Rıza translate English
7,183 parallel translation
Rızanıza ihtiyacım olacak.
Your... assent.
Ortalama % 65'i deneydeki emirlere rıza gösterdi.
Roughly 65 percent compliant.
Bu meyveyi büyünle kutsa ve hizmetkarın olmamıza rıza göster.
Enchant this fruit and grant us your familiars.
- Rıza gösterenleri sevdiğimi söylemiştim. - Kapa çeneni.
- I told you I liked compliance.
Gözlemcilerine rıza gösteriyorsun.
You have consent over your monitors.
- Hayır, hayır. Bunu yapmanıza gerek yok.
Oh, no, no, you don't have to do that.
Etrafınıza baktığınızda Avustralya'da yaşayan insanların tüm dünyadan insanların yaşadığını görürsünüz ve tıpkı büyük bir tenceredeki bezelye, mısır, havuç, kereviz, biraz fasulyeli ve biraz da benim gibi kart et koyulmuş koca bir yahni gibidir.
If you look around you, we've got people living in Australia and coming here from all around the world and I look upon it as one of those big old camp oven stews, and in that big old stew, we've got peas, corn, carrots and celery and a few beans, and we've got a bit of rough old, tough old Territory beef like me.
Erlich, sadece buranın senin evin olduğunu bunca zamandır kalmamıza izin verdiğin için iyi ettiğini ve ofisimizi alınca yolundan çekileceğimizi söylemek istedim.
Hey, um, Erlich, I just want to say this is your house and you've been really cool letting us stay here for all this time, and as soon as we get our office space, we'll be out of your way.
Richard, kimse aktarmamıza saldırı düzenlemiyor.
Richard, no one is cracking our transfer.
Çağırıldığımıza çok mutlu olduk ama biraz hassas bir konu.
Whelan! Where are you hiding?
- Saldırı yapmanıza imkan tanıyacak bir ordu mühendisi görevlendirmezseniz tabii.
Unless you enlist a war engineer to help you mount an offensive.
- Bu arkadaşımız Leena. Çocuklarla çalışır. - Tanıştığımıza memnun oldum.
This is, er, Leena, she works with the children.
Küçük Kulüp'ümüze ve Sipi Panayırı'mıza hoş geldiniz.
Welcome to our little club, and welcome to the Sipi Fair.
Doğrusu şu ki ; hakimiyet fikrine yatırım yaptın ve bunu başımıza kakmaya da bayılıyorsun.
The truth is, you're invested in the idea of authority and you love lording it over all of us.
Katırımıza merhaba de.
Say hello to our mule.
Bana bunun basit bir iş olduğu söylendi - Kızı kaçır ve Foster ağamıza düşer.
They said this was going to be a simple bit of work - take the girl and Foster would roll over.
Aman yahu, sizin de sahiden şahsınıza münhasır bir espri anlayışınız var, değil mi?
Oh my, you really... have a unique sense of humor, right?
Ansızın deşifre edilemeyen tuhaf bir sembolle sorun yaşarsak... Bay Chandler yardımımıza koşacaktır zannımca.
I feel Mr. Chandler can provide able rescue should we find ourselves suddenly afoul of the odd glyph.
Açık renk saçlı bir kıza çok yakışır.
It would work nicely on a young girl with fair hair.
Ellerinin tersi... yastığa gömdükleri suratımız... bizi zorla yatağınıza alıp o yağlı vücutlarınızı üstümüze bastırırken... kanayan ve acıyan amlarımız!
The back of the hand... the face turned to the pillow... the bloody, aching cunt as you force us onto your beds to take your fat, heaving bodies!
Parayı nasıl bulacağımıza dair bir fikrim var sanırım.
I might have an idea how to raise the funds. I've been around long enough to know that there are two sides to show business.
Gecenin bir yarısı çadırımıza girmeye nasıl cüret edersin! - Evet.
How dare you just walk into our boudoir in the middle of the night!
Aslında uğramanıza da gerek yok. Sonuçta meşgul olmalısınız. Hizmetçiye bir e-posta atmanız yeterli olacaktır.
In fact, no need to come out, you must be so busy, so just an e-mail to the housekeeper will suffice.
Hayat şu anda manyakçadır ve sizin gerçekten yapabileceğiniz tek şey arkadaşlarınıza değer vermek.
Life's crazy right now, and the one thing you can really count on is your best friend.
Yoğun açlık nasıl hissettiriyor? Kırık cam parçaları damarlarınıza sürtünüyor gibi mi geliyor?
