Rolled translate English
2,423 parallel translation
- Gaz bir kere açıldı mı, dönüşün sonuna kadar düzgün, dengeli ve sürekli bir şekilde gaz artırılır.
- Once the throttle is cracked open, it is rolled on...
- Gaz bir kere açıldı mı, dönüşün sonuna kadar düzgün, dengeli ve sürekli bir şekilde gaz artırılır.
- Once the throttle is cracked open, it's rolled on evenly, smoothly and constantly throughout the remainder of the turn.
Eğilmeye başladığınızda ve gazı kestiğinizde ağırlığınız ön tekere doğru aktarılır ve çatalı baskılar.
Once into your lean and the gas is rolled off, weight transfers to the front of the bike compressing the forks.
Daha önce gördüğümüz gibi gazı kesmeden biraz kısmak, çok daha az tehlikelidir.
As we've already seen, when rolled off and not chopped it is far less violent.
Yüzüğüm kapının altına yuvarlandı.
My ring rolled under the door.
Uykunda dönmüş olmalısın, o da yere düşmüş.
Oh, you must have rolled over in your sleep and it fell on the floor.
- Ninja gibi hareket etti.
- He rolled out of that like a ninja.
Tamamen saf dışı bırakıldım.
I've been completely steam-rolled.
Hiç uçmadın bunla, değil mi?
You've never rolled?
Çünkü nereye gitsek avucumuzu yaladık.
Every site we've hit on the way up here, we've rolled a donut.
Geçen hafta, Divaniye adında bir bölgeye gittik.
We rolled into a site, Diwaniya, last week, okay?
Benimle isi bittiginde üzerimden çekildi iste o zaman içeride bir bezbol sopasi oldugunu gördüm.
When he was done, he rolled off me, and I saw that there was a baseball bat in his van.
CIA, FBI, DEA... Hepsi bir burritoda birleşmiş gibi.
That's right, CIA, FBI, DEA, all rolled in one mean fucking burrito.
Gemim şimdi dolmaya başladı.
My ship just rolled in.
Diğer tarafa yuvarlandım.
I just rolled over to the side.
O büyük spor çanta orada olmasaydı yatağın altına yuvarlanırdı.
It would have rolled right underneath, if that big duffle bag hadn't been there.
Alevler sardı her yanı ama gitmezdi çocuk almadan babasının cevabını...
The flames rolled on...
Tek bir cigaralıktı
With one rolled.
En iyi dostum ve sağdıcım olacaksın.
You're going to be my best friend and my best man all rolled into one.
Hatırlıyor musun küçükken halıcıya gitmiştik ben de rulo halıların üzerinde zıplamıştım.
Do you remember when we went to that rug store and I hopped up on one of those rolled-up rugs?
En kötüsü de orada kocaman bir çiş torbası vardı üzerine yuvarlandım ve patlayıp her tarafımı batırdı.
The worst part was there was a big bag of pee and I rolled over on it and it like burst all over me.
Benim bildiğim Lillian, buraya geldiğinde etrafa bir bakar ve bunun tamamiyle saçma ve aptalca olduğunu düşünürdü.
The "you" that I know would have walked in here and rolled your eyes and thought this was completely over-the-top, ridiculous and stupid.
Bir tren yaklaştı ağaç kümesinin içinden.
In the distance a train rolled into view.
Gözleri ters dönüyor.
His eyes is rolled back in his head.
Yaşlı ezikler ya..
Miserable bastards. After all this, want cheese rolled with pickles.
Uyuyamadım. Ve sözlerin kafamda dönüp durdu.
I couldn't sleep and your words rolled in my head...
On adam gücünde. Tarihteki en kötü on adamın birleşimi :
He is equal to ten villains rolled in one.
Dedektiflerden biri Amy'nin yanına çömelerek vücudunu çevirdi ve sanki birisi dedektifi arkaya itmiş gibi oldu biraz geriye doğru düşer gibi oldu.
One of the detectives, he squatted down beside Amy's body, and they rolled her body over, and it was like somebody had just pushed him back, and he kind of fell back a little bit.
Kurdun küçük bir çubuğa sarılması gerekir. Uyarı :
The worm needs to be rolled out onto a small stick.
Umarım onları sarıp içmedin.
I hope you ain't rolled'em and smoked'em.
Tamam. Adam arabayı durdurdu, camı indirdi...
He stopped the car, rolled down the window...
Sonra da yatakta dönüp bir sigara isterim.
Who just rolled over and wants a cigarette.
Bu da kızgın kömüre yatırılmış.
And this one was rolled on hot coals.
Zehirlenmiş, vurulmuş ve bok içinde yuvarlanmış.
Poisoned, shot, and rolled in poo-poo.
Üç maskeli adam bir minibüsle geldiler, ve beni bir şehir turuna çıkarmak istediklerini söylediler.
Three guys in ski masks rolled up in a van, said they wanted to take me on a tour of the city.
♪ Saçımı yuvarladı ve rujumu koydu ♪
♪ She rolled my hair, put my lipstick on ♪
Resmen oyuna getirildim.
I got rolled by a pro.
Önüne kırmızı halı da sermişlerdir o zaman.
They must have really rolled out the red carpet for you, then.
Gördüm, gözlerini devirdin.
Ah! I saw that... you rolled your eyes.
Kapkaça kurban gitmeyeyim.
I don't wanna get rolled.
Ne demek istediğini anlıyorum, ama ben sadece işleri yoluna koymaya çalışıyorum.
I understand your point, but there's no way that I get just rolled-over on this.
Chas, herhalde hazırda sarılmış bir şeylerin vardır.
Chas, I assume you have something rolled and twisted at hand?
Yerini yerleşkeden görmediler. Kamyon da görüş alanlarına yeni girmişti.
Well, they didn't spot you from the compound, and that truck was barely in sight when the militia rolled out.
Erkek tuvaletinde bir teşrifatçıyı soydun ve buna kumarhane soymak mı diyorsun? Hiç kusura bakma!
You rolled a greeter in a men's room, and you call this stealing from a casino?
Şu tepeden aşağıya atılmış gibi.
Looks like he might have rolled down the hill from up on the road.
Akülü araba ile gezen bir çocuk, pumanın biri tarafından hırpalanmış bir cesedi bulmuş ve hemen polise haber vermiş.
Kid on the ATV rolled up on a mountain lion mauling a body.
Karamel kaplı, hindistan cevizi de var.
It's covered with caramel, rolled in toasted coconut.
Tıpkı şu göte çakmak gibi.
Just, like, rolled up on that ass.
Ve okul gezisi de cabası.
- And a college road trip rolled into one.
Yani iki gangster geldi, yaşlı bir kadını yuvarladılar, sonra birkaç eşyayı devirip gittiler öyle mi?
So, two gangsters just came in here, Rolled an old lady down the aisle, Knocked over some stuff, and left?
Benimle takılırken pek fazla takmazdın.
You didn't mind so much when you rolled with me.