Restoran translate English
7,096 parallel translation
Temalı restoran gibi bir şey mi?
Is this like a theme restaurant?
Temalı restoran gibi bir şey değil.
It's not like a theme restaurant.
Direk temalı restoran.
It is a theme restaurant.
Neyse, kocamla oradaki su yolunda bir restoranımız vardı. Aman Tanrım.
Anyway, my hubby and I had a restaurant on the waterway there.
Restoran son zamanlarda çok rabet görmüyor ben de kitleyi yönlendirmek için mekanik boğa almayı düşünüyordum.
The restaurant's been a little slow lately, so I was thinking about getting a mechanical bull to steer in the crowds.
Tüm restoran için ödeme yapabilirim.
I want to rent the entire restaurant for the evening.
- Restoran bomboş ya.
Since the restaurant there is almost no one.
Rus restoranı olan kadın değil mi o?
Is she the one with the Russian restaurant?
Restoranın sıkıntılı bir döneminde çok yardımın oldu.
You've been a great help during a difficult time.
Karının restoranı desem ne yaparsın?
How about your wife's restaurant?
Bu restoran eğitim masraflarını ödüyor, değil mi?
This restaurant is paying for your education, huh?
Onun çalıştığı restoranı çok seviyor olmalısınız, değil mi?
You must have really liked her restaurant a lot?
Er geç Turizm ve Otelcilik'ten mezun olmak istiyorum. Ve umuyorum ki bir gün kendi restoranımı işletebilirim.
Eventually I'd like to get my degree in hospitality, and hopefully someday I can run my own restaurant.
GENÇ MEDENİ HAK SAVUNUCULARI, IRK AYRIMCISI RESTORAN ZİNCİRLERİNİ PROTESTO ETTİ
_
Çin restoranın sahibi Andy Chan'miş. Gerisini sen düşün.
And the owner of the Chinese restaurant is Andy Chan, so you do the math.
Burası restoran değil ve sen de menüden yemek seçmiyorsun.
This isn't a restaurant with a menu.
Frankie'ye Prudential Center'ın çatısındaki restoranın... gerçekten dönüp dönmediğini soruyordum..
I was just asking Frankie if the restaurant at the top of the Prudential Center really turns around.
Sokağın aşağısındaki restoranın şefiyle.
- The chef that's building out the restaurant down the street. - Mnh-mnh.
Restoran da ev yapımı...
It's like having a home-cooked
Ayrica sarhos olamayiz çünkü orasi çok hos bir restoran.
Also, we can't get wasted'cause it's a very nice restaurant.
- Yemek için genelde gittiğimiz restoran?
Normally the three of us at that time often go to the restaurant where?
İlk randevumuzda bir Fransız restoranına götürdü.
On our first date, he took me to this French bistro.
Bir sonraki Julia Cild olup, kendi restoranın, yemek kitabın, ve TV şovun yani bir imparatorluğun olacaktı.
You were gonna be the next Julia Child with your own restaurant and cookbook and TV show. You were gonna have an empire.
Bir restoran yönetmek ister misin?
You want to manage a restaurant?
Restoranı ayakta tutabileceğini düşünebiliyor musun?
Do you think you'll survive the restaurant?
Dün gece, restoranı kapattıktan sonra ofise çıkıp masanın altında ağladım.
Last night, after we closed, I went up to the office, got under the desk and cried.
Bir restoranı işletirken müşterilerin Mary Poppins ve diğer herkesin...
To run a restaurant, the customers have to see
Pottstown'daki Little Zagreb denen bir restoranın içinde.
At a restaurant in Little Zagreb in Pottstown.
Ve nacho'larım da restoran kalitesinde.
And my nachos are restaurant quality.
Siz mütevazı bir restoran müdürüne inanmayı seçtiniz.
You choose to believe a lowly restaurant manager..
Restoran işindeyim.
I'm in the restaurant business.
Judy bir ilk yardım bebeği ve bu restoranın en çalışkan kızı.
Judy is a CPR doll, and the hardest-working girl in this diner.
Restoranı senin doğum günün şerefine erkenden kapatacağım yani konumuzun belediyenin restorandaki küfleri araştırmak istemesiyle hiçbir alakası yok.
I'm closing the diner early in honor of your birthday, and just not because the city has demanded to look into the black mold situation.
Aklıma sizin benim restoranımda garson oluşunuz geldi.
That's like me having you two for waitresses.
Herhâlde sokakta, restoranın artıklarıyla dolu bir çöp tenekesi vardır.
I mean, there was probably one in the alley that was filled with the restaurant's refuse.
Şu köşe başındaki Tayland restoranının arka sokağında öldürülmüş.
He was killed, uh, in the back alley right around the corner there behind the Thai restaurant.
Evet, görünüşe bakılırsa baba Rett Jacky'nin, kurbanımızla birkaç ay önce bir çatışması olmuş. General Custard'in Last Frozen Treat Stand ismindeki restoranın park yerinde.
So, it turns out our father, Rett Jacky, did have a run-in with our victim a couple months ago in the parking lot of a restaurant called General Custard's Last Frozen Treat Stand.
Arabaya servis yapan restoranın orada bir tabela vardı.
There was a sign by a drive-thru.
Neden bir suikastçı sıradan bir restoran sahibini öldürmek istesin?
Whoa, why would an assassin want to kill a random restaurant owner?
Sakin ol, o, restoranın yeni insansız gözetleme aracı.
Relax, it's the diner's new surveillance drone.
Şunu da söyleyeyim ; restoran yöneticisi sadece çekici insanları işe alıyor.
But the manager, Joe, wants only pretty people.
Üzgünüm, restoran yarına kadar açılmayacak.
Oh, I'm sorry, the restaurant doesn't open until tomorrow.
Eğer rol kesebilsem, restoranı satar,... herhangi bir televizyon dizisinde iki farklı hayat yaşayan bir doktor rolüne bürünürdüm.
If I could act, I'd sell the restaurant and get cast in two-line roles as the doctor on any network television show.
Bir İtalyan restoranı.
I don't know, some Italian place.
- Hemen köşeye harika bir Hint restoranı açılmış.
Ooh, there's a great Indian restaurant that just opened up around the corner.
Nerede bu lanet restoran?
Where the hell is this diner?
Bizden kaliteli restoran yok, evet.
I know we have the best restaurant.
- Üzgünüm. Restoran kapalı.
Sorry, but it's closed.
- Ama restoranınız hala duruyor.
But you have a restaurant?
Restoranın tümünü rezerve etmek için ödeme yapabilirim.
I can pay for to manage and run the restaurant.
- Ddeokbokki restoranı.
Ddukbokkie