Rembrandt translate English
426 parallel translation
- Günaydın, üstat Rembrandt. - Günaydın.
- Good morning, Master Rembrandt.
Rembrandt, inat etme.
Don't be stubborn.
Rembrandt, Saskia nasıl?
Rembrandt, how is Saskia?
- Sağınızda, üstat Rembrandt.
- On your rigth.
Saskia'nın sağlık durumu çok hassas Rembrandt.
She's in a very delicate state of health, Rembrandt.
5.000 Florin, üstat Rembrandt.
5,000 florins, Master.
Çılgınlık bu, Rembrandt.
It's madness, Rembrandt.
Saskia'nın ciddi ilgi ve bakıma ihtiyacı var, Rembrandt.
Saskia needs every consideration.
Aptalın tekisin Rembrandt.
You're a fool, Rembrandt.
- Birlikte bir şeyler içelim Rembrandt. - "Sırada sizin resminiz var" demiştin.
You promised our picture would be next.
- Rembrandt gelince, kalkıp poz verecek mi?
She's sleeping. - When he comes in, will she get upset?
Rembrandt'a biri söylemeli.
He must be told.
Rembrandt'ın hayatını mahvetmem.
- I won't have his life upset.
Beyler. Çağımızın en büyük ressamının şerefine, Rembrandt van Rijn!
Gentlemen, to the greatest painter of our age, Rembrandt Van Rijn!
Rembrandt gibi bir üstadın hiçbir zaman modele ihtiyacı olmaz beyler.
Master Rembrandt is never in need of models. Yes, He is.
Rembrandt nerede?
Where is Rembrandt?
Lord Cenapları adına, rica etsem Rembrandt van Rijn'ın başyapıtının açılışını yapar mısınız lütfen?
In the name of their lordships, I request you to unveil... Rembrandt Van Rijn's masterpiece.
Bak Rembrandt, kişi başı 200 Florin'e... -... 16 subayımın portresini yapacaktın. - Evet.
You undertook to paint the portraits of 16... of my officers at 200 florins a head.
Evet, Rembrandt. Var.
Yes, there is something else.
İyi ki hatırlattın Rembrandt. Şeker ve baharat borç hesabın çok şişti.
That reminds me, you owe me a rather large bill... for sugar and clothes.
- Öyle söylemedim, Rembrandt.
I didn't say so, Rembrandt. Will you lend it to me or not?
- Peki, Rembrandt ne yapmalı?
What should he do?
Prense, babasının eskiden Rembrandt'ın müşterisi olduğunu hatırlatmalı, sonra da iş ya da bağış istemeli.
He should remind the Prince his father was his patron... and ask for a commission or a grant.
"Ben, ressam Rembrandt van Rijn."
"I am a painter... Rembrandt Van Rijn."
Evet. Nasıl yardımcı olabilirim Rembrandt?
And what can I do for you, Rembrandt?
Bayan Saskia van Ulyenburgh, kocasının yeniden evlenmesi durumunda, yarısının oğlu Titus'a devredilmesi koşuluyla servetini sevgili kocası Rembrandt van Rijn'a bırakmıştı.
Get out of what? The lady Saskia Van Uylenburgh... Left her fortune to her beloved Rembrandt Van Rijn... with the proviso that in the event of his remarriage... he must make over 1 / 2 of the fortune... to her son Titus.
İflas Mahkemesi adına, ressam Rembrandt van Rijn'ın tüm taşınır ve taşınmaz mallarının icra yoluyla zorunlu satışını başlatıyorum.
On behalf of the bankruptcy court I open the forced sale... of all the movable and immovable property of the painter Rembrandt.
# Rembrandt. Yeni resmin için bir alıcı getirdim.
Rembrandt, I brought you a buyer for your new picture.
Rembrandt'ın borçlu olduğu kişilerin temsilcisiyiz.
We represent the creditors to whom the painter Rembrandt owes money.
Rembrandt'ın resmettiği, çizdiği ya da kaleme aldığı her şey alacaklılarına aittir ve yasa gereği onlara teslim edilmelidir.
Everything that Rembrandt paints, draws... or otherwise commits paper... belongs to the creditors and must, in law, be handed over to them.
Ressam Rembrandt van Rijn'dan söz ediyorsanız ben onun patronuyum.
If you're speaking of the painter Rembrandt Van Rijn... this man is in my employ.
- Nereye gidiyorsunuz? - Rembrandt van Rijn ile görüşmeye.
- Where are you going?
Yanımda çalışanların mesai saatleri içinde ziyaretçi kabul etmelerine izin vermiyorum, Rembrandt'ın mesaisi ise 24 saattir.
- To see Rembandt. I don't allow my servants to receive visitors... during working hours, and he works 24 hours a day.
# Hayır Rembrandt, olmaz.
No, Rembrandt. It can't be done.
# Rembrandt.
Rembrandt.
Rembrandt mı?
Rembrandt?
Şu anda bir Rus heyeti New York'ta... 15 Rembrandt satmaya çalışıyor.
Right now, there's a Russian commission in New York... trying to sell 15 Rembrandts.
O halde sizi Rembrandt'ın evine götürmeme izin...
You must let me take you to Rembrandt's house...
Adı Rembrandt.
Her name's Rembrandt.
Rembrandt?
Rembrandt?
O imza Rembrandt'ınsa o hazinenin bir parçası.
If that signature is Rembrandt, it's part of the treasure.
George döneminden gümüş... ve bir de Flaman ressamlara, Reynolds ve Rembrandt'a ait tablolar vardı.
Georgian silver... and yes, his Flemish paintings, his Reynolds, and his Rembrandt.
Rembrant'ın mı sandınız?
Did you think it was by Rembrandt?
# Rembrandt? Salam?
A Rembrandt?
Genç Rembrandt'la aynı kiremit yığınında yaşıyorum.
I live in the same brick pile with young Rembrandt.
Vaktini boşa harcıyorsun, Rembrandt.
Your wasting your time, Rembrandt.
- Burada üstat Rembrandt.
- Here.
- Üstat Rembrandt, bakın.
- Master Rembrandt, look.
Rembrandt.
Rembrandt.
Üstat, hemen gelmelisiniz.
Master Rembrandt, come at once.
- Memnuniyetle, Rembrandt.
- Only too glad, Rembrandt.