Render translate English
670 parallel translation
Seni zararsız hale getirmek istiyoruz, ama.. .. bundan sadece sen ölürsen emin olabiliriz.
We want to render you out of action, that's what, and we can only be absolutely sure of that if you're dead.
Bu suçlamaları yaparken, yazılı iftira suçu ile karşı karşıya kalacağımın farkındayım, ama önemli değil.
In making these accusations, I am aware that I render myself open to persecution for libel, but that does not matter.
Kararımı ondan sonra vereceğim.
Then I'll render my decision.
İnsanın duyularından birini elinden alırsan onu çaresiz kılarsın.
Take away one of man's senses and you render him helpless.
"Öyleyse Sezar'ın hakkını Sezar'a..."
"Render therefore unto Caesar " the things which were Caesar's,
Mesajınızı iletmek beni çok mutlu edecek.
I shall be very happy to render your message.
" yaşayanların ve ölülerin yargılayıcısı Tanrımız.
" to render an account of our work.
Hizmetlerim için iyi para alıyorum, aksi halde yerine getirmezdim.
I'm well paid for my services, otherwise I shouldn't render them.
Öyle olduğunda, Bay McNeal lehte bir karar vermek zorunda kalabiliriz.
In that event, Mr. McNeal... we might be obliged to render a favorable decision.
Ne var ki, bugünkü oturuma şahit olduktan sonra kararımı vermeye hazırım.
However, having witness today's session, I am ready to render my opinion. Write this down, Scriveners.
Buyrun efendim ; şato teslim oluverdi hemen.
This way, my lord ; the castle's gently render'd.
Bu davada mahkemenin gerektirdiği ve yasaların gösterdiği şekilde... adil ve dürüst bir karar verebileceğinizi düşünüyor musunuz?
Do you think that you're able to render a just and honest verdict... in this case as deduced by the evidence of the law as laid down by the court?
Bir şairin ölümü onu ölümsüz kılmak için bir fedakârlık gerektirir.
The death of a poet requires a sacrifice to render him immortal.
Hemen irtibata geçilsin ve yardım istensin.
Report immediate contact and render assistance.
Böylesi bir hizmeti bizzat icra etmek istediğinizden ötürü ölümümün, sizin için bir hayal kırıklığı olacağını biliyorum.
I know that my death will be a disappointment to you, since you wished to render me this service yourself.
Söz konusu miktardaki altının ülke dışına çıkmasını imkansız kılacak önlemler alınmıştır.
Measures have been taken which render it virtually impossible... For any substantial quantity of gold to be removed from this country.
Bu sebeple, kararımı değiştirmem için başka bir argüman sunulmayacaksa mahkeme kararını vermeye hazırdır.
Therefore, unless further evidence or argument is presented to alter my judgment, The court is prepared to render its decision.
Bırakın sıkayım kanlı ellerinizi.
Let each man render me his bloody hand.
Özür dilerim, sözleşmemin ve meşleğimin kuralları gereği sana vereceğim hizmetler yazarlık ve yönetmenlikle sınırlı.
Sorry, my contract and the bylaws of my various guilds call for me to render my services to you as a writer and a director
" Bu onun yüksek rütbelerde komuta edemeyeceğinin bir göstergesidir....
" that his actions render him unfit for a high administrative position...
Beyaz balinanın derisini kaynatıp o uğursuz yağını çıkartacağız.
We shall run forward laden with fire... to render the white whale's flesh into unholy oil.
Şimdi beyler hastayı hissizleştirmek için azot oksit içeren bu özel formasyonu, bu inhalatör vasıtasıyla hastaya vermek niyetindeyim.
Well, now, gentlemen... by using this special formula... which contains nitrous oxide... and which I will administer through this inhalator... I propose to render the patient insensible.
Iemon, bize refakat etmek ve yardım etmek nezaketini gösterir miydin?
lemon, would you be so kind as to accompany us and render assistance?
Bunları İzlandaca dilinde birkaç kelime ile özetle!
Render that into a few Icelandic words!
Bay Sillers tarafsız olabileceğinize inanıyor musunuz- -
- Mr Sillers, do you think you can render... - Objection.
Mahkeme heyetinin kararını açıklamasından başka yapılacak iş kalmadı.
There remains nothing now but the task of the tribunal to render its decision.
