Rotting translate English
1,270 parallel translation
Tam bir klasik, her ne kadar... sabah sabah, çürümüş inek ceseti kokusunu çok sevsem de, köşeye sıkıştırmanın başka bir yolu daha olabileceğini düşündün mü hiç?
And a classic it is. But as much as I love the smell of rotting cow carcass in the morning have you condsidered there might be another way to break the stalemate?
Dişleri çürüyor, pislik içinde yaşıyor.
Whose teeth are rotting, who's living in shit.
Hapisteki hücresinde çürüyen Lila'm için üzgünüm.
Sorry for my Lila rotting in her jail cell.
Ve Nathan için üzgünüm. Mezarında çürüyen.
And sorry for Nathan... rotting in his grave.
Bir yemek parçası dişin arkasına yerleşir... ve orada kalır, diş minesinin arkasında yolunu bulur... hiç bir şey kalmayana dek çürütür orayı, ve çözüm olarak... sadece çekmek kalır geriye.
A particle offood becomes embedded behind a tooth... and there it sits, working its way in behind the enamel... rotting it from the inside out... until there's nothing left to do but pull it.
Midenin derinliklerine uzan.
And your rotting teeth... and probe the depths of your stomach.
Aşk açık alanda çürüyor.
Love is rotting in an open field.
Kendini mahvetmenin tadını çıkar
Have fun rotting by yourself.
Şu anda gettolar adi ve kokuşmuşlarla dolup taşmış durumdalar.
What we have are ghettoes filled and overfilled with the scabrous, the rotting.
Unutmayın ki, çok önemli bir ilaç olan penisilin... peynir küfünden elde edildi.
after all a rather useful medicine called penicillin... was found in the same mould that grows on rotting cheese.
Ayrıca yiyeceğimiz bitmek üzere.
Besides, the food is either finishing or rotting.
Çürüyen piskoposları rüyamda görmek istemiyorum.
I don't want to dream about rotting bishops.
Demek, bu çürümüş cesetlerdenmiş.
You know They say rotting corpses make the water taste good!
Hey, kokuyormuş!
Hey, it's rotting?
Enselendiğim için değil ama... ama sosyetemizin bu... çürüyen ortamından kurtulduğum için memnunum.
I'm not sorry to be caught. But I'm glad that has been released from the rotting customs of our society.
Kevin duruşmaya çıkmadığı halde hapiste çürüyor olmasınden dolayı çok da mantıklı görünmedi.
It didn't seem to matter to anyone... that the real-life Kevin was still rotting in prison without a trial.
- Şimdiden kötü görünüyor.
He is already rotting.
Çürüyoruz... hepimiz.
We're rotting, all of us.
Dört bir yanından parçalara ayrılıyor.
It's rotting to pieces all around you.
Kanepede oturup çürümek nasıldı?
How was sitting on the couch rotting?
Çürüyen cesetler arasında atılmış 10 yaşındaki bir çocuğun savcılık fotoğraflarını göstermemi mi istiyorsunuz?
Do you really want me to show the D.A. photos of a dead 10-year-old boy dumped among rotting corpses?
Sen burada çürürken ben dışarıda olacağım.
While's you in here rotting, I'll be back out.
Belki de ona neden değer verdiğini hatırladı. Senin bu floresanlı mezarlıkta çürüdüğünü görmek, nafakanı bir garsona bahşiş olarak vermekten daha eğlenceli olduğu için yaptım.
Maybe she remembers why she cared about him in the first place, I did it cos the thought of you rotting here in this fluorescent tomb is more fun than tipping a valet with your alimony cheque.
Bu leş, ürkek, kendilerini çürüyen balinanın kokusuna bulamaktan mutlu olan kurtların bile ilgisini çeker.
This carcass even attracted a shy pack of wolves only too happy to anoint themselves with the scent of rotting whale
Denizin dibine yakin yerde yem ararlar ve duyusal oyuklarini cürümekte olan leslerin koku izlerini takip etmek icin kullanirlar.
They forage near the sea floor and use their battery of sensory pits to follow odour trails from rotting carcasses.
Denizin dibine yakın yerde yem ararlar ve duyusal oyuklarını çürümekte olan leşlerin koku izlerini takip etmek için kullanırlar.
They forage near the sea floor and use their battery of sensory pits to follow odour trails from rotting carcasses.
