but you don't get access.
Şimdi cebime ulaşacağım ve sana kimliğimi göstereceğim.
I'm gonna reach into my pocket real slow and show you my ID.
Her ne pahasına olursa olsun Moskova'ya ulaşmak istiyorlar, Vatanımızın kalbi.
They want, at all costs, to reach Moscow, the heart of our homeland.
Cüzdanını çıkarıyor numarası mı yapar?
Pretend to reach for his wallet?