How does it feel, hunger so intense, like shards of glass creeping through your veins?
Kırık cam parçaları damarlarınıza sürtünüyor gibi mi geliyor?
Hunger so intense like shards of glass creeping through your veins.
Eğer bu kıza ihanet edersen seni bulurum kelleni koparır kazığın başına geçiririm.
If you ever betray her I will find you and I will deposit your head on the end of a spike.
Yardım et bana, Tanrım, Lincoln bu kıza bir tane çubuk krakerden fazlasını verirsen, boşanırız.
So help me, God, Lincoln, if you give this girl so much as one pretzel, we are getting a divorce.
Anlaşmanıza uymaya hazırım.
_
Bayan Walters, aileniz 28 yıldır kuyumcu dükkanınıza sahip ve işletmekte. Kaç defa soyuldunuz?
Mrs. Walters, in the 28 years your family has owned and operated your jewelry store, how many times have you been robbed?
Hayır, ama ondan önce yanımıza gelirdi süt getirirdi.
No, but she would visit us before, give us milk.
- Hayır. Etrafınıza bir bakın bakalım.
Well, take a look around.
Odak noktasını bulmanıza yardımcı olacaktır.
This will help you find the focus.
Bu imgen sırasında Javier kıza ismiyle seslendi mi peki? Hayır.
So during this vision, did Javier happen to call out the girl's name?
Bize ait değil. Yüzyıllardır halkımıza ait.
It has belonged not to us, but to our people for thousands of years.
Sanırım bu durum bakış açınıza göre değişiyor.
I suppose that depends on how you look at it.
Eğer diğer insanlarla aranıza bir uçurum varsa, olayınız hip-hop'tır.
If you were an outsider, hip-hop was your anthem.
Taşındığımıza memnun muydun? Hayır.
Was I excited about the move?
Çarşamba günü bunun olması biraz sıradışı ama hepinizden okulumuza yakışır bir sıcak kanlılıkla Hung-ge Yi Minge'i aranıza almanızı istiyorum.
I know it's a little unorthodox being a Wednesday and all, but I'd like you all to give a warm, Abraham Lincoln middle school welcome to... "Hung-ge Yi Minge."
Hafıza kaybı ve kişinin kendini tamamen unutabildiği oldukça yoğun ve gerçek halüsinasyon yaşamaları yaygındır.
It's common for them to experience very intense, very real hallucinations and synesthesia that precedes a loss of memory and a complete occlusion of identity.
Yardımcımıza sonsuz güvenimiz vardır.
I have absolute confidence in our helper here.
Buraya kapanmanıza izin vermiştim çünkü sizi yatıştırıyor ve memnun ediyordu. Çünkü hepiniz takıntılı bir şekilde uyumsuzsunuz ama bu size yetmedi.
I have been letting you hole up down here, because it kept you contained and satisfied, because you are all compulsively defiant, but it wasn't enough.
Uzun zamandır ilk kez sizin grubu aramıza almayı düşündük.
Your group is the first we've even consiere taking in for a long time.
Ve bir hazır yemek lokantasında yalnız başınıza yemek yiyorsunuz.
And you're eating alone at a deli.
Aramıza yeni katılan dinleyicilerimiz için çok eğlenceli bir kavgaya tanık oluyoruz. Baş rolü paylaştığım... - Hayır, hayır.
So, for those of you just tuning in, we are listening to a really fun fight between my costar...
Umarım Hindistan'da Shahida'mıza... gözkulak olacak biri vardır...
There must be some god-sent in India. ... who will look after our Shahida.
Yeni minik kızımıza anlatırım sıkıntılarımı.
Tell my new little girl all my problems.
- Hayır, öyle sormanıza gerek yok çünkü bu Jeopardy programı gibi değil.
- What is...? - No, you don't, you don't... you don't have to do that'cause it's not Jeopardy.
Komik ama uzun zamandır evli olmamıza rağmen İspanyolcam bok gibi.
It's funny. We've been married a long time, and my Spanish still sucks.
- Artık yalnız kaldığımıza göre konuşmalıyız çünkü sanırım sana neler olduğunu biliyorum.
So, now that we're alone, we should talk, because I'm pretty sure I know what's going on with you.
Aklımızın başımıza gelmesi için çünkü sanırım bazılarımız olaya fazla kapılmış olabilir.
To get some sanity back, because... I think that some of us Might be getting a little carried away?