Rockın translate English
6,599 parallel translation
Anibal'ın, Rock Street Killahz'ın ya da bir başkasının adamı olduğunu varsayalım.
And it is one of Anibal's people or Rock Street Killahz or whoever.
Sonra da Orson Hardware'e gidip bir çuval kaya tuzu alacaksın.
After that, you're gonna go down to Orson Hardware and pick up a bag of rock salt.
Rock'ın karın kaslar, Rock'ın kolları.
"'The rock'abs.
Rock'ın götü.
'The rock'arms. 'The rock'ass "?
Rock'ın gözleri. Dwayne Johnson kim?
"'The rock'eyes? "
Ve sen... Hangi taşın altından çıktıysan oraya döneceksin, Yoksa seni ben gömerim.
And you... you're gonna crawl back under whatever rock you came from, or else I'll bury you.
Gidip en büyük kayayı bulalım da arabanın camını kıralım.
So, let's go find the biggest rock we can and go break the car window.
Kendi çocuklarımdan çalmakla artık dibe vurduğumu düşünmüştüm. Uyuşturucu satıcısınınkini otogarın lavabosunda ağzıma alana kadar.
I thought stealing from my kids was rock bottom, till I, blew my dealer in a bus station bathroom.
Kaşla göz arasında dönmüş olurum. Sakın vapuru sarsmayın.
I'll be back in a flash, and don't rock the boat.
Çok hareketlisin Foster.
You're pretty rock-n-roll, Foster.
Çünkü sabah 6'da e-postalarını evinden kontrol ettin ve bir saat sonra da telefonundan Rock Creek Park'ının diğer tarafında.
'Cause you checked your e-mail at 6 : 00 A.M. from your apartment and again an hour later from your phone on the other side of Rock Creek Park.
Little Rock, Arkansas'ta zencilere uygulanan şiddet, beyazların Little Rock'da dört devlet lisesinin kapatılmasından zenci topluluğunu sorumlu tutmasından dolayı bir kez daha ayyuka çıktı.
Violence against Negroes in Little Rock, Arkansas, is once again on the rise as white citizens are blaming the Negro community for the closing of four public high schools in Little Rock.
Doğum kontrol hapını bulan John Rock mu?
The John Rock... Who developed the birth-control pill?
Bay Tally, Dr. Rock'un birinci geldiğinden emindi ve aynısını bizim için de yapacak Dr. Kaufman'la birlikte.
Well, Mr Tally made sure that Dr Rock came in first, and he's going to do the same for us with, uh, Dr Kaufman.
John Rock doğum kontrol hapından fazlasını sattı. Kalıcı sonucu olmayan zevkin fikrini sattı.
John Rock sold more than the birth control pill, he sold an idea, of pleasure without permanent consequence.
Bir yanardağ patladığında, bir kayayı gaz haline getirebilecek kadar ısınır.
When a volcano erupts, it can heat up a rock so hot that it turns into gas.
Hodgins'e göre, katil garajın zeminine su ve kaya tuzu döktü.
According to Hodgins, the killer poured water and rock salt onto the garage floor.
Büyük Kanyon duvarlarındaki kayaç tabakalarının çoğu Dünya'nın bu kısmının deniz olduğu zamanlardan kalma iyi durumda damarlar olarak korunmuş tortullardan oluşur.
Most of the rock layers in the walls of the Grand Canyon are made of sediments, deposited as fine grains in a time when this part of the world was a sea.
Çağlar boyunca bu tortullar yeni gelen tabakaların ağırlığıyla kayaların altında sıkışmış ve en eskileri en altta kalmıştı.
Over eons, the sediments were compressed into rock under the weight of succeeding layers, with the oldest ones at the bottom.
Bu taşın içindeki atomların bazıları radyoaktif olabilir bu da kendiliğinden parçalanıp başka elementlere dönüşebileceği anlamına geliyor.
Some atoms in this rock could be radioactive, which means they spontaneously disintegrate and become other elements.
Bir taşın içindeki uranyumun hangi parçasının kurşuna dönüştüğünü bilirseniz o taşın oluştuğu zamandan bu yana ne kadar zamanın geçtiğini hesaplayabilirsiniz.
If you knew what fraction of the uranium in a rock had turned into lead, you could calculate how much time had passed since the rock was formed.
Nihayet yaşı önceden tespit edilmiş bir kayanın gerçekte ne kadar kurşun içerdiğini hesaplayabilecekti.
He was finally able to measure how much lead was actually in the rock. One whose age had already been established.
Yani adam arabadan düşüp kafasını bir taşa çarpabilir.
I mean, a man could fall off that wagon, hit his head on a rock.
Çok isterdim ama rock yıldızlarının, süper modellerin ve buz kızaklarının olduğu bir partiye gitmek zorundayım. Görüşürüz çocuklar.
