Sadie translate English
1,582 parallel translation
Ashton Keller'ın eski iş telefonu.
Former work number of Ashton Keller, Sadie Keller's husband.
Sadie Keller'ı tanıyor muydu?
- Did she know Sadie Keller?
İkinci kurban Sadie Keller,.. ... hiç karşı koymamış sanki uyuşturucu almış.
The second victim, Sadie Keller, shows no sign of a struggle, as if she were drugged.
Ashton, Jim'i öldürdüyse, Hank de Sadie'yi öldürmüş demektir.
So if Ashton killed Jim, that would mean Hank killed Sadie.
Katil Sadie'ye aşırı derecede insülin vererek onu bayıltmış.
The killer injected Sadie with enough insulin to render her unconscious.
Çivi kadar sert, buna rağmen hassas bir mücevheratçı Sadie mi? ... yoksa büyükbabamın gayri meşru Çocuğu, kitap kurdu Lindsay mi?
Sadie, the tough-as-nails-yet-soulful Jewelry maker or Lindsay, my grandfather's illegitimate love child.
arkadaşın mı?
She a friend? I met her a couple of times at the school getting Sadie's classes organized. No.
Hey Sadie.
Hey Sadie.
- Trey, bu Sadie.
- Trey, this is Sadie.
- Seksi Sadie.
- Sexy Sadie.
Tamam, Sadie.
It's okay, Sadie.
Sadie bugün okulda değildi.
Sadie wasn't at school today.
Sadie, yeter.
Sadie, that's enough.
biliyorsun, bu oldu, uh, biliyorsun, Junior'un öğretmeni ve Sadie'nin de, tamam mı?
You know, that was, uh, you know, Junior's teacher and Sadie's too, right?
Çatlak Sadie Bickerman.
It's crazy Sadie Bickerman.
Gidip çatlak Sadie'yle konuşalım.
Let's go talk to crazy Sadie.
Sadie o kadar tatlı değildir.
Sadie's not that sweet.
Bayan Sadie Bickerman sizsiniz değil mi?
Mrs Sadie Bickerman?
Sadie, ben Şerif Riley.
This is Sheriff Riley, Sadie.
Sadie, senin iskeleye 180 metre uzaklıkta bir adamın kafasını bulduk.
Sadie, we found a man's head about 200 yards off your dock.
Çatlak Sadie bir şeyler biliyor.
Crazy Sadie knows something.
- Bana Sadie de.
- Oh, call me Sadie.
Peki Sadie, en baştan başlayalım. Bu insanların söylediği her şeyi anlat bana.
Well, then, now, Sadie, let's start right at the beginning, and you tell me everything those folks said.
Gerçekten aç değilim Sadie.
I'm not really hungry, Sadie.
Çatlak Sadie'nin oradaki kamp yerine gitmiş olabilir.
He probably went to the campground over by Crazy Sadie's.
Karşımızda ne olduğunu anlamak için Sadie Bickerman'ın evine gidiyoruz.
We're going to Sadie Bickerman's house, find out exactly what we're up against.
Sadie!
Sadie!
Dediğin gibi olsun Sadie.
Have it your way, Sadie.
- Dinle Sadie, bağırdığım için...
- Listen, Sadie, for crying out loud...
Sadie, oğlum şu an dışarıda arkadaşlarıyla birlikte.
Sadie, my son is out there right now somewhere with his friends.
- Sadie, oğlum.
- My son, Sadie.
- Sadie, Sadie, Sadie, Sadie.
- Sadie, Sadie, Sadie, Sadie.
Sadece FDA'nın reddettiği gıdalarla mı besliyordun Sadie?
This is all you been feeding them, Sadie, beef rejected by the FDA?
Dinle Sadie, verdiğin bilgiler için teşekkür ederim.
Sadie, listen, I want to thank you for giving me this information.
Bunu Sadie'nin dondurucusundan yem olarak aldım.
I got this out of Sadie's freezer to use as bait.
Sadie adında bir kuzenim var.
I have a cousin Sadie.
Sadie.
Sadie.
Bakıyorum da Sadie ile tanışmışsın.
I see you met Sadie.
- Sadie, neden...
- Sadie, why are you...
Eğer Sadie durdurmazsak kitabı yok edecek.
Sadie will destroy the book if we don't stop her.
Ben Bernard ve bu da oda arkadaşım Sadie.
Well, I'm Ber- - I'm Bernard. This is my roommate, Sadie.
Sadie'de benim en iyi öğrencim.
Sadie's my best student, my protege.
Sadie, burada kal.
Sadie, stay here.
Sadie, benimle kal.
Sadie, stay with me.
Sadie, buraya gel.
Sadie, come here.
Sadie, buraya gel.
Sadie, come over here.
Sadie, dikkat et.
Sadie, look out.
- Ben ve Sadie.
Me and Sadie.
Sadie Keller.
Sadie Keller.
- Sadie Keller'ın kocası.
Wait.
Sadie'yle olan ilişkisini yazıyor.
Comes clean about her and Sadie.