Ahlaki ve medeni özellikleri bir adamı onurlu kılar ve... toplumda, onu onurlu bir kişilik olarak mı algılar?
"The moral and civic attributes that render a man respectable and respected in the society in which he lives"?
Unutkan insanlığa yapabileceği en büyük iyilik geçmiş yaşamlarının sırlarını ortaya çıkartan rüyalar ve anılardaki tüccar.
DEALER IN DREAMS AND MEMORIES, TO WHOM THE UNCOVERING OF PAST LIVES IS THE GREATEST GOOD SHE CAN RENDER
Ancak neden benim gibi gezgin bir masör, böylesine bir lorda hizmet etmesi için çağırılır ki?
But why is a traveling masseur like me called to render service to such a lord?
- John Render'ı duydun mu hiç?
- Have you ever heard John Render?
Bu seni şüpheli durumuna sokar.
That will render you suspect.
Bütün çıkışları gözetleyin ama yardım etmeyin.
Watch all the exits, but render no assistance. Over.
"Soruşturma heyeti bu meseleleri sorgulamış olmalıydı.. fakat, tahmin edildiği gibi, başkan muhalefetin önerisini de dahil ederek ve fakat.. kapsamını daraltacak şekilde soruşturmayı sınırlandırdı."
"The inquiry board should have investigated these matters, but, predictably, the mayor, after generously embracing a proposal by the opposition, has so restricted the inquiry as to render it ineffective."
".. kapsamını daraltacak şekilde soruşturmayı sınırlandırdı.
"... has so restricted the inquiry as to render it ineffective.
O halde ülkeme çok büyük bir hizmette bulunabilecek konumdasınız.
Well, then, you are in a position to render my country a great service.
Bana pahalı bir yemek ısmarladın ve beş dolar verdin hem de yapmadığım bir iş için.
You bought me an expensive meal and... gave me a fiver for services which I didn't render.
Bu FLN'e, polise verilecek her bilgiyi yararsız yapmaları için zaman veriyor.
This gives the FLN time to render any information useless.
"Bana hesap pusulalarını vermek zorunda değilsiniz."
"You need not render accounts..."
Şimdi de pusulaları size vermem gerektiği söyleniyor.
And now, suddenly, I'm to render them for your verification.
Eninde sonunda, son hesabımızı vermek için Yaratanın karşısına çıkacağız.
Ultimately, we'll be called to face the Creator... and render up our last account.
Kayıtlarımıza göre Thasus'lular objeleri değiştirebilir, görünmez hale getirebilirler.
Thasians have been referred to in our records as having the power to transmute objects or render substances invisible.
Şimdi kaptanınızdan eski bir İrlanda klasiği.
And now, your captain will render an ancient Irish favourite.
Mürettebat... - Bir kez daha "Kathleen" i söyleyeceğim.
And now, crew, I will render "Kathleen" one more time!
Örneğin, olguları nasıl açıklarsınız?
For instance, how do you render events?
Bu durumda, sosyalist bir stratejinin başlıca sorunu, bundan böyle kitlesel devrimci eylemi mümkün kılan burjuvaziyle güç savaşına girilip kazanılabilecek nesnel ve öznel koşulların yaratılmasıdır. "
So the main problem for socialist tactics is how to create the objective and subjective conditions which make a mass revolutionary action possible and which render the use of force against the bourgeoisie feasible.
- Onu sadece güçsüz bırakabiliriz.
- We may simply render it powerless.
Ben onu etkisiz hale getirmeyi amaçlıyorum.
It's a killer, Spock. I intend to render it harmless.
Hemen uygulayın, Müsteşar Baris'in ihtiyacı olan yardımı hemen sağlayın.
Effective immediately, you will render any aid and assistance which Undersecretary Baris may require.
Lezzetlerinin yanı sıra bu deliklerin benzersiz dizilimi sayesinde, üflendiğinde, hoş bir ses çıkarıyorlar.
Not only are they very tasty but due to the unique positioning of these holes, when blown through, they render a tuneful whistle.
Eski zamanlardan beri adaya kim hizmet ederse tanrı olarak görülmektedir.
Since ancient times, those who render service to the island are seen as gods.
Delilleri araştırıp suçluyu iade edin.
This tribunal will examine the evidence and in due course render its verdict.