I'd love to do that, but I gotta go to a party with rock stars and supermodels and ice luges, so I'll see you guys.
Doug'ın öldürülmeden önce, bir kaya teslimatı aldığım doğru.
Right before Doug got killed, I took a delivery of a rock.
Ama hep onu öldüren kişinin kayayı aldığını düşündüm.
But I always thought that whoever killed him took the rock, too.
Bu inancın temeline göre ise, dünya yüzeyi bir kaya tabaka ve altındaki katmanlarda kuyruklu yıldız ve asteroitlerde görülen nadir metallerin yaygın olarak görülmesiydi. Buna da "KT Sınırı" denir.
The foundation of this belief is a layer of rock beneath the surface of the Earth which has an abundance of rare metals thought to be common in comets and asteroids called the "KT Boundary."
Terzi kadın onu şarkımla sallayıp uyutmaya başlıyor.
The seamstress stars rock her sleep and my song.
Dibe durduğunuzda ne yaparsınız?
What do you do when you hit rock bottom?
Büro amiri, sağlam delil olmaksızın Voight'ın ekibinin Keeler'a dokunmasına müsaade etmiyor.
Bureau Chief won't let Voight's unit touch keel without rock-solid evidence.
Yüzbaşı, enkazın altında biri var.
There's someone behind the rock, Captain.
Enkazın altında gerçekten biri var.
There is indeed someone behind the rock.
Çoğu dinozor yumurtası, taşlaşmış olarak bulundu. Ama kısa zaman önce, Güney Amerika'da, birisi, bir Sauropod yumurtası buldu... ve yumurtanın içinde bir bebek Sauropod vardı.
Most dinosaur eggs are shell filled with rock, but not so long ago, someone in South America found a sauropod egg, and inside, there was a baby sauropod.
Rock'n'roll'un sana göre olduğunu hiç düşünemezdim.
I wouldn't have thought rock'n'roll would be your thing.
Söyler misin, rock'n'roll müzikten ne anlıyorsunuz?
Tell me, what do you make of this rock'n'roll music?
Rock'n Roll gibi hem de.
I'm talking rock -'n'- roll stuff.
Yuvarlanan Kaya dosyası ilk önce Linden'ın kafası patlayacak diyor.
Case of Rolling Rock says Linden blows her head off first.
Biraz country, biraz da rock'n'roll.
One's a little country, one's a little rock'n'roll.
Sen 1-900-Rock Yıldızısın.
You're a 1-900-Rock-Star.
İki meclis üyesi, eski bir çocuk aktör ve yaşını başını almış bir rock yıldızı buldum.
I've already had two city councilmen, a former child actor and an over-the-hill rock star.
Sen, üstüne kilisemi inşa edeceğim taşsın.
You are the rock on which I will build my church.
Kilise, taşın üzerinde 2000 yıl durdu, kötülüğe karşı bir kale olarak, ama İkinci Vatikan Konseyi'nde düşman kilisenin duvarlarını yıktı.
It stood on that rock 2000 years, a fortress against evil, but at the Second Vatican Council the enemy breached its walls.
Vivian'ın orta yaş krizi geçirip senin gibi baklavalı ya da her neyse çocuk bir barmenle takılmasıyla bir sorunum yok, alınma sakın.
And lookit, I got no problem with Vivian having a midlife crisis with a juvenile bartender with some rock-hard abs or whatever, no offense.
Uzay o kadar engindir ki, Dünya'dan fırlatılan bir kayanın bir başka yıldızın yörüngesindeki bir gezegene çarpması milyarlarca yıl alabilir.
Space is so vast that it would take billions of years for a rock ejected from the Earth to collide with a planet circling another star.
Dünya'nın kabuğundan püsküren eriyik kaya, 100 kilometre boyunca bu kalderayı doldurarak bugünlerde bir göl haline gelmiştir.
The molten rock that erupted from Earth's crust left this caldera, 100 kilometers long, now filled with a lake.
Zihnimizle onu yönlendireceğimiz yer paramparça oldu, 30 metre kayanın altına gömüldü.
The site we were supposed to lead him to with our minds... blown to pieces, buried under 100 feet of rock.
Nicholas Orman'ın sağlam şahidi var.
Nicholas Orman has a rock-solid alibi.
Rock yıIdızları ve asiller Brad Mason'ın partisine katıImak için sıraya girecekler.
Rock stars and royalty will be lining up around the block to get into one of Brad Mason's parties.
Tamam, herkes kaya yığınına!
Okay, everyone to the rock pile!
Havanın düşerken tüye uyguladığı direnç kayaya uyguladığı dirençten daha fazla.
The air offers a much greater resistance to the falling motion of the feather than it does to the rock.
Sokakta hangi adamlarınız var bilmiyorum ama... - Rock sokağı çetesi öne çıkıp takım için bir adım atmaya hazır?
I don't know who you got on them corners, but rock street Killahz are ready to step up