Rum translate English
1,946 parallel translation
Dilinden espri, cebinden çocuklara verdiği romlu şekerleme eksik olmazdı.
He was always ready with a joke or rum balls in his pockets for the kids.
Biraz rom getireyim.
I'll get some rum.
Sadece cristobal ve adamları için rom alıcaktım.
Just getting rum for cristobal and his boys.
Rom?
Rum?
Şimdi izin verde biraz rom alayım
Let me just get some rum, now.
Rom benim için, sammy.
The rum is for me, sammy.
- Romu alıp şu içkilere katar mısın?
How about grabbing the rum and topping off these drinks?
Ve rom.
And rum.
Seraphine rum baba tatlısına bayılıyor.
Seraphine adores rum baba.
Epey bir rom vardır orada, sanırım.
Lot of rum over there, I guess.
Acaba en iyisinden iki şişe alabilir miyim diye merak ediyordum.
Can I have a few bottles of your best rum.
Bu 35 rom olayı, bunu sen mi buldun?
This 35 rum thing, did you invent it?
Soda biraz rom.
Soda with some rum.
Garip bir adam şu Spanley.
Rum chap, Spanley.
Yavaş için. Zaten ben romu fazla kaçırdım.
Go easy on them, though, I think I completely overdid the rum.
Yani, sen dostluk adına bir rom yapabilirsin.
So get me all the rum you can, for the sake of friendship.
Rom konusunda hafif sikletti.
Lightweight when it came to rum.
Yo ho ho and a bottle of rum. # #
Yo ho ho and a bottle of rum.
Coquito'ma biraz daha rom alabilir miyim?
Can I get some more rum for my coquito?
Votka, rom, kavun likörü ve karışık meyve suyuyla mı yapılıyordu?
That's vodka, rum, melon liquor, and sour mix, right?
Ama tuzağa düştüğünü ve boyun eğmeyi biliyor bu yüzden size biraz eğlence için yalvarıyor. "
But he knew he was trapped and would have to adapt, so he begs you instead for some rum. "
Viski, bira, cin ve rom adamı olduğum için -
And since I'm a scotch, beer, gin and rum man...
Kokuşmuş rom...
Stinking rum.
Evdeki bir kaç içkinin değerinde.
Cup of rum's on the house.
Terry, üç elma birası, üç et yemeği ve dört duble rom-kola alayım, lütfen.
Terry, I'll have three ciders, three carveries and four double rum and cokes, please, mate.
Tuhaf bir grup diye düşünüyorsanız, bir de arkeolog kocasını görün.
You think they're a rum crew? Wait till you meet the archaeologist husband.
Tonlarca film ve şeker aldık, rom ve kolanın dibini bulduk.
We rented lots of films, I got tons of candy, and she drank rum and cola
- O zaman romu sen bitirdin diye anladım ben.
- Here I thought you drank the rum.
Ben 12 yaşındayken, babam beni kendi rom şişesinden içerken yakalamıştı.
My father, he caught me drinking From his bottle of rum when I was, like, 12.
Jefe, rom kola gönder.
Jefe, another rum and coke.
Evet, yerini biliyorum. Rom kola söyle.
Order me a rum and coke.
Bir şişe rom.
- Bottle of dark rum.
Mavi, portakal liköründen gelen, parlak mavi... Romdan gelen furfural, proteolitik enzim ananastan, alkol kendi adına konuşuyor.
Brilliant Blue FCF from the blue Curacao, furfural from the rum, proteolytic enzyme, pineapple, alcohol speaks for itself.
Bunun içinde scotch, absinthe, rom, cin, vermouth, triple sec, ve iki damla splenda var.
This is equal parts scotch, absinthe, rum, gin, vermouth, triple sec, and two packs of Splenda.
Sadece rom var.
It's just rum.
İçinde rom var mı?
Does it have rum in it?
Koca bir şişe rom koydum.
I put a whole bottle of rum in there.
Kuru üzümlü.
rum raisin.
Ona biraz rom verin.
Give him some rum.
Rom.
Rum.
Garson, buradaki genç arkadaşa rom getir.
Waiter, rum for the young fellow here.
Alkolik, kadın avcısı, milyoner.
- Rum-runner, womanizer, millionaire.
Ben tüm hafta sonu rom içen parti çocuğu değilim.
I'm not the party boy who runs off on these lost rum-Soaked weekends.
Bir Rom-kola alabilir miyim?
Can I get a rum and coke?
Hüsrev o gece Rum diyarına gitmek üzere yola çıktı.
That night, Khosrow left for Rome.
Rum ordusunun yardımıyla Behram'ı yendi ve Rum hükümdarının kızı Meryem'le evlendi.
With the help of the Roman army, he defeated Bahram and married Maryam, the daughter of the Roman emperor.
Tümüyle acayip bir iş.
Altogether a rum business.
Oldukça garip.
It is composed of egregiously rum ingredients.
Rom mu?
Rum?
Romlu kekim.
It's my rum cake.
- Hayır.
We got cervezas and we have, uh, dark rum. No. Yeah.