English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ R ] / Repo

Repo translate English

252 parallel translation
Rupert Pupkin bir grup gazeteciye Jerry Langford'u hala arkadaşı ve akıl hocası olarak kabul ettiğini söyledi. Vaktini, kendisine 1 milyon dolardan fazla ücret veren büyük bir yayınevi için anılarını yazmakla geçirdiğini söyledi.
He repo / Ted that he has been writing his memoirs which have been purchased by a leading New York publishing house for in excess of $ 1 million.
Repocular mı?
Repo guys?
Sizler Repo-adamlarısınız!
You're all repo men!
Repo-adamı olmayacağım. Hiç bir zaman!
I ain't gonna be a repo man.
Bu nedenle de, Speed kullanmayan tek bir Repo-adamı bile tanımıyorum.
That's why there ain't a repo man I know that don't take speed.
Buna Repo ilkeleri derler.
That's what I call the repo code, kid.
Bir Repo-adamı ise sürekli zor anların içindedir.
A repo man spends his life getting into tense situations.
- Repo-adamıyla işler her zaman serttir.
- A repo man's always intense.
Ben bir Repo-adamıyım.
I'm a repo man.
Sence bütün Repo-adamları ilkelere bağlı kalıyorlar mı?
Do you think all repo men follow the code?
Repo-adamın bütün gece vakti vardır, her gece.
A repo man's got all night, every night.
Bazılarından Repo-adamı olmaz.
Some people ain't cut out to be a repo man.
Siz Repo-adamları hepiniz çılgınsınız.
You repo men are all out to lunch.
Repo-adami bir başkasına koşmaz, konuyu kendi halleder.
Repo man don't go running to the man. Repo man goes it alone.
Durum şu : Bir Repo-adamı görevi başında dövüldü.
The thing is, a repo man got beat up in the line of duty.
Repo-adamı değilsen sen.
If it ain't the repo man.
Ayrıca da bu bir Repo arabası değil.
Besides, this isn't a repo car.
Kal benimle, seni bir Repo-kadını yapacağım.
Stick with me, and I'll make you a repo wife.
Bir Repo-adamının hayatı hep karışıktır.
The life of a repo man is always intense.
Hayır. Sigortanın elindeki arabaları almayı düşünüyordum.
No, I was thinking more along the lines of some repo work.
Bu pek sigorta arabası işi sayıImaz.
This ain't exactly repo work.
İIk işini hatırladın mı?
Remember your first repo?
Kasabanın dışında bir alacaklımız var.
There's a repo out in the county.
İcra Memuru.
Repo man.
Sorun arabada mı? Çekin mürekkebi daha kurumadan. Araba daha 15. cadde iken söyledim.
I told you-You're later than the 15th, they repo the car before the ink's dry on the check.
Repo deposundan arıyorum.
This is the Repo Depot.
Arabayı çekmen için ne kadar ödüyorlar?
What do you get to repo a car? 200? 250?
Hacizcilerin yerini anında bulabilecek birkaç kişi tanıyorum.
I know a couple guys who can track a repo man down like that.
Ödeme için bekliyorlar ve alamazlarsa arabayı alacaklar.
They'll be Looking for that payment and if it's not there, they'll repo the car.
Neden hacizciler senin tüm eşyalarını götürüyorlar?
Why are those repo guys taking your stuff?
Repo çiftliklerden biridir belki de, değil mi?
It's probably one of them farm repos, you know?
Tıbbi malzemeleri geri alıyorlar.
Her medical supplies are getting repo'd.
Baban burada olsaydı, icracılar, davacılar... ödül avcıları şakır şakır gelirlerdi. Bekle!
If your father was here, there'd be process servers, repo men... and bounty hunters to beat the band.
Zaten bu adamlar için şık giyinme ihtiyacı duymuyorum.
Anyway, I don't really feel the need to dress up for these repo guys.
Rev, Tesla kolonisinde olanları hatırlıyor musun? Maru'yu almalarından sonra Bobby beni terk etmişti.
Rev, you remember, uh, back on Tesla Drift, after they repo'd the Maru and Bobby had left me for the last time?
8 mayısta banka 6 aylığın ödenmemesi yüzünden mülkü satışa çıkarmış, ve ondan beri boş.
In May of'08, the bank repo'ed the property after six months of non-payment, and it's sat there empty ever since.
- Bugün gelip arabamızı götürdüler.
- They repo'd our car this morning.
Biraz garip davranır, onun gibi marangoz pek bulunmaz.
He acts like he's the repo man or something, not a carpenter like him.
Evet ama bu repocuların işine yarıyor.
Yeah, but it's a golden age for the repo business.
İşlerimi rapor ederken numara yaparak dikkatimi mi dağıtmaya çalışıyorsun?
Ploy to distract me while you repo my stuff?
Bir repo müzayedesinde şarkı için kazandım.
Got it for a song at a repo auction.
Ve arabana daha yeni repo yapıldı! İşte geldik.
Here we are.
- Bizler icracılarız.
- We're repo guys.
İcra.
Repo.
Ve sonra, bilirsin, banka eve haciz koyar, ve karavan elden gider.
And then, you know, the bank foreclosed on the house and the repo people took the RV.
Otobüsü yakalamak... ya da yürümek zorundasınızdır. Sunset Bulvarı ( Sunset Blvd., 1950 ) filminde... olay, iki kabadayının peşin ödeme için Joe Gillis'i ziyaret etmesiyle başlar.
16, 00 : 11 : 44 : 16, In Sunset Blvd., 16, 00 : 11 : 48 : 16, the action is set off by a visit two repo men pay on Joe Gillis.
Osuruktan Buick'imi evimden iki sokak öteye park edip tembel bir... "Zorlu Yarış" çının gelmesini umuyorum.
And I'm parking that piece-of-shit Buick two blocks from the house... hoping for a lazy repo man.
Repo-202'den hava trafik kontrole.
Repo-202 calling air traffic control.
Yeni sahibi benim.
Well, I'm the repo man.
Repo Man ise gerilim dolu ortamlara dalarak geçirir kendi hayatını.
Repo Man spends his life getting into tense situations, Beltzer!
Hacizciler!
Oh, no, repo men.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]