Revolutionary translate English
1,574 parallel translation
[Juan Almeida ] [ devrim lideri]
[Juan Almeida ] [ Revolutionary leader]
Devrimci işler hep bana haz veriyor.
I'm constantly pleased with the revolutionary work.
Burada en devrimciler siyahlar.
The most revolutionary here are the blacks.
Ama seninleyken kendimi yaşadığım için şanslı hissediyorum.
How may I help you? I just needed reference for that student's deposition. Do you have tapes on that Revolutionary Party case?
O zamanki üvey babam, Mutulu Shakur da çok tanınmış bir devrimciydi.
My stepfather at the time, MutuIu Shakur, he was also, Iike, a weII-known revolutionary.
Bir devrimciyi hapsedebilirsiniz ama devrimi asla.
You can jail a revolutionary but you can't jail a revolution.
İsa, Romalıları sinirlendiren bir devrimciydi.
Jesus was a revolutionary who pissed off the Romans.
68`in mayısında büyük devrim dalgası Paris`i sildi süpürdü.
In May of'68, the great revolutionary wave had swept Paris.
Sokaktan bir kardeş. Haklı sebeplerle bir devrimciye dönüşür.
Street brother, average hustler turns revolutionary.
Bir kardeş, sokaklardan bir kardeş bir devrimciye döner.
A brother, a street brother, turns revolutionary.
Gerçekten devrimci olan hiçbir şey, stüdyo sisteminden çıkamaz.
Nothing truly revolutionary is gonna come from the studio machine.
Bu film çok devrimci.
This could be totally revolutionary.
- Devrimci ya da değil farketmez... Bana para ödemelisin.
Revolutionary or not, I still need to get paid.
Haklı sebeplerle bir devrimciye dönüşür.
Average hustler turns revolutionary.
Bütün birimlerimiz halkı gidip filmi görmeye teşvik etmekle görevlendirilmişti. Çünkü bu ilk devrimci film örneği bizi çok etkilemişti.
We had every one of our chapters mobilize community support to go see that movie because we were so inspired by this first revolutionary piece of cinema.
Daha devrimci bir isim.
It's more revolutionary.
Sen devrimci bir askersin.
You're a revolutionary warrior.
Bize bir devrimci şarkısı söyle.
Sing a revolutionary song for us.
Biz devrimci savaşçılarız!
Have you forgotten who we are? We're revolutionary warriors!
Devrim yaratan ısıtma sistemimiz hakkında ne düşünüyorsun?
What do you think of our revolutionary heating system?
Gerard Cuvee... Halkın Devrimci Cephesi'nin eski lideri.
Gerard Cuvee... former leader of The People's Revolutionary Front.
Anza, tüplerle yapılan bir deneyin sanal ortamda gerçekleştirilebilmesini sağlayan bir bilgisayar modelidir. O zamanlar devrim yaratan bir işlemdi.
Anza is a computer model which allows for virtual in vitro testing, which at the time was considered a revolutionary process.
Aslında etraflarını incelemek onlar için bir devrimdir.
In fact, their insight into their surroundings is nothing short of revolutionary.
Hapishanede gizlice yazılıp sonra dışarı kaçırılan bir dizi kitapta Kutub'un yükselmesi ve liderleri devirmek için Cahiliye'nin ülkelerini enfekte etmesine olanak sağlayan devrimci bir öncüden bahsedildi.
In a series of books he wrote secretly in prison which were then smuggled out Qutb called upon a revolutionary vanguard to rise up and overthrow the leaders who had allowed jahilliyah to infect their country.
Yeni muhafazakârlar, Sovyetler Birliği'ni epik bir savaşta dünyada iyi bir güç olarak yenmek ve ülkenin gücünü agresifçe kullanarak Amerika'nın devrimci kaderindeki vizyonlarını uygulayabilmeleri için şimdi bir şansa sahip olduklarına inanıyorlardı.
The neoconservatives believed that they now had the chance to implement their vision of America's revolutionary destiny - to use the country's power aggressively as a force for good in the world in an epic battle to defeat the Soviet Union.
Dünyadaki devrimci hareketlerin ve terörün, aslında Moskova tarafından dünyayı ele geçirmek için koordine edilmiş bir gizli örgütün parçası olduğunu göstereceklerdi.
They would demonstrate that the majority of terrorism and revolutionary movements around the world were actually part of a secret network, coordinated by Moscow to take over the world.
