Rocks translate English
6,385 parallel translation
Kaya, hep kaya aşağılar.
It's all rocks down there.
Bol buzlu viskiniz.
So I have on the rocks for you.
Ne tür bir aptal ve Atletler için Rocks başarısız?
He failed Geology 101.
Bina bomba meşgul tür.
What kind of idiot fails Rocks for Jocks?
Martini bardaklarını, Collins bardaklarını viski bardaklarını.
Martini glasses, collins glasses, rocks glasses.
Hadi üstümüzdekilerden kurtulalım.
I wanna get my rocks off, stretch.
Evet, evet, tamam, hadi... Hadi üzerimidekilerden kurtulalım tamam olur.
Yeah, yeah, all right, let's... let's get our rocks off with our socks off.
Ne yemişim ben?
Whoo! What did I eat, rocks?
Şu kayalıklardan aşağı düşüyor, buraya kadar yuvarlanıyor ve ölüyor.
She falls onto these rocks... Crawls down here and dies. Is that an accident?
Onu kayalıkların orada gördüm, ona seslendim. Cevap vermedi.
I saw her on the rocks, I called out.
Wayne laboratuarı patlamayla sallandı. "
Explosion rocks Wayne lab. " Ha, ha, ha.
Kayalardaki hainleri ispiyonlayıp bizi biraz da olsa eğlendirdin!
For tipping us to the villains in the rocks and giving us a wee bit o'fun!
İkinci perdede, onlara taş fırlatıyorsun.
In the second act, you throw rocks at them.
İkinci perde, herkes ona taş fırlatır.
Act two, everyone throws rocks at him.
Kahramanları ağaca kovalıyor, onlara taş atıyor. Sonra da indiriyor? Ne zaman olacak bu?
Chase the heroes up a tree, throw rocks at them, and then get them down?
Kayalara çarpmış.
Hit rocks.
Hangi kayalara?
What rocks?
Yüzeyden bakınca görmüyorsun ama köprünün hemen altında epey bir kaya var.
You can't see it from the surface, but there are enough rocks right below the bridge to do the trick.
Oh, sadece onu kayalarla dolu bir çuvala koyup nehrin dibine fırlatmak istiyorum.
Oh, I just wanna put her in a bag of rocks and dump her at the bottom of the lake.
Eskiden olsa, arka yoldaki kayaları parçalatırlardı bize.
Back in the day, they would have us out on some back road breaking rocks.
Kafalarını taşlarla ezdim.
Bashed their heads in with rocks.
Kayalara çarpınca enkaz sesini duyarız. Gemi çöktükçe de çığlık seslerini duyarız.
We hear the scraping as she hits the rocks below..... and then there's the screaming as the ship breaks up.
Sert viski alabilir miyim?
Hey, uh, scotch on the rocks.
Kayaları oynatamayız.
We won't be able to move these rocks.
Onlar ne, şekerleme mi?
What are those, pop rocks?
Onlara şekerlememe mi atacaksın?
You're gonna throw pop rocks at'em?
- Üzerinde taşlar varken duyamıyorum seni.
I can't hear you when you're covered in rocks.
Vance onu geri getiriyor sonra ikiniz üzerinden geçiyordunuz, değil mi?
Vance brings it back, you both get your rocks off on it, right?
- Macallan 12 viskisi.
- Macallan on the rocks.
Şimdi onu yavaşça kayalara doğru yönlendirelim.
Now we gently guide him toward the rocks.
İçi taşla dolu bir çanta için bayağı yol gittik.
Lot of driving for a bag of rocks.
Ama topumuz olmadığı için, taş kullanmıştık.
But we didn't have a ball, so we used rocks.
Hulklar hadi biraz uzay kayası parçalayalım.
Hulks, let's bust some space rocks.
Dikkat dağılımının ve oynaşmanın olmaması tamamen savaşa yoğunlaşmalarına sebep olmuş. Yıkımlar sonucu kendilerini Taş Devri'ne geri yollamışlar. Şimdi de taş ve sopalarla, yapay kukular uğruna birbirlerine giriyorlar.
The resultant lack of distraction and handpecking allowed them to focus entirely on war, so they bombed themselves back to the stone age and now they just fight with each other over fake pussy with sticks and rocks all day long.
Kayalar ve su, ve de... Ve senin yayın.
Rocks, and water, and- - and your bow.
Neden bahsediyorsun?
Any moment the rocks could just give way...
Serseri maymunun..... ne yapacağı belli olmaz.
- rocks? - Like a Cannon.
Dalgaların kayalara çarpma sesi bu!
That's the sound of waves hitting rocks.
- İçine buz koymalı.
- With ice it's on the rocks.
Tekrar düşündüm de, viski harika olur.
On second thought, scotch rocks would be great.
Karnıma çok feci sancılar girdi, ama sonra Antonio'nun boks yaparken bana söylediği şeyi hatırladım.
I had some serious rocks in my stomach, but then I remembered what Antonio used to say when he was in golden gloves.
Buzlu cin kokteyl.
Gimlet on the rocks.
Diğer kızlar oyuncak bebeklerle oynarlarken ben kayalarla oynuyordum.
While other girls were playing with dolls, I was playing with rocks.
En azından artık kaya düşmüyor.
So the rocks have stopped.
Eğer yanan kayalar tarafından vurulmak istemiyorsan iyi ama sıcağı sevmiyorsan iyi değil.
It's good if you don't want to be hit by flaming rocks but,
Onu orada üç sivri kayaya zincirlemişler ve üzerine de habis bir yılan bağlamışlar. Yılanın zehri pıt pıt pıt diye sonsuza kadar Loki'nin yüzüne damlamış.
And there they chained him on three sharp rocks, and above him they fastened a vile snake so that its poison would drip, drip, drip forever on Loki's face.
Cesedi kayalıklara vurmuş şekilde, birkaç gün sonra bulundu.
Her body was found washed up on the rocks a couple days later.
Dalgalar, balıklar ve kayalardan kaynaklı bir çok hasar mevcut.
So, lots of postmortem damage from wave action, fish, rocks.
Onun keyfi yerine gelecek diye seni öldürmeyeceğim.
I'm not gonna kill you so that he can get his rocks off.
Çok sert olsun.
Hold the rocks.
Mektubunla birlikte eşyalarını sahile bırakacağım.
I'm gonna leave'em by the rocks at the beach with your note.