English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ R ] / Relieved

Relieved translate English

3,104 parallel translation
Rahatlamış gibiyim.
I guess I was kind of relieved.
Ailem muhtemelen rahatlayacak.
My - - my parents will probably be relieved.
" Ve yol vermediğim o yayalardan birini...
" You know, and I am just relieved
Rahatladım, Rebecca harika.
I'm relieved. Rebecca's great.
Kozmik adalet terazisi beni öyle rahatlatıyorki, Tanrı'nın ölçeği lütfunun ağırlığındadır.
That is why I am so relieved that in the scales of cosmic justice, God's grace weighs so much in the scale.
Rahatlamış gibi görünüyorsun.
Huh, you look relieved.
- Evet, rahatlamıştı.
And relieved.
Askerleri haftalar önce rahatlatmalıydı.
He has troops who were due to be relieved weeks ago.
Anlaşıldı.Çok rahatladım.
Roger that. I am very relieved.
Fernando çalındı demişti.
He'll be so relieved that I found it.
Kaptan Marcus Chaplin, Donanma Kanunu 472.Madde gereğince görevinizden azledildiniz.
Captain Marcus Chaplin, you are relieved of your command under section 472 of the naval code.
Kaptan görevden azledildi.
The captain was relieved of duty.
Sen ne zaman iyi bir aileye gelin gidersen o zaman ben rahatlarım.
Once you get married in a decent family I will feel relieved.
Onları ele geçirdik.
Relieved them of it.
Affet beni, uyuşturucu satışı ve Tanrı bilir daha başka ne işlere bulaşmadığımız için rahatladım Avi.
Forgive me for being relieved that we're not involved in drug dealing and God knows what else, avi.
En azından birimizin bunun ne manaya geldiğini anlayacak kadar genç olması beni çok rahatlattı.
I am so relieved one of us is young enough to know what that means.
Bunu söylediğim için kendimi biraz suçlu hissediyorum ama o gittiği zaman kendimi rahatlamış hissettim.
I feel a little guilty saying this, but I was relieved when he left.
Kaptan görevden azledildi. - Görevine dön Yüzbaşı.
The captain was relieved of duty.
Muhtemelen, alayım rahatlamış olacak. Ama altmışındaki bir adamın savaşan bir ordusu olmazsa kariyeri bitmiş demektir.
I'll probably be relieved of my command, but there's not much career left for a man of 60 unless he's given a fighting army.
- Rahatladılar.
- They're relieved.
O da rahatlamış görünüyordu.
And she seemed relieved, too.
Beynindeki basıncı düşürdük ve hayati değerleri iyi durumda.
Relieved the pressure and his, uh, his vitals are all right.
Ve 26 aylık aktif hizmetten sonra terhis olmuş.
He was relieved of active service after 26 months
Artık içim rahatladı.
I feel relieved now
Ayrıca rahatladım da.
I was relieved.
Sizi böyle görmek, beni çok rahatlattı.
To be able to see you like this, I feel so relieved.
Belki öyle anlattığı için şimdi içi rahatlamıştır.
Maybe he's relieved now that he's said that.
Biliyorum ki çoğunuz saldırıya geçeceğimiz için rahatlayacaksınız.
I know that many of you will be relieved that we are going to attack.
Çocuğun zarar görmediğini duyunca rahatladım.
I was relieved to hear that the girl was unharmed, but I wanted to see how you were faring.
Eğer birkaç Alman sağ kalırsa onlar da ölmedikleri için rahatlamış şekilde elleri yukarı dışarı çıkacaklar.
If there's any Boche left alive after that they'll be so bloody relieved they'll come out with their hands up.
Biliyorum ki çoğunuz saldırıya geçeceğimiz için rahatlayacaksınız zaten bu yüzden buradasınız.
I know many of you will be relieved that we are going to attack, because that is what you have come for.
O kadar rahatladım ki.
I'm so relieved.
İçime su serpildi.
I feel so relieved.
Abdullah amca bize yalnız geldiğini söyleyince rahatladık.
We were relieved only when Abdullah uncle told us there is no one with you.
Bunu duydum ya çok rahatladım.
Well, I'm relieved to hear that.
Arkadaşlarının, paçayı kurtardığını duyduklarında çok rahatlayacaklarını tahmin ediyorum.
I imagine your friends will be very relieved to hear of your lucky escape.
ITV konusunda biraz da olsa rahatlamadın mı?
Aren't you a tiny bit relieved about ITV?
- Sadece gittiğine sevindik diyelim. - Gerçekten, ironik.
Let's just say, I was relieved when he was gone.
Çok rahatladım çünkü...
I'm relieved. I mean, I'm so relieved because... stop.
- Sanırım rahatlamalıydım.
I guess I should be relieved.
Aktivist arkadaşının tamamen masum olduğunu duyunca rahatlayacak.
He'll be relieved to know his activist friend was completely innocent.
Doğrusu, hayatımda hiç bu kadar rahatlamamıştım.
Honestly, I've never been more relieved in my entire life.
4 bölge temsilcisi ve 1 milletvekili vazifelerinden alındı.
Four ward bosses and an alderman were relieved of their duties.
- Savaştan önce ordunun geri kalanının kollarını açacağına inansan iyi olur.
On the eve of battle, you best believe the rest of the army's gonna throw its arms open, relieved.
Hepimiz çok rahatladık.
We're all so relieved.
- Rahatlamış görünüyordu.
He looked... relieved.
- Onu rahatlatan neydi?
What was he relieved about?
Sadece annenin iyileştiğini ve senin de havada süzülen bir yaprak gibi rahatladığını hayal ediyorum.
Just imagine your mom's recovered, and you're relieved like a leaf floating in the air.
Sen o tetiği çektiğinde bir parçam rahatlamıştı aslında.
You know, when you pulled that trigger, a part of me was relieved.
Çok sevindim.
Oh, I'm so relieved.
"Someone Like You" yu söyleyeceğim için rahatım.
I am relieved that I got someone like you by Adele.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]