Aymen el Zevahiri, Mısır devriminde 1966 yılında idam edilen Seyyid Kutub'un takipçilerindendi.
Ayman Zawahiri was a follower of the Egyptian revolutionary Sayyed Qutb who had been executed in 1966.
Aynı sırada Washington'da Sovyetler Birliğini kendilerinin yıktığına inanan diğer grup yeni muhafazakârlar kendi devrim plânlarını devreye sokmaya kararlıydılar.
At this same time, in Washington the other group who believed that they had brought down the Soviet Union the neoconservatives were also determined to push on with their revolutionary agenda.
İslamcı devrimci gruplar binlerce kişiyi öldürdü çünkü bütün o insanların yozlaştıklarına inanıyorlardı.
The Islamist revolutionary groups killed thousands of civilians because they believed that all these people had become corrupted.
Ondan sonra, Cezayir'i yöneten generaller devrimci gruplara sızdılar.
In turn, the generals running Algeria inftitrated the revolutionary groups.
Katliam, Mısırlıları şok etti ve devrimci örgütlerin liderleri ateş kes çağrısında anlaştılar.
The massacre shocked the Egyptian people and the leaders of the revolutionary groups agreed to call a cease-fire.
O zamanlar İslamcılık, popüler bir devrim olarak başarıya ulaşabilir gibi görünmüştü.
Back then, it had seemed as if Islamism might succeed as a popular revolutionary movement.
Yeni muhafazakârlar, yapılacak saldırılar karşısında verecekleri tepkilerle başarısız olmuş bir İslami Hareket'in, hep Zevahiri'nin hayalini kurduğu muhteşem bir devrim gücüymüş gibi, görünmesini sağlayacaklar.
And in their reaction to the attacks the neoconservatives would transform the failing Islamist movement into what would appear to be the grand revolutionary force that Zawahiri had always dreamed of.
Zevahiri, 1966'da idam edilen Mısırlı devrimci Seyyid Kutub'un takipçisiydi.
Zawahiri was a follower of the Egyptian revolutionary, Sayyed Qutb who had been executed in 1966.
2001'in başlarında gittiler ve 2 ile 6 hafta arası İslami devrim teorisi düşüncesinin eğitimini aldılar.
and spent between 2 and 6 weeks training and being taught Islamist revolutionary theory.
Bizim kusursuz devrimcimiz olacaksın.
You'll be our perfect revolutionary.
Halis, devrimci aşırılığı!
It's unbelievable! Pure revolutionary overkill!
Deneyimli bir devrimci olduğunuzu biliyorum.
I know you're a seasoned revolutionary.
Bizler, halkçı ulusal ve devrimci bir hükümet istiyoruz!
We want a popular... national and revolutionary government!
Gerçek bir devrimci!
See how brave she is. A real revolutionary!
Tam bir hafta sonra güzellik sektöründe gelmiş geçmiş en heyecan verici ve çığır açıcı ürünü tanıtacağız.
In one week, precisely, we will launch the most exciting... ... and revolutionary product to hit the beauty industry since...
Böylece devrimci olamayacağımı anladılar.
They realized I was not a revolutionary.
Daha iyi bir yaşamı yaratmak için teknoloji ve hayatı... birleştiren devrimsel yeni bir alet.
A revolutionary and new chip dissolves technology and life bring the more fine living environment
Lisede okumuştum, devrimci gibi birşeydi değil mi?
I read that in high school. That's some revolutionary shit right there.
Burada ihtilal zamanından bir şey mi bulacağız?
How are we gonna find something from the Revolutionary War?
... devrim niteliğindeki biyogenetik bilimi tam olarak, dönüştürdüğü...
The revolutionary science of biogenetics, which has literally transformed...
Devrim niteliğindeki biyogenetik bilimi.
The revolutionary science of biogenetics.
Devrim niteliğindeki biyogenetik bilimi. tam olarak, dönüştürdüğü...
The revolutionary science of biogenetics, which has literally transformed...
Kapitalist bir toplumda yaşayan herhangi bir sanatçı veya aydın için akademik sanatın susturulması demek halihazırda sosyalist bir ülke sınırları içinde'değiştirilebilir'bir eylem demektir.
For an artist or intellectual living in a bourgeois society, to shun academic art is a revolutionary act which may be superseded in an already socialist country.
Bu, devrim niteliğinde bir teori.
It's revolutionary.
Bir devrimci sadece analizleri kadar iyidir.
A revolutionary is only as good as his analysis.