Çenesizler birkaç saat içinde kendi ağırlıklarının birkaç katı çürümüş et yiyebilirler.
In just a few hours, a hagfish can eat several times its own weight of rotting flesh.
Deniz yosunu salları çürüyor ve zamanla canlılıklarını kaybedecekler.
The seaweed rafts are rotting and will eventually lose their buoyancy.
Günes isinlari daha zayif hale gelirken yosunlar ölmeye, giderek cürümeye baslarlar.
As the sunlight becomes ever more feeble the kelp starts to die, gradually rotting away to nothing.
Çekilen sular her gün sahilde denizden gelen parçalar bırakırlar. Ve bu canlı, çürüyen balıkların kokusunu almak için akıntıları koklar.
Every day the retreating waves leave flotsam somewhere on the beach and this creature is scenting the currents for the odour of rotting fish
Ağaç neredeyse tamamen selülozdan oluşmuştur ve sadece çürümeye başlayınca sindirilebilir.
Wood is composed almost entirely of cellulose... which can only be digested once it starts rotting.
Umarım şimdi tarlada, bir papaya gibi kokuyodur, bizde burada şu güzel hayatın keyfini çıkartıyoruz.
At this very moment, he's out in a field, rotting like a papaya, while we're in here, cozy and enjoying the good life.
Çürüyüp giden Gwen'in bedenini düşündüm.
I thought of Gwen's body rotting away.
Sen burada çürümeye başladığında bizde bu işe başladık.
That's because we got started while you was rotting away in here.
Orası eskiden sessiz sakin olurdu pınarın suyu fıkırdar, güneş ağaçlar arasından gülümserdi hafif nemli ve küflü yaprak ve yeni dünyanın kokusu duyulurdu.
It would be quiet there then with the water bubbling up and away and the sun slanting in the trees and the quiet smelling of damp and rotting leaves and new earth.
Çünkü cesedi açtığın zaman ne bulursun? Çürümüş bedenin içinde dev bir sıçan.
Because when you cut into an abscess, what do you find, like maggots in a rotting body?
Bulimik sıskalık sağlıklıdır, diş çürümelerin dışında, fakat benim dişlerim çürümüyor, yani...
Bulimic skinny passes for healthy, except your teeth rot, but my teeth aren't rotting, so...
Mesela, bu günlüğün sahte olduğu ortaya çıkarsa, sizin bir 10 sene daha hapishaneye gireceğinizi düşünmekten hiç hoşlanmıyorum özellikle de özgürlüğünüzü yeni yakalamışken.
And for example if it turns out you knew this diary was a fake, I hate to think you rotting away in prison for the next 10 years especially when you just win your freedom.
Bütün sevdiklerim gittiğinden beri... bu evde çürüyorum.
I've been rotting in this house for those I loved, but they've all gone.
Tatlım, en son muhteşem bir şey yaptığında, arka bahçede altmış tane eski lastik vardı.
WELL, HONEY, THE LAST TIME YOU DID SOMETHING WONDERFUL, I ENDED UP WITH 60 ROTTING TIRES IN THE BACKYARD.
Çalıştığı o canavar da ait olduğu yerde, hapiste çürüyor.
And the monster he worked for is in prison, rotting where he belongs.
Çürümüş deri kokmaktan nefret ediyorum. Aspirasyon.
I hate the smell of rotting flesh, especially when it's increasing.
Ucube şuradaki kokmuş etle bir anlaşma yaptı ve o beni öldürmeye çalıştı.
Freaky... made a deal with rotting flesh over there, and he tried to kill me.
Kısa sürede, Dünya'nın etrafı atmosferimizi ısıtan ölü güneş ışınlarıyla doldu.
Pretty soon, Earth is chock-Full of sunbeams... Their rotting corpses heating our atmosphere.
- Tahtalar eski ve çürük.
- The wood is old and rotting.
- Tahtalar eski ve çürük değil.
- It is not old and rotting.
Vücudunun toprağın altında çürüdüğünü hayal et.
You gotta picture her body under the ground rotting away.
Çürümüş cesedimi çiğnemeden asla, efendim.
Over my rotting corpse, sir.
Çürümüş cesedimi çiğnemeden asla.
Over my rotting corpse, sir.
Daha önce de söyledim.
I've said it before, but I'm rotting here.
Bir yelerde çürüyor.
He's out there rotting.