Redskin translate English
62 parallel translation
Ne manşet olur ama : "Astor Oteli'nde Kızıl Derililerin Büyü Töreni."
But what a headline : "Redskin Powwow at the Hotel Astor."
Şu kayanın orada bir yerli var.
There's a redskin over that rock yonder.
Orada sinsice dolaşıp ne halt ediyorsun sen?
What the devil are you doing sneaking about like a redskin?
Sabah kırmızı derili üzerime atladı.
Then that redskin jumped me in the morning.
Haydi, sizi kızıl derili çıplak kafirler!
Come on, you redskin naked heathens!
Ne olduğunu anlamadan yerli üzerime atladı. Ne yapabilirdim ki başka.
Next thing I know, this redskin here jumps me.
Fakat ciddiyim, onun konuşma sanatının büyüsü altındayken güzel bölgemizde dolaşan uçsuz bucaksız bizon sürüleri ve kendilerini engelleyecek, hayatta kalma yasası, savaş baltası, yay ve ok yasası dışında yasası olmayan vahşi kızılderililer tekrar gözümde canlandı.
But, seriously, under the spell of his eloquence, I could see once again the vast herd of buffalo and savage redskin roaming our beautiful territory with no law to trammel them except the law of survival, the law of the tomahawk and the bow and arrow.
Dur bakalım seni aşağılık kızılkafalı.
Halt, you miserable redskin!
Konuş, seni iğrenç kızılderili!
Talk, you miserable redskin!
Şu kızılderili bir şeyler biliyor olmalı...
The redskin must know something...
Bahsini koy, Kızılderili kardeş.
Make your bet, redskin bro.
Seni davet etmedim, Kızılderili.
I haven't invited you, redskin.
Yürü, kızıl surat!
Come on, redskin!
Lanet Kızılderili beni öldürmek istedi.
The damned redskin wanted to kill me.
Bu kadının ölmesini istemiyorsan, buraya gel seni kırmızı derili pislik
Get down here fast, redskin, if you... don't want this squaw to die.
Artık kaçamayacaksın kırmızı derili.
You won't escape now, redskin.
Bu ne tembellik böyle, sizi Kızılderili savaşçıları sizi!
Get the lead out of your asses, you redskin warriors.
- Redskin gel.
- Come on, redskin.
Hadi küçük kızılım.
Come on, me little redskin!
Eğer yaşlı bir kızıldereliyse o da görebiliyorsa onu oyarım!
And if an old redskin can see it too, I'm screwed!
O çökmüş kızılderililerle işbirliği içindeydi.
He was in cahoots with that decrepit redskin.
Dünyanın en tehlikeli, en renkli kızılderilisi...
The most murderous the most colorful redskin alive...
Batı'nın savaşçısı Şef Oturan Boğa huzurunuzda. Ondan fazla beyaz katleden ve ondan fazla... ... beyaz kadınların ırzına geçen Kızılderili yok.
Behold Chief Sitting Bull warrior of the western plains who has murdered more white men than any other redskin spoiled more white women than any other redskin.
İhtiyar keçi atı yine çaldı. Boynu kopasıca hırsız Kızılderililer.
The old fart stole him back again, goddamn thieving redskin.
Büyük bir Redskin fanatiği.
She's a great Redskin fan.
Kızılderili!
Redskin!
- Kızılderili!
- Redskin!
Washington'lu Kızıl Beniz.
It's the Washington Redskin.
- Washington'lu Kızıl Beniz.
- The Washington Redskin.
Washington'lu Kızıl Beniz.
The Washington Redskin.
Bir Kızılderiliye satın bunu.
That she be sold to a Redskin.
Kızılderiliye mi?
To a Redskin?
Dinle beni, seni pis uyuşturucu müptelası... dilencilikle geçinen... kızılderili bok herif.
Listen to me, you yellow-snow-eating welfare-collecting redskin piece of shit.
Bir hırsız kırmızı derili bölgemde tuzakçıIık yapıyor.
Some thievin'redskin's been trapping'our territory.
Kanada'dan gelen Gri Baykuş isimli bir mücadeleci kızıIderili... bu ülkede fırtına gibi esti.
A crusading redskin from Canada by the name of Grey Owl... has taken this country by storm.
"Bu bizim Geraldine ve Eunice'in kızılderilisi."
"That's our Geraldine and Eunice's redskin."
Redskin ile kim gidecek?
Who's going with the Redskin?
Onlar dışarıdan bizimle çalışıyorlar, peki ya sen kızıldereli, bizimle içeride çalışıyor musun?
They work us from the outside and you, redskin, work us from the inside?
ve onlar seni alana kadar... bu kadar uzun süre nefes alabilmenin Bir Kızılderili'nin isteğine bağlı olduğunu unutma.
And until they get you... remember that it was a redskin's will that you even breathed your stink that long.
Ölü birini istemiyorlar, gerizekalı Kızılderili! Bizi Birleşik Devletler'e geri postalamak istiyorlar.
They don't want somebody dead, you dumb redskin... they want to ship us back to the States.
Dale Samechi. Redskin'de amigo.
Did I also mention that she's a Redskins cheerleader?
Tabii, onlar Redskin amigoları olmaz. Birkaç bin kilo şişman olurlar.
Of course they won't be Redskins cheerleaders and they'll probably weigh a few thousand pounds.
Eskimo Pie, Üzüm Şarabı North, veya Uzun Taşşaklı Kızılderili, ve senin Beyaz Zenci'nde değilim. Alaycı ibnetor.
Eskimo Pie, Grapewine North or Orchidean Redskin, and I'm not your Snow Nigger, your rude piece of shit,
Hep bir Kızılderiliyle yatmak istemişimdir.
I've always wanted to lay down with a redskin.
Görünüşe göre Kızılderili tekrar ayağa kalkmış ve anladığım kadarıyla, Londra'nın ortasında caka satıyormuş.
Seems like the Redskin's back on his feet, and by the sounds of it, he's cutting a swath right through London.
Patriotlar, Redskin'lerin alanına girmiş.
The Patriots deep in Redskin territory.
Kendimizi size mecbur bırakmadan yaşamaya ve oğlumun beyazlarla aynı haklara sahip olması için çalışmama rağmen ona hâlâ Kızılderili gibi davranıyorlar.
After all I've done to get us off the reservation, to give my son the same opportunities as the whites, they still treat him like a redskin.
Küçük kızılderili ve ben beraberken Sen işlere göz kulak ol. Git onun arkadaşına bak
You can handle things while the little redskin and I go look for her friend?
Bayan Tetherow o kızılderiliyi gördü ve kanlı canlı bu hikayeyi anlatabiliyor.
Mrs. Tetherow saw this redskin and lived to tell the tale.
Ve bir kızılderinin olduğu yerde, bir düzine daha pusuda yatmış kızılderili vardır.
And where one redskin is, there's a dozen more just lurking'nearby.
Pazar günkü Redskin'ler konusunda üzgünüm, Bill.
But my number one duty is to say howdy doody to your fruity.