Reddington translate English
1,145 parallel translation
Japonya'da Reddington'ı yakalamak için kurulan ekibi hatırlıyor musun?
You remember Japan, how the task force spent time there looking for Reddington?
- Reddington?
Reddington?
Reddington bu kervanın nasıl döndüğünü çok iyi biliyor.
Reddington understands how this world works.
Reddington Aiko Tanida'nın, Ressler'ın ekibinin abisini yakaladığı gece öldüğünü söylüyor.
Reddington says Aiko Tanida's dead... died the same night his brother was apprehended by Ressler's task force.
Reddington mıydı?
Was it Reddington? Somebody might have seen you.
Reddington'mış.
It was Reddington.
Listedeki isimler... Reddington onları seni takip etmek ve böylece beni yakalamak için kullandı.
Reddington used them to track you down, to get to you, to me.
Reddington.
Reddington.
Ben Reddington ile çalışıyorum.
I work with Reddington.
Reddington sayesinde Audrey hayatıma tekrar girmişti.
It's because of Reddington that Audrey came back into my life.
Bay Reddington'dan.
From Mr. Reddington.
Ancak Reddington'a göre bu ölümlerin sebebi cinayet.
But according to Reddington, these are assassination by suicide.
Reddington tüm olaylarda katilin de kurbanın yanında öldüğüne inanıyor.
Reddington believes that the killer died along with the victim.
Reddington'a göre dünya çapında kiralık katil arayışında olan ve cinayet takibinin yapılmaması konusunda titiz olan kişiler onun müşterileri.
He contracts clients around the world, anyone interested in hiring a killer without the slightest possibility of it tracing back to them.
Reddington, adamın suikastçıların hastalıklarını onları işe almadan bildiğini söyledi.
Reddington said guy knows assassins are sick before he recruits them.
Reddington, sandığın gibi biri değil.
Reddington... he is not who you think he is.
Bay Reddington'a her şeyin plana bağlı olarak ilerlediğini söyle.
_
Reddington'ın Sam öldüğünde orada olduğunu kanıtlamaz.
Doesn't prove Reddington was there the day Sam died.
Eğer Reddington Nebraska'dan onca yolu babamla, o ölmeden önce konuşmak için geldiyse istediği bir şeyler olmalı.
If Reddington did fly all the way to Nebraska just to talk to my dad before he died, there must have been something he wanted.
Reddington'ın ne zamandan beri arkadaşı var?
Since when does Reddington have friends?
Reddington'ın istihbaratına göre, şüphelimiz Prag'dan Amerika'ya geçtiğimiz 12 saat içinde yolculuk etti.
Reddington's intel had our suspect travel from Prague to the United States sometime in the past 12 hours.
Bay Reddington.
Mr. Reddington.
Bir şeyler ters gidiyor ve bu sadece Reddington'ın hastanede olması değil.
Something's wrong, and it's not just Reddington being at that hospital.
Mesajında Reddington'ın temas kurduğunu belirtmişsin.
Your message said you were approached by Reddington.
Eğer Reddington'ın kaybedecek bir şeyi kalmazsa elindekileri kullanıp bizi köşeye sıkıştırmaması için hiçbir sebep olmayacak.
If Reddington has nothing to lose, then there's no reason for him to hold this evidence he has against us at bay.
Çok az şey biliyoruz, ama bu şaşırtıcı değil. Çünkü Reddington'ın kendisi bile pek bir şey bilmiyor.
We know very little about him, but that's not surprising, because Reddington himself doesn't know.
Reddington'ın yeteneklerine rağmen bu adam Reddington'dan kurtulabilmişse böyle tehlikeli bir adamı düşman edinmenin hata olduğunu düşünüyorum.
For this enemy to elude Reddington, despite Reddington's skill, I believe it may be an error to make such a dangerous man our enemy.
Bay Reddington hastaneden 4 : 37'de ayrıldı.
Mr. Reddington left the hospital at 4 : 37 PM.
Reddington odasındayken yani.
When Reddington was in the room.
Onun, Raymond Reddington'ı bulmak üzere hayatıma sokulduğuna inanıyorum.
I believe he was inserted into my life in an effort to locate Raymond Reddington.
Reddington'ın benimle bağlantı kuracağı bilgisinin ona verildiğini düşünüyorum.
I believe he had advanced knowledge Reddington would contact me.
- Kocanıza Raymond Reddinton ile çalıştığınızı söylediniz mi?
Did you tell your husband you were working with Raymond Reddington?
Reddington'ı ara.
Call Reddington.
Reddington bana güvenir.
Reddington, he trusts me.
Reddington senin adını bile bilmiyordur.
Reddington doesn't even know your name.
Değerli olmamın tek nedeni Reddington'la konuşuyor olabilmem ve artık öyle bir şey olmayacak.
I'm valuable because I'm willing to speak to Reddington. That is no longer the case.
Reddington, babam henüz hayattayken hastane odasına gitti ve Reddington odadan çıktığında babam ölmüştü.
Reddington went into my father's hospital room when he was alive. And when Reddington came out, my father was dead.
Efendim, Reddington size bildiklerini anlatmalı yoksa onu burada süresiz olarak alıkoyun.
Reddington should tell you what he knows, or you should detain him indefinitely.
Reddington bir şey hakkında haklıydı.
Reddington was right about one thing.
Reddington'ın dokunulmazlığı kalkmış olur.
Reddington will no longer have immunity.
Onu tutuklayıp gerekli mahkeme emrini hazırlarız ve Reddington bir daha gün ışığını bile göremez.
We'll imprison him, suspend habeas corpus indefinitely and Reddington will likely never see sunlight again.
Hâlâ onun Reddington ile olan ilişkisinin boyutunu tam olarak bilmiyoruz.
We still haven't surmised the nature of her relationship with Reddington.
Reddington için onu nasıl buraya getireceğimiz konusunda konuşalım.
But about Reddington, talk to me about how we're gonna bring him in.
Reddington tanıştığınız doktorun araştırma notlarını gönderdi.
Reddington sent the notes from the doctor you met with.
Bildiğimiz Reddington, buna fazla katlanamaz.
Knowing Reddington, that won't be long.
Bu, kocamla veya Reddington'ın babama yaptıklarıyla ilgili değil.
This isn't about my husband or even what Reddington did to my father.
Reddington'ı görmem lazım.
I need to see Reddington.
Hep yanlış taraftan bakmışız. Reddington'ın verdiği davalara birbiriyle ilgisizmiş gibi baktık.
We see these cases Reddington gives us as individual, as if they're disconnected.
Reddington Wujing'den bir sayı almıştı. Bu kod sayesinde ViCAP'e girebildi. Sonrasında Lucy Brooks'un kim olduğunu anlamak için General Ludd'u durdurmamıza yardımcı oldu.
Reddington got a number from Wujing, a code that he entered into ViCAP after helping us stop General Ludd in order to identify Lucy Brooks, also known as Jolene Parker, who he then tracked down using the alchemist's client list.
Reddington'ı öldürmek için mi?
To kill Reddington?
Reddington kaybolacak.
Reddington disappears.